A.A.
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2007 14:21
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürü Özcan Pektaş, konut almak isteyen tüketicileri, “faiz oranına göre değil, yıllık maliyet oranına bakarak hangi bankadan kredi kullanacağına karar vermeleri” konusunda uyardı.
Pektaş, konut finansman sisteminden bakanlık tarafından yayımlanan tüketici bilgilendirme formalarına ilişkin yönetmelikler hakkında bilgi vermek üzere düzenlediği basın toplantısında, bilgi formalarının kredi sözleşmelerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak, “Tüketici, bilgi formlarını, satır satır, kelime kelime okumalı” dedi.
Finansman kuruluşlarının, kredi kullandırırken, faiz dışında, “dosya ücreti, ekspertiz ücreti, idari ve hukuki giderler” gibi değişik adlar altında ücret aldığına, bunların kredi maliyetini etkilediğine işaret eden Pektaş, “Söz gelimi bazı bankalar 500 YTL dosya, 500 YTL ekspertiz ücreti alıyor, bazıları daha düşük alıyor. Tüketiciler, sadece kredinin faizine değil, maliyetine de bakmalı. Finansman kuruluşları, faiz dışında, kredinin toplam maliyetinin ne olacağı konusunda da tüketiciye bilgi verecek” diye uyarıda bulundu.
Konut finansmanı kapsamında kredi alırken, hayat ve konut sigortası yaptırma zorunluluğunun bulunmadığını da vurgulayan Pektaş, bu sigortaların ihtiyari, tüketicinin istemesi halinde yapılan sigortalar olduğunu hatırlatarak, kredi vermek için hayat ve konut sigortası yaptırmayı şart koşan kuruluşların bakanlığa bildirilmesini, şikayet edilmesini istedi. Pektaş, deprem sigortasının zorunlu olduğunu, bu nedenle yaptırılması gerektiğini söyledi.
BİLGİ FORMLARININ ÖRNEĞİ, 15 HAZİRAN'A KADAR BAKANLIĞA GÖNDERİLECEK
Konut finansman sözleşmesi bilgi formları konusunda yayımlanan 3 yönetmelik dışında, bu ayın sonunda, “konut kredilerinin yeniden finansmanına ilişkin usuller” konusunda bir yönetmelik daha yayımlayacağını, böylece sisteme ilişkin bakanlığın çıkarması gereken ikincil düzenlemelerin tamamlanmış olacağını anlatan Özcan Pektaş, finansman kuruluşlarından, hazırlayacakları bilgi formlarının birer örneğini, incelemek üzere 15 Haziran'a kadar bakanlığa göndermelerini istediklerini bildirdi.
Finansman kuruluşlarının, sabit faizli, değişken faizli, sabit ve değişken faizli krediler ile finansal kiralama yöntemi ile konut alımına ilişkin sözleşmeler için ayrı ayrı bilgilendirme formu hazırlayacağını kaydeden Pektaş, bilgilendirme formlarının, tüketicinin sağlıklı incelemesi ve bilgilenmesi açısından en az 1 gün önce tüketiciye sunulması gerektiğini belirtti. Formaların da “karınca duası” gibi değil, en az 12 puntoluk harflerle hazırlanacağını anlatan Pektaş, “hayat ve konut sigortasının zorunlu olmadığına” ilişkin bilgilerin ise 16 puntoluk harflerle yazılacağına işaret etti.
ESKİ SİSTEM-YENİ SİSTEM FARKI
Toplantıda, tüketici kredileri kapsamında kullandırılan konut kredileri ile konut finansman sistemi kapsamındaki uygulama arasındaki farklar hakkında da bilgi veren Özcan Pektaş, 6 Mart'ta yayımlanan konut finansman kanunundan önce kredi kullanan yaklaşık 500 bin tüketicinin, yeni sisteme dahil olmak istemiyorsa, 5 Haziran Salı gününe kadar bankalara dilekçe vermeleri gerektiğini, dilekçe örneğinin bakanlığın web sitesinde bulunduğunu hatırlattı.
Tüketicinin eski ve yeni sistem hakkında ayrıntılı bilgi alarak kendi kararını kendisinin vermesi gerektiğini kaydeden Pektaş, şu bilgiyi verdi: “Eski sistemde, tüketiciler, doğrudan kendi seçtiği bir konutu veya proje kapsamında bir konutu almak için sabit faizli kredi kullanıyordu. Yeni sistemde, sabit faiz yanında, değişken faizle, sabit ve değişken faiz bir arada olmak üzere 3 sistemde kredi kullandırılabiliyor. Eski sistemde kullandırılan kredilerden, yeni sisteme geçmeleri halinde, 6 Mart'tan itibaren, banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) alınmayacak. Bu bir avantaj. Eğer bankalar Mart-Nisan-Mayıs aylarında bunu tahsil etmişse, tüketici yeni sisteme geçmişse, bunu iade edecek ve BSVM olmayan yeni ödeme listesi gönderecek.
Eski sistemde, bir projeden alınan konut için kullanılan bağlı kredilerde, müteahhit ve banka, kullandırılan kredi tutarına bağlı kalmaksızın, konutun ayıplı çıkması halinde 5 yıl süreyle sorumluydu. Şimdi, banka, sadece verdiği kredinin tutarı kadar ve 1 yıl süreyle sorumlu. Ama müteahhitin, konutun tamamı için 5 yıl süreyle sorumluluğu devam ediyor. Banka, 150 bin YTL'lik konut için 100 bin YTL kredi kullandırmışsa, bir yıl süreyle ve 100 bin YTL'lik kısımdan sorumlu olacak.”
ESKİ KREDİLERDE HİÇ BİR ŞEKİLDE ERKEN ÖDEME ÜCRETİ YOK
Finansman kanunundan önce kullanılan kredilerin erken ödenmesi halinde, hiç bir şekilde “erken ödeme ücreti” talep edilemeyeceğini, bu kişilerin erken ödeme yapması durumunda bankaların faiz indirimi uygulaması durumunda bulunduğunu vurgulayan Özcan Pektaş, “erken ödemede yüzde 2'lik üst sınırın da bankalar tarafından daha düşük uygulanabileceğini, bu oranın pazarlama tekniği açısından bankaların inisiyatifine bırakıldığını” kaydetti. Eski sözleşmelerde, tüketici aleyhine, faiz, vade ve diğer konularda hiç bir şekilde deşiklik yapılamayacağını anlatan Pektaş, yeni sistemde kullandırılan kredilerden BSMV, değişken ve sabit-değişken faizle kullandırılan kredilerden de 'erken ödeme ücreti' alınmayacağını belirtti.
DEĞİŞKEN FAİZLİ KREDİDE RİSK
Değişken faiz uygulamasında, Merkez Bankası'nın endeks olarak TÜFE'yi belirlediğini hatırlatan Pektaş, bu sistemde faizin TÜFE'nin üzerine finansman kuruluşlarının koyacağı kar marjından sonra oluşacağını, finansman kuruluşlarının da sözleşme tarihinden önceki 2 ayın TÜFE oranını dikkate alacağını anlattı.
Bu sistemde, tüketicinin ödeyeceği ilk taksit tutarını bileceğini ancak, daha sonraki aylarda ödenecek taksitin TÜFE'deki gelişmelere bağlı olarak değişeceğini kaydeden Pektaş; “Değişken faizli kredide, sözleşme öncesi bilgi formunda, tüketiciye, geçmiş 5 yıl verileri dikkate alınarak, 10 bin YTL için ödenecek azami aylık taksit tutarları hakkında bilgi verilecek. Sözleşmede ise azami aylık taksit tutarı belirtilecek. TÜFE'deki artış ve azalmalar taksit tutarlarına yansıtılacak. TÜFE düşmüşse taksit de düşecek, artmışsa artacak. Ancak, söz gelimi, ilk taksit bin YTL iken, azami aylık taksit 2 bin YTL olarak belirlenmişse ve 3 yıl sonra aylık taksit enflasyondaki artışa bağlı olarak 2 bin YTL'ye ulaşmışsa, artık taksit artmayacak.”
Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürü Özcan Pektaş, geçmiş 52 aylık TÜFE verilerini ve yüzde 1'lik finansman kuruluşu marjını dikkate alarak yapılan bir çalışmaya göre, 100 bin YTL'lik bir kredinin tüketiciye maliyetinin, sabit faize göre, değişken faizli kredide daha yüksek göründüğünü açıkladı. Faizlerdeki değişikliğin 30 gün önceden tüketiciye bildirileceğini hatırlatan Pektaş, finansal kiralama yöntemi ile konut alınması halinde, ödemelerin faiz değil, kira bedeli olarak yapılacağını kaydetti.
TAKİP SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER
Ödenmeyen kredilerin takibi açısından eski ve yeni sistem arasındaki farkı da anlatan Pektaş, eski sistemde, İcra ve İflas Kanunu'na göre, 2 taksitin ödenmemesi halinde, bir hafta içinde muacceliyet durumu ortaya çıktığını ve bu süre sonunda bankanın rehni paraya çevirme yoluna gidebildiğini hatırlattı.
Yeni sisteme göre, taksitlerin 2 ay ödenmemesi halinde, bankaların 1 ay muacceliyet süresi verdiğini, ayrıca bankalara rehnin paraya çevrilmesi veya diğer varlıklar açısından haciz uygulaması başlatabileceğini anlatan Pektaş, şöyle devam etti: “Her iki sistemde de, borcunu ödeyemeyen tüketici açısından zorlu bir süreç var. Yeni sistemde, tüketicinin hakkını araması açısından sistem bir basamak daha zorlaştı. Yatırılması gereken teminat oranları, yüzde 10'dan yüzde 20'ye, yüzde 15'ten yüzde 30'a çıkarıldı. Eski sistemde de yeni sistemde de olsa, borcunu ödemeyen insan açısından sıkıntı başlamış demektir. Elinde para olsa yatıracak. Eğer taksitler ödenmiyorsa, bankalara, (alacağını alma) demek ne derece doğru... Sözleşme hangi kanuna göre yapılmışsa o hükümler uygulanacak. Sözleşmelerde, tüketici aleyhine değişiklik yapılamaz.”