Sefa KAPLAN
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2002 22:54
Hankuk Üniversitesi Yabancı Diller Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi Prof. Nan A Lee, hayli teláşlıydı Seul'de kendisini ziyaret ettiğimiz gün.
Çünkü, son çevirisi yani Zülfü Livaneli'nin ‘‘Engereğin Gözündeki Kamaşma’’ adlı romanı yeni gelmişti matbaadan. Orhan Pamuk'un ‘‘Yeni Hayat’’ı ile Ahmet Altan'ın ‘‘Tehlikeli Masallar’’ının Korece baskıları da yine Nan A Lee imzasını taşıyor. Korece'den Türkçe'ye de ‘‘Kore Öyküleri’’ adı altında yedi hikáye çeviren Nan A Lee, şimdilerde Orhan Pamuk'un ‘‘Benim Adım Kırmızı’’ romanı üzerinde çalışıyor.
Türkiye ve Türkçe ilgisi nasıl başladı sizde?
-Ben lisedeyken, benim amcam Ankara'daki Kore Sefareti'nde Askeri Ateşe olarak görevlendirilmişti. Gerçi ben Türkiye ile ilgili tarih kitaplarından bir şeyler öğrenmiştim ama o kadar da merak duymamıştım. Lise ikinci sınıftayken amcam Türkiye'ye gitti. Orada bir sene kaldı. Türkiye üzerine bol bol bilgi verdi bana, fotoğraflar yolladı. Hankuk Üniversitesi'nde böyle bir bölüm olduğunu da yine amcamdan öğrendim. Amcam, ‘‘Türk edebiyatı üzerinde çalışan kimse yok. Sen edebiyata yatkınsın, İstersen bu bölüme gir’’ dedi. Ben de girip kazandım. İkinci sınıfta gidip bir sene Türkiye'de kaldım. Hem ‘‘Okuyabilir miyim?’’ diye araştırma yaptım, hem de Türkçe kursuna giderek dilimi geliştirmeye çalıştım. Sonra dönüp mezun oldum ve hemen doktora için Türkiye'ye gittim.
Türkiye'yi ve Türkler'i sevmiş miydiniz ilk gidişte?
- Hem de çok. Siz áşık oldum diyorsunuz ya, ben de adeta áşık oldum Türkiye'ye. İlk kez gittiğimde 1986'ydı. Türk ve Kore ekonomisi aşağı-yukarı aynıydı. Kore'de ne kadar harcarsam, Türkiye'de de o kadar harcıyordum ben. Sonra durum değişti. Bu arada Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, Yahya Kemal'in, Yaşar Kemal'in kitaplarını okudum. Şimdiki gibi çabuk okuyamasam bile, sözlüğe baka baka okuyordum. Türk edebiyatında roman bizden daha çok gelişmişti.
Edebiyata ilginiz nereden kaynaklanıyor, siz de bir şeyler yazıyor musunuz?
-Lisedeyken denemeler yazıp yayınlıyordum. Ayrıca çok kitap okurdum. Ailem köyde oturuyordu ama annem okumam için beni Seul'e yollamıştı. Burada akrabalarımın yanında kalırken başka yapacak bir şeyim olmadığı için hep kitap okuyordum. Edebiyata ilgim 8-10 yaşlarımda başladı diyebilirim.
Peki neden Peyami Safa üzerinde çalıştınız, özel bir nedeni var mı?
-İstanbul Üniversitesi'nde yüksek lisansımı yaparken, Türk toplumunun Doğulu mu Batılı mı olduğu üzerinde düşünmeye başladım. Zaten Türkiye'de Tanzimat'tan beri gündemde olan en önemli mesele, kimlik meselesiydi. Hálá gündemde üstelik. Doğu-Batı meselesi üzerinde duran yazarları araştırırken karşıma Peyami Safa çıktı. Onun üzerinde çalıştım. Tezim Ötüken Yayınları tarafından yayımlandı.
PAMUK'U ÇEVİRMEK ZOR
Orhan Pamuk'u da bu nedenle tercih ettiniz galiba?
-Evet, doğru. Zaten o sırada Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'si İngilizce'den Korece'ye çevrilmişti ve son düzeltmelerini yapmam için bana verdiler. Ben yanlışlarını düzelttim. 1999 yılında yayınevi bana Yeni Hayat'i çevirmemi teklif etti. Ben de kabul ettim. Şimdi de Benim Adım Kırmızı üzerinde çalışıyorum. Bu kitapları yayımlayanlar Kore'nin büyük yayınevleri.
Orhan Pamuk çevirmek kolay mı sizce?
-Ben çok zorlandım. Sadece çevirip geçmekle olmuyor. Türk kültürüyle ilgili pek çok ayrıntı var ve siz onları da karşılamak zorundasınız. Onları açıklamazsınız kitap anlaşılmaz ki. Ben bunları bölümde ders kitabı olarak da okutuyorum. Seçmeli olarak bu dersleri alanlar yani Türk kültürüne fazla áşina olmayanlar anlamakta zorlanıyorlar. Bunun için ben önce Türk toplumunun yapısı ve Doğu-Batı meselesi üzerinde uzun uzun duruyorum. Sonra Orhan Pamuk'a geçiyoruz.
Orhan Pamuk'la birlikte ders kitabı olarak okuttuğunuz başka yazarlar var mı?
-Peyami Safa var, Ahmet Altan var. Livaneli'nin kitabı çıktı. Onu da okutacağım.
Sinema ve Edebiyat dersinde de Yılmaz Güney'in Yol filmini gösterdik. Çok beğenildi. Yılmaz Güney Kore'de çok iyi tanınan bir sinemacı. Beni ilgilendiren siyasi yönü değil. Ben Yol filminde kadın meselesi üzerinde duruyorum.
Orhan Pamuk'la nasıl tanıştınız?
-Orhan Pamuk'la münasebetimiz Yeni Hayat'ın Korece'ye çevrilmesi döneminde başladı. Zaten benim Orhan Pamuk üzerinde akademik çalışmalarım vardı. Bunları kendisine yolladım. Kitapları hakkında Kore gazetelerinde yazılar çıkıyordu, onları da biriktirip yolladım. Bu sefer Türkiye'ye gidişimde de aradım. Buluşup bir akşam yemeği yedik. Edebiyat dünyasında olup bitenler hakkında sohbet ettik.
Türkçe'ye çevireceğiniz yeni bir Koreli yazar var mı?
- Var. Kore Öyküleri kitabında Karlı Yol adlı hikáyesi yer alan Chung Jun Lee'nin yedi öyküsünü çeviriyorum. Yakında Türkçe'de basılacak. Jun Lee'nin bütün romanları ve öyküleri İngilizce, Almanca, Fransızca gibi belli başlı dillere çevrildi ve çok sattı. Türkçe'de bu kitabın çok sevileceğini sanıyorum.
Siz iki ülkeyi de, iki kültürü de yakından tanıyorsunuz. Kore kültürü ile Türk kültürü arasında ortaklıklar var mı?
-Siz on gündür buradasınız, ben de Türkiye'de toplam 11 sene bulundum. Gençliğimi orada geçirdim diyebilirim aslında. Ortak noktalar o kadar fazla ki. Aslında yayıncım Türkiye'de yaşadığım 11 sene ile ilgili bir kitap istedi benden. Neler hissettiğimi, neler yaşadığımı yazmamı istedi. Maalesef vaktim olmadığı için yazamadım. Türklerle Koreliler'in düşünce yapısı aynı. Ama bunu anlamak için Türkler'in Doğulu mu yoksa Batılı mı olduğu sorusuna cevap vermeniz gerekir. Bence Doğulu. Çünkü sizde Avrupalı zihniyeti yok.
SEVDİĞİM TÜRKLER
Mehmet Eroğlu'nu çok beğenirim ben. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çok ayrı bir yeri vardır benim için. Günümüzden Orhan Pamuk'u ve Adalet Ağaoğlu'nu çok severim. Yaşar Kemal'i de çok beğenirim.
NEDEN ÇİNLİLER, JAPONLAR TÜRK EDEBİYATI OKUMASIN?
Kore'de Kore edebiyatının dünyaya tanıtılması amacıyla kurulmuş vakıflar var. Her türlü projeyi destekliyorlar. Kore Öyküleri'ni Türkçe'ye çevirirken bu vakıf destekledi beni. Keşke Türk edebiyatını dünyaya tanıtmak için da böyle vakıflar kurulsa. Ne Orhan Pamuk, ne de Ahmet Altan Japonca'ya, Çince'ye çevrilmiş değil. Neden Çinliler veya Japonlar Türk romanı okumasın? Türk edebiyatı dünyada tanınsın istiyorum ben.
ÖĞRENCİ JA-RYONK LEE TARKAN VE TEOMAN HAYRANI Neden Türk Dili bölümünü seçtiniz?
-Lisedeki öğretmenim tavsiye etti bana.
Peki Türkiye hakkında bir şeyler biliyor muydunuz daha önce?
-Pek bilmiyordum doğrusu. Biraz Türkçe öğrendikten sonra Türkiye'ye gidip geldim. Ankara'da Tömer'de beş ay okudum.
Memnun musunuz Türkçe'yle, Türkiye ile ilgilenmekten?
-Türklerle tanıştıktan sonra daha çok sevdim. Türkler Koreli gibi.
Türkçe olarak neler okuyorsun?
- Aziz Nesin'in komik kitaplarını okudum. Nan A Hoca’nın çevirdiği Tehlikeli Masallar'ı okudum. Yeni Hayat'ı okudum.
Okulu bitirince ne yapmayı düşünüyorsun?
- Türkiye ile ticaret yapan pek çok şirket var. Onların birinde çalışabilirim. Türkiye'de çalışmayı da tercih ederim.