Güncelleme Tarihi:
MİLYONLARCA adayın kaderini etkileyecek üniversite girişin ilk maratonu olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na sayılı günler kala ÖSYM Başkanı Ali Demir, geçen yıl 100’den fazla adayın kamerada kopya çektiklerini görünce sınavlarının iptal edildiğini açıkladı. Demir, 2 yıl boyunca bu adayların sınava giremeyeceğini belirterek, sistemle ilgili diğer sorularımızı şöyle yanıtladı:
YGS’ nin size maliyeti nedir?
- 1 milyon 850 bin aday sınava girecek. 40 milyon TL
ÖSYM bu sınavdan para kazanabiliyor mu? Güvenlik, personel vs ihtiyaçları karşılayabiliyor mu?
- Bu güne kadar tamamen kendi yağıyla kavrulmuş bir kurum. Sınav gelirleri giderlerini karşılayacak mertebede oluyor.
Sınav salonlarındaki kameralar izleniyor mu?
- YGS’de 20 bin salonda kamera ile kayıt yapacağız, tek tek inceleyeceğiz ve bu kayıtlarda bir düzgünsüzlük, bir kopya görüntüsü söz konusu ise adayların sınavlarını iptal edeceğiz. 2012’de de toplam 30 bin civarında salonda kamera ile kayıt yaptık.
Kopya çeken var mıydı?
- 100’den fazla adayın sınavlarını iptal ettik, görevliler hakkında suç duyurusunda bulunduk. Çünkü aleni olarak salonda kopya çekildiğini ve görevlilerin buna müdahale etmediğini görüyoruz.
Birbirlerinden mi çekiyorlar?
- Birbirlerinden kopya çektikleri de söz konusu, görevlilerin bizzat gidip yardım ettiği durumlar da söz konusu. Sıra altına konmuş bir şeyden kopya çekenler de var. Ayrıca sınav huzurunu bozucu davranışlarda bulunanlar da... Bütün bunları tespit ediyoruz.
Kopya çekenlerin sınavları tamamen mi geçersiz sayılıyor? Bu adayların sınava girme hakları var mı?
- 6114 sayılı kanuna göre, kopya çekerken yakalanana 2 yıl ÖSYM sınavlarına girmeme cezası veriyoruz.
KOPYA SİMÜLASYONU YAPIYORUZ
Kopya çektirmemeye kararlısınız...
- Bu gün salonların hepsine saatli kamera kuruyoruz. Düşündüğünüzde inanılmaz bir iş yükü ve yönetilmesi oldukça zor bir süreç. Ama biz salonda kopya çekilmeyecek diyoruz. Çektirmemeye de kararlıyız. Bunun için hiç uyumayacaksak uyumayacağız. Her zaman her şeyin hesabını yapmaya çalışıyoruz. Bir uygulama başlayacağında yüzlerce kez kurguluyor; bilim insanları ve uzmanlar ile defalarca görüşüp değerlendiriyoruz. Çalışma grupları kurup tartışmalar yapıyoruz. Gerekirse sanki gerçek sınav gibi simülasyonlarını ayrıca yapıyor ve öyle uyguluyoruz.
Bu yıl 20 bin mi? Toplamda kaç salon?
- Sadece YGS’ de 20 bin.
Bunun maliyeti de var...
- Sınav güvenliği, hak ve adalet dediğinizde maliyet görmüyorsunuz. Gerçekten maliyetin önemi yok. Bir kişiyi mağdur edince, tüm ömrünü etkiliyorsunuz. Haksız yere kazandırdığınızda Türkiye’ye bir ömür haksızı çekiyorsunuz? Bunlara baktığımızda gerçekten kamera yerleştirmenin, her adaya farklı soru kitapçığı uygulaması için bir baskı tesisi organize etmenin veya diğer güvenlik tedbirlerinin hiçbir maddi yükü önemli değil.
CEVAPLAR KIRMIZI KUTUYA
Bu yıl soruları erken açıklayabilir misiniz?
- Mümkün.
Nasıl olacak?
- Sinerji çok müthiş bir şey. Biz göreve geldiğimiz günden itibaren çalışanların da fikirlerini alarak koordinasyon kurulları oluşturduk. Bu toplantılarda bir arkadaşımız, ‘Cevap kağıtları farklı kutuda geri dönerse, tüm kutuları açmamış oluruz’ dedi. YGS’de 90 bin kutu ile evrakları gönderiyoruz. Cevap kağıtları 9 bin kutu. Sadece cevap kağıtları için kırmızı kutu yaptık. Her binaya bir kırmızı kutu gönderiyoruz. Sadece cevap anahtarları bu kutulara konacak. O kutuları önce açacağız. 90 bin kutu içinde aramak yerine, 5 veya 9 bin kutudan cevap kağıtlarını alacağız. Bu en azından 2-3 gün avantaj sağlar. Sonuç açıklamada 2 gün 3 gün inanılmaz önemli. Gönül istiyor ki, biran önce sonuçları açıklayalım.
O zaman daha YGS sonuçları 20 günden daha erken açıklanacak mı?
- Biz çok hızlı gerçekleştirebileceğimizi düşünüyoruz. Çalışmamızı başlattık. Ama öngördüğümüz tarihten daha erken olacak.
Cevap kağıtları 3 kez mi okunuyor?
- Bir defa taramadan geçiyor, resimleri çekiliyor, optik okuyucudan iki defa okunuyor, bütün bunlar mukayese edilip birleştiğinde ancak değerlendirmeye geçiyor.
STRESİ YENİN VE KENDİNİZE GÜVENİN
SALİM Ünsal (Kültür Dershaneleri Rehberlik Genel Koordinatörü): “Yaklaşan YGS ile adaylar bir taraftan sınava yönelik bilgi eksiklerini gidermeye çalışırken, diğer yandan sınavın psikolojik yükünü de en derinden hissetmeye başlıyorlar. Gelecek ve kariyer planını YGS gibi yoğun katılımlı merkezi sınavlara bağlamış gençlerde en sık görülen psikolojik süreçler kaygı, stres, heyecan ve karamsarlık duyguları. Bu duygular da bir şekilde sınava hazırlanan gencin davranış ve fizyolojisine yansıyor.”
‘BU PUAN DA BANA YETER’
“Kaygı ve stresle başa çıkabilmek için bildiklerinizin yetebileceğini, sahip olduğunuz bilgiyle beklenen başarıyı yakalayabileceğinizi düşünün. Performansınız ile ilgili olumsuz beklentiler yerine her düzeydeki başarının da sistemde bir karşılığının olduğunu bilmeniz sizi rahatlatacaktır. ‘Ben şimdi ne yapacağım’ gibi bu belirtileri başlatacak ve bunların şiddetini artıracak duygu ve düşüncelerden uzak durmanız da yararlı olacaktır.”
‘DOĞRU NEFES ALIN’
“Sınava az bir süre kala veya sınav akşamı ‘Birkaç konu daha çalışayım’ demek bütün bilgilerin birbirine karışmasına ve kaygının artmasına yol açar. Beslenme, dinlenme ve uyku gibi bedensel ihtiyaçlarınızın iyi bir şekilde karşılanması stres ve kaygıya karşı direncinizi artıracaktır. Doğal halde (ilaç kullanmadan) sınava girmek dikkat gerektirecek işlemleri daha hızlı ve doğru yapabilmeniz için önemlidir. Doğru nefes alıp verme ve gevşeme egzersizleri fizyolojik rahatsızlıkları azaltır ve sınava daha rahat bir psikoloji ile girmenize imkan hazırlar. Kaygıyı kabul ederseniz, işiniz kolaylaşır.”
ADAYLAR NE DİYOR?
Berna Kalgan (19, Avrupa Koleji mezunu): “Sınav yaklaştıkça stresim artıyor. Mezun grubunda olduğum için bu son şansım gibi; o yüzden kaygım çok fazla. Ailem beni motive etmek için çok yardımcı oluyor. Bu da üzerimde baskı oluşturuyor. Geçen sene çok istediğim Endüstri Mühendisliği’ni kazandım, ancak ailem daha iyisini başarabilirsin dediği için gitmedim. Aslında ilk tercihim Eczacılık, sonra Endüstri Mühendisliği. Kazanamamam düşük bir ihtimal.”
Herkesi kırıyorum
Zeynep Köse (18, Henza Akın Çolakoğlu Lisesi son sınıf): “Sınav yaklaştıkça başaramama kaygısı yaşıyorum. Kaygı, netlerimde düşüşe neden oluyor. Yapım gereği fazla sinirliyim. Stres de üstüne gelince hem aileme, hem arkadaşlarıma karşı ani tepkiler vermeye başlıyorum. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi istiyorum ama o da zor görünüyor şu anda. Alternatif olarak da beslenme ve diyetetik, mimarlık olabilir ama o da yüksek puanlı. Daha çok sağlık alanında bir bölüm okumak istiyorum. İstediğim bir bölüme yerleşirsem çok mutlu olacağım. Zaten istemediğim bir şeyi yazmayı düşünmüyorum. Kazanamazsam ikinci yıl yeniden hazırlanırım.”
Elim ayağım dolaşıyor
Tuğçe Canlı (19, Kemal Hasoğlu Lisesi mezunu): “İkinci kez giriyorum sınava. Tabii kaygı artıyor, çok panikliyorum, yapabildiğim şeyleri de yapamamaya başladım. Elim ayağım birbirine dolaşıyor. Geçen sene bir rahatlık vardı, ama ikinci senem olduğu için stres daha çok oluyor. Ailemle bir çatışma yaşamıyorum, hep benim isteklerimin arkasında ailem. Moral veriyorlar sürekli. Son zamanlarda çok yemeğe başladım. Bilgisayar mühendisliği istiyorum. İstanbul’da üniversite düşünmüyorum çünkü puanlarım o kadar yüksek değil. Ege, Dokuz Eylül, Edirne, yakın yerlerdeki üniversiteler olabilir. Kazanırsam her istediğimi yapacağım. Kazanamazsam da yüzde 50 burslu bir yerlere gitmeyi düşünebilir ya da yine hazırlanırım.”