Güncelleme Tarihi:
Radikal Gazetesi'nden Abdullah Kılıç'ın haberine göre, Van’ın Çaldıran ilçesine bağlı Buğullukaynak köyü yakınlarında 7 Ekim 2009 tarihinde çıkan çatışmada üç teröristin ölü olarak ele geçirildiği duyurulmuştu. İki yıl önceki olayda teröristlere yardım ve yataklık etmekle suçlanan Mehmet Emin Atabay’ı soruşturan Özel Yetkili Van Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın ileri bir safhasında kendilerine gelen bir ihbar mektubuyla şoka uğradı.
Mektup şöyle:
“Buğullukaynak köyünde icra edilen operasyona katılmış birisi olarak operasyon esnasında meydana gelen vahim bir olayı size iletmeyi hem vicdanen hem de kanun açısından bir görev düşünüyorum. İki terörist evinde kaldıkları M.E.A’nın oğlunu askerden rahat kurtulmak için yanlarına alarak kaçmaya başladı. Takip ettik. Köyden yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta bir dere kenarında onları kıstırdık. Operasyonu yürüten Çaldıran Jandarma Komutanı Yüzbaşı Murat Yıldırım, megafonla terör örgütü mensuplarına teslim olma çağrısı yaptı. Onlar da ellerini başının üzerine koyarak teslim oldu. Yere yatırdık ve Albay Vecihi Halil İyigün’ün gelmesini bekledik. Albay İyigün olay yerine geldikten sonra teröristleri teslim alan komandoların geri çekilmesini istedi. Sonra yanında gelen Jandarma Özel Timleri’ne infaz emri verdi. 50 metre uzaktan uzun namlulu silahlarla üç kişi öldürüldü. İyigün, sağ yakalanan teröristlerin öldürmesini bize şöyle bir konuşma yaparak açıkladı: Bu dağlar bizden sorulur. Sizi tebrik ediyorum, bu teröristler çok ocaklar söndürdü, çok can yaktı. Bunları birkaç kez kıl payı kaçırdık. Bunlar hapse girselerdi sonra çıkıp yine dağa gideceklerdi…”
Bazı askerler ifade verdi
Özel Yetkili Van Başsavcılığı, operasyona katılan bir kişinin gönderdiği mektuptaki iddialar üzerine, bazı askerlerin ifadesini aldı. Askerlerin anlattıkları da bire bir mektuptakilerle uyuşuyordu. İfadelere göre, sonradan olay yerine gelen Albay İyigün’ün fotoğraf çekimi ve video kayıdına karşı komandaların üzerini aradığı da iddia ediliyor. Tanık askerler, üç kişinin İyigün’ün talimatıyla jandarma özel harekat timlerinde görevli askerlerce 50 metreden tarandığını doğruluyor. Öldürülenlerin ellerine silah tutturularak çatışma görüntüsü verildiği de savcılık dosyasında var.
Savcılık: Suçu gizledi
Savcılık kararında olay yerine sonradan gelen Albay İyigün, hiçbir tutanağa ve evraka imza atmayarak işlediği suçu gizlemeye çalıştığı belirtiliyor. Kararda, delillerin, yakalanan örgüt mensupları ile sivil vatandaşın herhangi bir meşru müdafaa durumu bulunmaksızın doğrudan kanunsuz verilen emirle öldürüldüğünü gösterdiği ifade ediliyor.
Halen Genelkurmay’da görev yapan İyigün, eski İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Burhan Erol, Jandarma Astsubay Muharrem Yaşar ve uzman çavuş Murat Gürsoy’la birlikte, gazeteci Mehmet Baransu ve eşini, terör örgütü üyesi göstererek telefonlarını dinledikleri gerekçesiyle, ‘Haberleşme hürriyetini ihlal ve görevi kötüye kullanma’ ile ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 5 yıl 10’ar ay hapis cezasına çarptırılmıştı.