Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2002 00:00
Borsa yatırımcısının dertlerine derman olabilecek mi bilinmez ama Mali Milat'ın kaldırılması ile ilgili tasarıya ek olarak hisse senelerine vergi teşviği getiren daha doğrusu teşviği devam ettiren bir madde eklenmiş.Yani eskiden olduğu gibi hisse senedini üç ay ve daha fazla elinizde tutarsanız gelirleriniz vergiden muaf olacak. Mevcut vergi yasasında da bu yönde bir düzenleme vardı fakat bu düzenleme 2002 yılı sonu itibari ile sona eriyordu. Eğer yeni düzenleme yapılmamış olsaydı 2003'ten itibaren hisse senedi gelirlerine muafiyet için en az bir yıl elde tutmak gerekecekti. Tüm dünyada hisse senedini elde tutma süresi haftalar hatta günler ile ölçülür hale gelmişken biz hala üç ay mı olsun bir sene mi olsun tartışmalarıyla uğraşıyor ve süre yeniden üç aya indirildi diye seviniyoruz. Hadi hayırlısı bakalım. Aaa! Unutmadan bu kez teşvik süreyle sınırlı olmayacak yani sürekli olacak. Bir de 10 milyar liraya kadar olan gelirler de süre ne olursa olsun vergi kapsamı dışında. Sizin dünyanızı durumu nedir bilemem ama en azından sermaye piyasası için dünya hakikaten küreselleşti. Borsadaki broker arkadaşlarımın kimileri (hayatını hisse senedi yatırımından kazanan ve bizim birkaç aylık maaşlarımızla ölçülen kayıpları dikkate bile almayan adamlar bunlar) sabahları uykusuz ve şiş gözlerle gelir borsaya. Zor bir gece geçirmişlerdir ama zannettiğiniz gibi Papermoon ya da Reina'da değil. Bilgisayarlarının başında NYMEX'te altın kontratı alırken ya da Nasdaq'ta Microsoft'un düşüşünde tabandan mal almaya çalışırken uykularını heba etmişlerdir. Yaptıkları işlemlerden pek hoşnut değillerdir ve bir dahaki sefere "pamuk kontratı" alacaklarını çünkü Çin'in WTO'a katılmasından önce tekstilin falan filan!.gibi konulardan bahsederler. Siz de "Hımmmm!" dersiniz, "Tabii abi, ne işin var Microsoft'ta falan, buğday kontratı al, platine gümüşe filan bak. Frankfurt Borası da bu aralar fena diil ama Güneydoğu Asya'dan uzak durmak gerek bu aralar. Haaa bak, Irak'ı da unutma. Bush Irak'ı vurunca petrol accaip fırlar." *Bizim borsamızdaki halka açık şirketlerin hisse senetlerinin yüzde 40 ila 60 arasında değişen kısmı yabancıların elindedir sürekli olarak. Kötü zamanlarda yüzde 40'a doğru geriler yükselişlerde 60'a kadar çıkar. Gerçi son kriz dönemlerinde bir ara yüzde 30'lara doğru geriledi borsadaki yabancı payı ama bu aralar yeniden yükselmiş durumda. Bu yabancıların bir kısmı vergiden yırtmak için paralarını önce yurtdışı bankalara transfer eden; ardından da gittiği yerde, artık Cayman Adaları mı olur yoksa başka bir off-shore cenneti mi bilemem, kurulan fonlarla yeniden bizim borsamıza yatırım yapan fonlardır. Bilinen adları ile "bıyıklı yabancı" ya da teknik adıyla yurtdışında yerleşik Türkiye kaynaklı fonlar! Zaten bizim piyasamıza ya da diğer gelişmekte olan piyasalara yatırım yapan fonların çok büyük bir kısmı bu tip fonlardır. İlle de Türkiye kökenli olmasına gerek yok. Off-shore'da kurulan ve kendi ülkesindeki vergi sisteminden kaçan fonlardır yani. Bir kere Off-shore cennetine çıktınız mı artık sizi kimse tutamaz. İster Türkiye kökenli olsun ister başka ülke, Yaptığınız tüm yatırımlar vergiden muaftır. Şimdi demek ki çok kaba bir tanımlama ile iyi zamanlarda bu piyasanın yüzde 60 veya üzeri, kötü zamanlarda ise minimum yüzde 40'ı vergiden muaf. Peki kim bunlar? Kim olacak en büyükler, babalar, köpekbalıkları! Kaç kişi bunlar peki? Çok önemli değil. Ben diyeyim 20, siz deyin 120. Hadi kırmayayım sizi 1000 kişi olsun. Bunlara bir de harbi yabancıları ekleyin ve yüzde 60'a ulaşın. Borsada şu aralar 1.2 milyon bakiyeli hesap olduğu düşünülürse, yine kaba bir hesaplama ile, harbi yabancılar ve dışarıya çıkma gücü olan birkaç ayrıcalıklı dışında kalan bir milyona yakın insanın ellerindeki yüzde 40'lık hisse senedi payıyla vergiye tabi olduğu görülüyor. Gelelim bu yüzde 40'lık kısıma.Bunlar kim peki? Yerli büyükler, gruplar, yani orkinoslar, torikler ve palamutlar…10 milyarın altındaki gelire vergi uygulanmayacak ya, bunlar da aracı kurumlarla yapıkları anlaşmalarla hesaplarını bin parçaya yüz aracı kuruma dağıtarak, komisyon iadesi fiktif işlem ve benzeri bin türlü yolla elde ettikleri karı gizleyen uyanıklar. Kaç kişi peki bunlar?Ben diyeyim 1,000, siz deyin 2,000 Hadi kırmayayım sizi 10.000 olsun. Ya geri kalan bir milyonun üzerindeki küçük yatırımcı? Onların durumu ne olacak? Boşverin. Onlara da müstahak. Bir aracı kurum patronunun yıllar önce bana söylediği gibi:"Nedir hepiniz bir küçük yatırımcı tutturmuşsunuz gidiyorsunuz. Yok küçük yatırımcının hakları, yok küçük yatırımcının korunması. Bu piyasada küçük yatırımcı filan yok kardeşim! Bunların hepsi küçük oyuncu. Boyutlarını ellerindeki para miktarı belirler. Ver bakalım ellerine iki trilyonu. Görürsün o zaman yatırımcı mı olacaklar yoksa onlar da hemen babalarla birlikte, yok şu senetti, yok bu senetti, operasyona mı başlayacaklar." 12 Aralık'ta (yarın) İMKB'de Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ve eski Borsa Başkanı ve şimdiki AKP milletvekili Muharrem Karslı'nın da katılacağı bir panel olacak. Konusu ise "reel Sektörün Finansmanında Sermaye Piyasası'nın Rolü". Ayrı bir konu başlığı halinde bu paneli ve konuşmaları sizlere aktaracağım. Ama emin olun orada mutlaka AKP'liler kasım kasım kasılıp "Bakın seçimden hemen sonra borsaya vergi muafiyeti getireceğiz demiştik. Nasıl da getirdik di mi?" diyecekler. Ve kimse de çıkıp onlara internet küreselleşme, yabancı bıyıklı yabancı, vergi by-pass'ı, fonlar, komisyon iadesi, gibi konulardan bahsetmeyecek.Ey yatırımcı! Ya vergi adaleti iste ya da borsa yatırımının tamamen vergiden muaf olmasını. Böyle saçma sapan düzenlemeler eninde sonunda seni vuruyor görmüyor musun? Yoksa köpekbalığı orkinosu, orkinos toriği, torik de hamsiyi, sardalyeyi yutacak.
button