A.A
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2011 10:33
“Suç örgütü kurarak, önceden anlaştıkları kişilerin ÖSYM sınavlarında kopya çekmelerini sağladıkları” iddiasıyla haklarında dava açılan bir kısmı üniversite görevlisi 30 sanığın yargılanmasına 19 Ocak Çarşamba başlanacak. Dava, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianameyi kabul eden Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi tensip zaptını düzenledi. Mahkeme, tensip zaptıyla birlikte, Ankara'da bulunmayan sanıkların savunmalarının alınması için sanıkların bulundukları yerin ağır ceza mahkemelerine talimat yazdı.
İddianamede, Oruç Ali Uğur'un kurduğu ve yönettiği suç örgütü aracılığıyla, Mart 2010'daki ÜDS, Nisan 2010'daki YGS, Mayıs 2010'daki KPDS ve ALES, Haziran 2010'daki LYS, Temmuz 2010'daki KPSS'de kopya çekildiğine ilişkin iddialara yer verilirken, Uğur'un, 7 yıldan 27 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilmesi istendi.
İddianamede, 13 Eylül 2009'da gerçekleştirilen ve daha sonra iptal edilen Polis Meslek Yüksek Okulları Öğrenci Adaylığı Sınavının yapıldığı gün, internethaber.com sitesi muhabirinin ÖSYM'yi arayarak, “Sınavla ilgili bir haberin sitelerinde yer aldığını ve elektronik ortamda kendilerine 'Skandal yaratacak büyük iddia' başlığıyla email gönderildiğini” bildirdiği belirtildi ve siteye gönderilen mesajda, sınav sorularının ele geçirilerek, bazı dershanelerce özel olarak seçilen öğrencilere iletildiğine ilişkin ifadelerin bulunduğu kaydedildi.
BURSA'DA KAYIP 2 KİTAPÇIK
ÖSYM de savcılığa, “Sınav soru kitapçıklarının kontrolü sırasında Bursa Sınav Merkezindeki bir salona atanan 40 adaydan 37'sinin sınava katıldığını, ancak sınav sonrası 38 soru kitapçığının teslim alındığını, sınava girmeyen adaylara ait 2 soru kitapçığının bulunmadığını” ve “sınav sorularının deneme sınavlarından esinlenerek hazırlanmadığını ve internetteki 103 sorudan 88'inin sınav sorularıyla benzerlikler gösterdiğini” belirtti.
İnternet sitesine email gönderen kişinin tespit edilemediği, ancak email'in ekinin incelendiği anlatılan iddianamede, olayla ilgili çalışma kapsamında, şüphelilerin tespiti amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Bilişim Suçları ile Mücadele Şube Müdürlüğüne yazılan müzekkere sonucunda Oruç Ali Uğur'un da arasında bulunduğu bazı sanıkların teknik takibe alındığına yer verildi.
UĞUR'UN GÖREV YAPTIĞI SINAVLAR
Soruşturma sonucunda, Oruç Ali Uğur'un kurduğu ve Uğur ile birlikte Özgür Fidan, Zülfü Biçer ve Soner Gökgül'ün yönettiği bir suç örgütünün bulunduğuna kanaat getirildiği ifade edilen iddianamede, Oruç Ali Uğur'un; 19, 20, 26 ve 27 Haziran 2010'daki LYS'de gözetmen, 11 Nisan 2010'daki YGS'de salon başkanı, 2 Mayıs 2010'daki KPDS ile 10 Temmuz 2010'daki KPSS'de yine gözetmen olarak görevli olduğu kaydedildi.
Sınavlarda sınav soru kitapçığını ele geçiren Uğur'un, elde edilen cevapların, önceden belirlenen ve kopya çekilmesi konusunda anlaşmaya varılan, gerekirse teknik cihazlarla destek verilen adaylara gönderilmesini sağladığı anlatılan iddianamede, Uğur'un, bu şekilde bazen haksız menfaat sağladığı, ancak bazen de yakınlarına ve çevresindekilere karşılıksız yardımcı olduğu anlatıldı.
Uğur'un, görev yaptığı sınavlarda “kamu görevlisi” sıfatını taşıdığı vurgulanan iddianamede, “örgütün haksız menfaat temini dışında, akrabalık, kişisel yakınlık gibi özel durumları tespit edilen ve bu yakınlıkları sebebiyle kopya çekilmesi faaliyeti sırasında kendilerine yardım edilen, aday konumundaki şüpheliler hakkında ek takipsizlik kararı verildiği” ifade edildi.
EMNİYET İFADESİ ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Kamu görevlisi ve üniversite öğrencilerinin de arasında bulunduğu sanıkların suçlamaları kabul etmediği bildirilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
“Ayrıca, hakkında ek takipsizlik kararı verilen U.K.U'nun, Emniyet ifadesinde Ankara'da bir yerde kendisini Oruç Ali Uğur ve ismini bilmediği bir erkek şahsın karşıladığını, telefon kartı verdiklerini, KPSS'ye girdiğinde verdikleri numaraya kitapçığın türünü mesaj olarak yollamasını istediklerini, sınav sabahı oturumda tuvalet için dışarıya çıktığını, kitapçık türünü belirten mesaj gönderdiğini, bitime 10-15 dakika kala tekrar tuvalete girip, telefona gelen mesajı küçük bir kağıda yazıp yeniden sınav salonuna gittiğini ve cevap kağıdına işaretlemeler yaptığını, sınav sonrası kimliğini bilmediği şahısların telefon ve SIM kartı geri aldıklarını, bu iş karşılığında kendisinin bir ödeme yapmadığını, fakat 500 lira ödeneceğini bildiğini belirterek ifade vermesi, para transferiyle ilgili görüşmeler, rüşvet anlaşmasına yönelik mesaj ve konuşmalar birlikte değerlendirildiğinde, örgüt yönetici ve üyeleriyle özel ilişki ve akrabalık durumları tespit edilemeyen ve sınavlarda kopya çektikleri yönünde deliller bulunan şüphelilerin bu işlemlerinin yapılması hususunda örgüt yönetici ve üyeleriyle maddi menfaat temini konusunda rüşvet anlaşması yaptıkları kanaatine ulaşıldığından, haklarında fiilen para verilmesi, menfaat temin edilmesi olgusu tespit edilmese dahi rüşvet anlaşması yapılması sebebiyle suç tamamlanacağından, rüşvet vermek suçundan kamu davası açılması gerektiği görüşüne ulaşılmıştır.”
LYS'DE DE KOPYA İDDİASI
İddianamede, 21 Mart 2010'daki ÜDS, 11 Nisan 2010'daki YGS, 2 Mayıs 2010'daki KPDS, 9 Mayıs 2010'daki ALES, 19-27 Haziran 2010 tarihleri arasında yapılan LYS, 10 Temmuz 2010'da yapılan KPSS ve 31 Mart 2010'da yapılan Gazi Üniversitesi yeterlilik sınavında kopya çekildiğine ilişkin iddialara yer verildi.
Sanıklar Oruç Ali Uğur ile Soner Gökgül'ün, teknik takibi devam eden GSM hatları ile yaptıkları görüşmelerde 19-26 Haziran 2010 arasında yapılan LYS sınavında kopya çektikleri ve elde ettikleri cevap anahtarlarını sınavlarda bulunan M.Y. ve M.K.U'ya cep telefonu vasıtası ile ilettikleri yönünde deliller bulunduğu belirtildi.
Oruç Ali Uğur, Soner Gökgül, Zülfü Biçer, Özgür Fidan yönetimindeki örgütün, örgüt üyesi ve örgüte yardım edenlerin katılımıyla, ÖSYM'nin sınavlarında teknik cihazlar kullanılarak önceden anlaşılan kişilerin sınavda kopya çekmeleri karşısında, haksız menfaat temin ettiği anlatılan iddianamede, örgüt yöneticilerinin kendi branşlarında uzman öğretmen, öğrenci ve kamu görevlilerini temin ettiği ve bu kişilerden, ücret karşılığı kendi branşlarındaki soruları çözerek kendilerine ya da örgüt üyelerine ulaştırmalarını sağladığı kaydedildi.
Bu suretle sınava giren ve örgütle önceden anlaşan kişilerin kopya çekmelerinin sağlandığı anlatılan iddianamede, suç örgütü yöneticilerinin ve üyelerinin sınav sırasında kullanılacak teknik cihazları önceden temin ettikleri, sınav çıkışı bunları tekrar toplayıp muhafaza ettikleri belirtildi.
Bu teknik cihazların sonraki sınavlarda da kullanıldığı, sınava girecek ve kendi adlarına çalışacak şahısların sınav harçlarını yatırdıkları, bu eylemlerin ülke çapında olması sebebiyle kendi ikametgahlarının bulunduğu il dışında sınava giren bu kişilerin barınma giderlerini de karşıladıklarına yer verilen iddianamede, Oruç Ali Uğur ile Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Abdülkadir Dilber, Elazığ Fırat Üniversitesi Sivrice Meslek Yüksek Okulunda öğretim elemanı olarak görev yapan Zülfü Biçer ve Selçuk Üniversitesi Yabancı Diller Bölümünde Okutman olarak görev yapan Mustafa Dolmacı'nın da arasında bulunuğu 30 sanığın, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek ve üye olmak”, “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek, rüşvet almak ve vermek, rüşvet alma ve vermeye yardım etmek” gibi gerekçelerle cezalandırılmaları isteniyor.