Güncelleme Tarihi:
Meram ilçesi Kalfalar Mahallesi'ndeki evlerinde 1 Ocak'ta Şaban Naz'ın (25) sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatını kaybetmesinin ardından, bir ailenin beş aylık kızları Ecrin için verdiği mücadele ortaya çıktı. Ecrin'in, annesi Selma Naz'ın (22) henüz karnındayken sağlık problemleri olduğu belirlendi. Hamileliğin dördüncü ayında Ecrin'in doğmadan alınması teklifini Selma ve Şaban Naz çifti, ilk çocuklarını da 1,5 aylıkken kaybettikleri için kabul etmedi.
Hamileliğin dokuzuncu ayında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde dünyaya gelen Ecrin'in, doğar doğmaz kalbi durdu. Ecrin bebek, solunum yetmezliği nedeniyle cihaza bağlandı. Damar yolundan sıvıyla beslenen Ecrin, iki günlükken omuriliğinin kese şeklinde dışarıya doğru çıkması nedeniyle beyin ameliyatı oldu. Sonrasında 27 günlükken omuriliğinin, vücudun dışarıya doğru gelişmesi nedeniyle ikinci kez beyin ameliyatı geçirdi.
Ecrin, 43 günlük olduğunda solunumu, nefes borusundan bağlanan solunum cihazıyla, mamasını da karın bölgesine açılan deliğe yerleştirilen tüp yardımıyla almaya başladı. Minik vücudu tüm acılara katlanmaya çalışan Ecrin, 8 gün önce de babasını karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu kaybetti.
AĞLADIĞINDA BİLE NEFESSİZ KALIYOR
Anne Selma Naz, yaptığı açıklamada, kızlarının ateşinin yükselmesi sonucu 8 gün önce eşiyle birlikte hastaneye geldiklerini söyledi. Sabaha kadar bebeklerinin başında beklediklerini dile getiren Naz, "O gün eşim çok yoruldu. Ertesi gün de işe gideceği için eve dinlenmeye gitti. Ancak karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu eşimi kaybettik" diyerek, gözyaşı döktü.
Kızıyla baş başa kaldığını belirterek, Ecrin'in doğumundan sonra yaşananları güçlükle anlatan Naz, şöyle devam etti:
"Sağlık problemleriyle doğduğu için kızımı doğumun ikinci gününde görebildim. Sürekli yoğun bakımda kaldı. Yaşadığım stres nedeniyle sütüm kesildi ve bebeğime hiç anne sütü veremedim. Üç ay sonra kızımı kucağıma alıp, bağrıma basabildim. Ağladığında hiç sesi çıkmıyor, nefessiz kaldığı için boğazında balgam birikiyor. Kızım bebekliğini bile yaşayamıyor. Ağladığını yüzünü buruşturduğunda ve bağlı olan cihazın değerleri düştüğünde anlıyorum. Eşim yanımızda olmadığı için zor oluyor. Kızımla hayata tutunacağız. Baş başa kaldığım Ecrin, babasının bana tek hediyesi. Kızımın sağlığından başka bir şey istemiyorum."
MADDİ DESTEĞE İHTİYACI VAR
Eşinin yaşamını yitirdiği, kirada oturdukları eve hatıralardan dolayı artık giremediğini aktaran Naz, yeni ev arayışına girdiğini, ancak fiyatlar yüksek olduğundan henüz bulamadığını ifade etti. Kocası ölmeden önce hasta bir çocukla sobalı evde yaşam zor olsa da mutlu bir yuvaları olduğunu belirten Naz, sağlanacak maddi destekle kızına iyi bir yaşam sunabileceğini sözlerine ekledi. Hastanenin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Oran, Ecrin'i hayatta tutmak için tüm hastane personelinin ilk günden bu yana seferber olduğunu vurguladı.
Çocuğun babasını kaybetmesinin kendilerini de çok üzdüğünü söyleyen Oran, "Ecrin, bir süre daha nefesi solunum cihazından, mamayı da karnından almaya devam edecek. Bugüne kadar uygulanan tedavilere olumlu yanıt veren Ecrin, ilerleyen günlerde iyileşme olursa sağlıklı insanlar gibi hayatını sürdürebilir. Şu an hastanemizde idrar yollarındaki enfeksiyon ve sıvı kaybı nedeniyle tedavi görüyor" diye konuştu.