Güncelleme Tarihi:
Havzadaki göller ve sulamada kullanılan akarsular, birer birer kurumaya başladı. Nasreddin Hoca'nın maya çaldığı tarihi Akşehir Gölü tamamen kurudu. Balıkçılık ve kamışçılıkla geçimini sağlayan 80'e yakın köy, artık kuruyan gölde hububat yetiştirip, hayvanlarını otlatıyor.
Meke Gölü'nde ise reklam çekimlerine konu olan büyüleyici mavilik yerini bataklığa bıraktı. Yayılan kötü koku nedeniyle Meke'ye artık turist de gelmiyor. Konya Ovası ve Tuz Gölü'nü besleyen nehirler de birer birer kuruyor.
HOCA'NIN GÖLÜ KURUDU, BALIKÇILAR ÇİFTÇİ OLDU
Nasreddin Hoca'nın ‘Ya tutarsa’ diyerek maya çaldığı anlatılan 350 kilometrekarelik Akşehir Gölü, yağış azlığı ve yeraltı sularının bilinçsiz kullanımı nedeniyle tamamen kurudu. Sultandağı'ndan doğan Karabulut, Adayan, Nadir, Akşehir ve Saray çayları da aynı nedenle yokolunca gölü besleyen hiç damar kalmadı. 10 yıl öncesine kadar 200'den fazla kuş türünün bulunduğu gölde kalan az sayıdaki pelikanlar da geçen yıl göç etti.
Göl yok olunca çevrede bulunan ve geçimini balıkçılıkla sağlayan 80'e yakın köyün büyük bölümü çareyi göç etmekte buldu. Kalanlar da artık su bulunmayan gölün toprağında hububat yetiştirmeye başladı. Kimi köylüler ise balıkçılık yerine hayvanlıcığa yöneldi.
Bir kaç yıl öncesine kadar suyla dolu olan alanda hayvanları otlatan 81 yaşındaki Mustafa Candan, “Eskiden buradalarda balıkçılık yapılırdı. Gölde 10-12 kiloğram ağırlığında sazan ve yılan balığı çıkardı. Çevre köylerin tamamı geçimini gölden çıkan balık, böcek ve kamıştan sağlardı. Artık ne balık ne böcek ne de kamış kaldı. Göl tamamen kurudu. Gölün çevresindeki köyler araçlarla 40-50 kilometre boyunca gölden geçebiliyor” dedi.
Göl kenarındaki balıkçı köylerinden olan Tipi Köyü Muhtarı Rasim Öner ise “Göl suları 1982 yılından beri yavaş yavaş çekildi. Bugün artık gölde bir damla bile su kalmadı. Göl bitince balık da bitti, Köylü gölü tarla olarak kullanmaya başladı. Göl tabanında artık buğday, arpa ve haşhaş yetiştiriyor. Göl toprağının verimi düşük ama yapacak başka bir şeyimiz yok. Zaten çevre köylerin böyük bölümü de boşaldı” diye konuştu.
Suları tamamen çekilen gölden geriye bugün balıkçı kayıkları arasında boyları 1 metreyi bulan yaban çalılıkları kaldı. Çalılıklar arasında göl zeminine oturan eski kayıklar, yerli ve yabancı turistler için göl hatırası olarak albümleri süslüyor.
MEKE GÖLÜ BATAKLIĞA DÖNDÜ
Karapınar İlçesi'ndeki 5 milyon yıl önce volkanik patlama sonucu oluşan ve ‘Dünyanın nazar boncuğu’ adıyla bilinen Meke Krater Gölü'nün suları çekildi. 5 yıl öncesine kadar turistlerin uğrak yeri haline gelen, klip, sinema ve reklam filmleri için cazibe merkezi olan göl, bugün artık bataklığı andırıyor. Flamingolar başta olmak üzere Angıt, Sakarmeke, Kızılbacak, Uzunbacak, Deli Doğan ve Yeşilbaş gibi 100'ün üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapan göl, sularının çekilmesi nedeniyle, çevresindeki canlı çeşitliliğini de kaybetti. Meke ve çevresinde artık bir tek kuş türü bile yaşamıyor.
Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Doç. Dr. Tahir Nalbantçılar, “Artık gölde yaya olarak yürünebiliyor. Gölün bu duruma gelmesinin en büyük nedeni yağış azlığı ve yeraltı sularının bilinçsiz kullanımı” dedi.
Karapınar Belediye Başkanı Mehmet Mugayıtoğlu ise Meke Gölü’nün kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulamanın kurbanı olduğunu söyledi. Akgöl, Hotamış ve Sultanhanı sazlıklarının tarımsal sulama yüzünden kuruması nedeniyle doğa harikası gölün son bir kaç yılda tükendiğini belirten Mugayıtoğlu, “Bilinçsizlik 5 milyon yıllık mirası tüketti. Gölün bu durumu bizi çok üzüyor. MTA Orta Anadolu 2'nci Bölge Müdürlüğü tarafından açılacak ve gölü besleyecek sondaj kuyuları yapılırsa gölün kurtulma şansı var” dedi.
Meke Gölü'nün yeni yeraltı suları ile beslenmemesi nedeniyle göl çevresine kötü koku da yayılmaya başladı. Geçen yıllarda ortalama 100 bin turistin ziyaret ettiği göl sahasına artık koku nedeniyle yaklaşmak bile oldukça zor.
OVAYI BESLEYEN ÇAYLAR DA KURUMAYA BAŞLADI
Günden güne kuraklaşan Konya Ovası'ndaki tehlike göllerin kuruması ile sınırlı değil. Uzmanlar, yeraltı sularının azalması nedeniyle tarımsal sulamada büyük öneme sahip olan çayların da birer birer kurumaya başladığını söyledi. Akşehir Gölü'nü besleyen Karabulut, Adayan, Nadir, Akşehir ve Saray çayları tamamen kururken, Ereğli ve Bor Ovası'na hayat veren, Tuz Gölü'nü besleyen en büyük damar olan İvriz Çayı da S.O.S vermeye başladı. Nehrin artık kış aylarının belirli bir bölümünde aktığı, yeraltı suyunun kesilmesi nedeniyle yazın tamamen kuruduğu bildirildi.
Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Tahir Nalbantçılar, çayın kuruyan kaynağı başında yaptığı incelemenin ardından DHA'ya yaptığı açıklamada, “Birkaç yıl öncesine kadar İvriz Çayı'ndan saniyede 150-200 litre su akıyordu. Ancak ne yazık ki bugün çay kurudu. İvriz Çayı, 2000 kilometre karelik tarım sahasının yanısıra Tuz Gölü'nü besleyen çok önemli bir kaynaktı” diye konuştu.
OBRUK TEHLİKESİ
Jeoloji Mühendisleri Odası ve Selçuk Üniversitesi ise Konya Ovası'ndaki çöküntü obruklarını incelemeye aldı. Çöküntü obruklarını teker teker dolaşıp incelemede bulunan Selçuk Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Güler Göçmez, yeraltı suyunun azalması ile çöken zeminin oluşturduğu obrukların bölgedeki köyler için de tehlikeli olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Göçmez, “Son bir kaç yılda meydana gelen çöküntü obruklarının sayısı 60'ı buldu. Obrukların özellikle Karapınar çevresinde olması dikkat çekiyor. Bu obrukların bazılarında su bulunuyor. Yeraltı sularının azalması ile obruklardaki su miktarı da her yıl 1.5- 2 metre azalıyor. Ancak şuna özellikle dikkat çekmek istiyorum; Zaman zaman apartman boyunda oluşan bu çöküntü obukları her an için bölgedeki yerleşim yerlerindede yaşanabilir. Şu andaki verilere göre nerede ve ne zaman bir çöküntü olacağını tahmin etmemiz mümkün değil. Bunun için hemen Konya Havzası'nın tamamının jeolojik etüdü yapılmalı. Bu sonuçlara göre tehlike arzeden yerleşim ve tarım alanları derhal boşaltılmalı” dedi.
15 BİN KAÇAK KUYU VAR
Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı İsmet Cengiz, Konya Ovası'nda sulama amaçlı açılan 27 bin kuyudan 15 bininin kaçak olduğunu söyledi. Konya Havzası'ndaki bilinçsiz su kullanımı nedeniyle göllerin her geçen gün kuruduğunu söyleyen Cengiz, “Konya Ovası'nı bekleyen tehlike biraz daha yaklaşıyor. Ovaya hayat veren yeraltı suları kaçak açılan kuyular nedeniyle her geçen gün azalıyor. Havzada sulama amaçlı açılan 27 bin kuyudan 15 binin kaçak olduğu tespit edildi. Ne yazık ki Konya Ovası'ndaki kaçak kuyu sayısı 15 bine ulaştı. Yeraltı sularının bilinçsiz çekilmesi ovayı çölleştiriyor. DSİ istatistiklerine göre su miktarı her yıl bir metre aşağıya düşüyor. Son yirmi yılda 20 metrelik su kaybı sözkonusu oldu. Ne yazık ki hala bir denetim yok. Etkin önlem alınmazsa ova yok olacak” dedi.