Güncelleme Tarihi:
Covid 19 hastalığının erişkinlerde klinik özellikleri ile ilgili salgının başladığı dönemden itibaren yapılmış birçok çalışma olmasına rağmen gebeler, yenidoğan ve çocuklarda bu çalışmalar oldukça az. Çocukların hafif- orta ve sıklıkla da asemptomatik olarak bu hastalığı geçirdiği gözlemleniyor. Hastanelere başvuruların ancak hastalık ilerlediğinde söz konusu olduğunu belirten Dr. Koç, çocukların hafif ve orta dereceli hastalıklarda zaten daha az doktora götürüldüğünü, bu nedenle çocuklarda tespit edilen vakaların daha düşük olduğunu belirtiyor:
“Çin haricindeki ülkelerde yapılan araştırmalar tam olarak sonuçlanmamakla birlikte vaka bazında yapılan çalışmalar çocuklarda hastalık seyrinin asemptomatik -hafif ve orta dereceli seyrettiğini gösteriyor. Virüsün çocukları üzerindeki etkilerine ilişkin şimdiye dek gerçekleştirilen en kapsamlı çalışma Çin’de yapıldı. Çalışma kapsamında Covid-19 pozitif tanısı konmuş 2135 çocuk ve yenidoğanın (anneleri gebeyken hastalığa yakalananla dahil) klinik bulguları gözlemlendi. Bu çalışmaya göre çocuk yaş grubunda %4 asemptomatik %90 hafif -orta dereceli enfeksiyon, %5 ciddi enfeksiyon (akciğer tutulumu olup oksijen ihtiyacı olan), %0.6 yoğun bakım ve entübasyon ihtiyacı görüldü. Hastalığın kritik seyri ise 1 yaşın altında çocuklarda daha yaygın…”
ÇOCUKLARDA DA RİSK FAKTÖRLERİ ÖNEMLİ
Çocuklarda Covid-19 hastalığının ağır geçirilmesinin nedenleri arasında erişkinlerde olduğu gibi astım kistik fibrozis gibi kronik akciğer hastalıkları, diabet , konjenital kalp hastalıkları, metabolik hastalıklar ve immün yetmezlikler belirtiliyor. Bu nedenle kronik hastalığı olan çocukların ebeveynlerinin , genel hijyen ve sosyal izolasyona daha çok dikkat etmeleri ve bu şekilde bulaş riskini en aza indirmeleri gerekiyor. Yine çocuk hastaların kullandıkları ilaçlara steroid dahi olsa aynı şeklide devam etmeleri, hekimleri ile sürekli iletişim içinde bulunmaları gerekiyor.
Hastalık ve beslenme eksikliği kaynaklı olabilecek vitamin ve mineral eksiklikleri yerine mutlaka konmalı; yeterli kalori, protein yağ ve eser elementler ile vitaminleri içeren bir beslenme planı devreye sokulmalı. Düzenli egzersiz ve uyku bağışıklık sisteminin optimumda çalışması için önemli. Hastalık belirtileri meydana gelirse derhal hekimlerine başvurmalı ve gerekli önlem ve tedaviler erken dönemde alınmalı. Dr. Koç takviyeler ile ilgili şu önerilerde bulunuyor: ”Sağlıklı bireylerde dengeli beslenmeye ek olarak bu salgın döneminde bazı vitamin, mineral ve eser elementler takviye edilebilir. Bu takviyelere çocuğumuzun yaşı, beslenme şekli, muayenedeki bulgular ve varsa kan testleri sonuçlarını göz önünde bulundurarak karar veriyoruz. Demir, B12, D ve diğer B vitaminleri, C vitamini, çinko ile yine bireysel değerlendirme sonucunda koruyucu amaçlı fitoterapi uygulanabilir; papatya , kuşburnu, adaçayı gibi bitki çayları, bitkilerden elde edilen flavonoidlerin (meyankökü, quercetin,baicalin, curcumin ,myricetin gibi ) kullanımı ile çeşitli aromaterapotik yağların( lavanta, kekik,limon gibi ) harici kullanımından faydalanılabilir.