Güncelleme Tarihi:
Dört günlük bayram tatilinde yerli turistin akın ettiği Marmaris’te pek çok noktada sosyal mesafe kuralına uyulmuyor. Marmaris merkezden kalkan Akvaryum isimli tekne kısıtlamalara uymayarak tam kapasite yolcu alınca ortaya bu görüntüler çıktı. Cennet Adası’nda çekilen görüntülerde tüm tatilciler denize girmek için teknenin ön tarafına yöneldi. Sıkış tepiş şekilde birbirini ittirerek denize atlayan tatilciler koronavirüs önlemlerini hiçe saydı.
‘GÜNÜBİRLİK TEKNELER ÇOK RİSKLİ’
Prof. Dr. Derya Ulugündüz: (Beyin Damar Hastalıkları Hasta Derneği (BEYİNDER) Başkanı)
Tatil anlayışımız korona dönemi ile şekil değiştirdi. Otellere gitmekten korkuyoruz ve tercihimizi yazlık evlerden veya teknelerden yana kullanıyoruz. Böylece tehditten az da olsa uzak kalacağımızı düşünüyoruz. Yazlık evler için bunun öncesinde iyi bir temizlik yapmış ve her yeri dezenfekte etmişseniz bir nebze de olsa doğruluk payı var. Ama maalesef aynı şeyi tekneler için söylemek zor hele ki bu bir günübirlik tekne ise durum oldukça vahim. Günübirlik gezi teknelerinde gününüzü geçirmenizin korona riski bir düğünde iç içe olmaktan çok daha riskli. Neden mi? Etrafınızdaki insanların hastalık taşıyıcılığını bilmiyorsunuz, 1 metreden çok daha yakınlaşmanız gerekebiliyor kaçacak yeriniz yok ve tabii ki maskeniz de yok. İnsanlarla iç içe olmayı bir kenara bırakalım gelelim diğer sorunlara. Siz bindiğiniz teknenin sizden önce ne kadar hijyenli temizlenip temizlenmediğini biliyor musunuz? Dokunduğunuz yer sizden birkaç saat önce virüsle temas etmiş olabilir damlacıkların etraftaki nesnelere ve yüzeylere düşmesi ve insanların buralara temas etmiş kirli elleriyle gözlerine, burunlarına veya ağızlarına dokunmasıyla da COVID-19’a yakalanabiliyor. Günübirlik tekneler için bu risk çok daha fazla. Maske mesafe ve hijyen üçlü korumayı göz önüne aldığınızda teknelerde özellikle de sık misafir değiştiren günübirlik tekneler için bu koruma yöntemlerinden söz edebilmek zor görünüyor.
‘KATI BİREYSEL TEDBİRLER ALMAMIZ GEREKLİ’
Prof. Dr. İsmail Balık: (Ankara Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı)
Bu görüntü çok vahim! Aslında yaz başından beri her gün yansıyan benzer görüntüler, nişan düğün taziye gibi topluluklara pervasızca dahil olmalar, toplu taşıma araçları, parklar ve sahillerdeki kalabalıklar ve üstelik de maskesiz yada yanlış maske, vaka sayılarımızın azalmamasına ve dolayısıyla tekrar hızla yükselme potansiyeline sebep olmaktadır.
1 Haziran’dan itibaren başlayan açılma ile vatandaşımız maalesef salgın önemini kaybetti duygusu ile davranmaya ve bireysel tedbirleri yani maske mesafe ve hijyeni gevşetmeye başladı. Eğer biz kışa gelene kadar vaka sayılarımızı 100’ün altına düşüremezsek grip ve zatürrenin de artışı ile birlikte ölüm oranlarımızda ciddi artışlar olacaktır. İşin ciddiyetini şimdiden kavramaz ve çok katı bireysel tedbirler almazsak bir ay sonra geç kalmış olacağız. Aşı ve ilaç kışa kadar bulunamayacağı için biz kışa ancak bireysel tedbirlerimizle hazırlanabiliriz. Bu aşamada tedbirler konusunda lakayt davrananlar için çok daha fazla caydırıcı müeyyideler devreye girmesi düşünülmelidir. Örneğin ceza miktarı 100 TL’ye düşürülmeli ama kuralları uymayan herkese uyarısız, maskeyi doğru kullanmayanlara bile kolluk kuvvetlerince ceza kesilmelidir. Bireysel tedbirlere ciddi uyulduğunda günlük vakalar hızla azalmaya geçmektedir, uymayanlar yüzünden tüm toplumu tekrar eve kapatmak, ekonomiyi geriletecek kapsamlı tedbirlere geri dönmektense soruna neden olan tedbirsizlere dönük önlemleri sertleştirmek daha hakkaniyetli olacaktır.
Ekrandaki görüntüler kişi davranışlarına önemli ölçüde etki ediyor. Son zamanlarda eliyle maskeyi aşağı çekerek mikrofona konuşma yapanları görüyoruz. Günlük yaşamda da insanları biriyle konuşurken ayni şekilde maskesini aşağı çekme alışkanlığına dönüşmeye etki ediyor! Yani kötü örnek oluyor! Halbuki maske ses kaybına neden olmaz ama konuşurken virüs bulaştırma riski daha da artar!