Güncelleme Tarihi:
Hasanoğlu, yaptığı açıklamada, okulla ilk tanışacak birinci sınıf öğrencilerinin korkularının çeşitli şekilde ortaya çıktığını belirterek, şöyle konuştu:
“Okula ilk kez gidecek çocukların ayrılma korkusu olabilir. Bu nedenle annelerinin okulda kalmalarını, sınıfta oturmalarını isteyebilirler. Veliler bunu bir sorunu olarak görüp, çocukları azarlayarak, cezalandırarak tepki göstermemelidir. Çünkü ayrılma korkusu anne-baba ve çocuk arasında güvenli bir bağlanmanın oluşmadığının da işareti olabilir. Belli bir süre sabır ve empatiyle çocuğa yaklaşılmalı, eğer bir-iki haftadan uzun sürüyorsa profesyonel destek alınmalıdır.”
Kızının ilkokul birinci sınıfa başladığı gün, bir annenin bazı veli ve öğrenciler önünde endişeli bir yüz ifadesiyle çocuğuna sarılıp, öğretmenine “Benim oğlum yalnız kalmaktan çok korkuyor. Ne yapmalıyız sizce?” diye bir soru yönelttiğini anlatan Hasanoğlu, “Çocukların korkuları doğru olsa bile, hem kendi yanlarında, hem de diğer öğrencilerin önünde dile getirilmesi büyük bir hatadır. Bu tutum çocuğu diğerlerinin önünde küçük düşürür. Ayrıca pek de var olmayan bir korkunun çocuğun yüreğine ekilmesine de neden olur” dedi.
OYUN VE ÖDEV DENGESİ
Hasanoğlu, çocuklarda aylar düzeyindeki yaş farkının bile önemli olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Çocukları 7 yaşından önce okula göndermek, çocuğun sınıfa uyumu, derslere konsantre olabilmesi, algılayabilmesi ve ders çalışmasında sorun yaratabilir. Erişkin yaşlarda hiçbir şey ifade etmeyen bu yaş farkı, birinci sınıf öğrencilerinde çok önemlidir. Bunu bir gelişme geriliği olarak değerlendirerek, gereksiz endişe etmemek ve çocuğun üzerine fazladan yükler bindirmemek gerekir. Sonuçta normal bir gelişim aşaması olarak algılanmalıdır. Bu konuda sınıf öğretmeninden tavsiye almak, evde ek destek sunabilmek yararlı olabilir.”
Hasanoğlu, okula yeni başlayan çocuklarda anne ve babanın bariz şekilde fark ettiği bir davranış problemi söz konusuysa velilerin bu konuyu gizlememeleri gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: “Okulun psikolojik danışmanlık birimiyle bağlantı kurmalı ve profesyonel destek alınmalıdır. Çünkü çocuk çok uzun bir süreyi okulda geçirmektedir. Var olan sorunlar da öğretmen ve diğer çocuklarla olan ilişkisinde olumsuzluklar oluşturur. Erken yapılacak bir müdahale de sorunun kronikleşmeden ve çocuğun gelişiminde derin izler bırakmadan çözülmesini sağlar.”
Hasanoğlu, çocukların uzun bir yaz tatilinden çıkar çıkmaz, erişkinler gibi hemen yoğun bir tempoya uyum sağlamakta zorlandıklarına dikkati çekerek, “Bu nedenle çocuklar eve döndükten sonra oyun, ödev dengesinin iyi kurulması ve çocuğu okuldan soğutacak kadar üzerlerinde baskı kurulmaması gerekir. Kendi çocukluğumuzdan hatırlayalım, kaçımız okula gitmeyi severdik? O nedenle çocuklarımızın da okuldan şikayet etmelerinden, okulu sevmiyor olmalarından endişe etmemeliyiz” diye konuştu.