Konu bir tek okul değil

Güncelleme Tarihi:

Konu bir tek okul değil
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2004 00:00

BU satırların yazıldığı dakikalarda yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ‘Heybeliada Ruhban Okulu’ konusu görüşülmüş müydü, bilmiyoruz.Sorduk. ‘Resmi gündemde bu konu yok’ dediler. Ama Kurul üyeleri bir ara görüş alışverişinde bulunabilirlermiş. Ama görüşülsün, görüşülmesin Türkiye’nin böyle bir meselesi var. Gerçekten Türkiye’nin değil ama Fener Rum Patrikhanesi’nin böyle bir meselesi var. Üstelik Avrupa Birliği ülkelerini de kullanarak bu meseleyi kendi istediği gibi çözmeye çalışan bir de Fener Rum Patriği var.Açıkça belirtelim:Patrik Hazretleri’nin, taleplerini gerçekleştirmek için tüm meşru olanakları kullanmasına saygılıyız. Gerçi Patrik Hazretleri’nin tıpkı Cumhuriyet’ten önceki selefleri gibi, Türkiye’nin kritik dönemlerinde sesini yükseltmesi dikkati çekiyor. Örneğin 8 Ağustos 2004 tarihinde Reuters Ajansı’na verdiği mülakatta:‘Dinimizin gereğini serbestçe yapıyoruz ama kilise, manastır, mezarlık, okul vb. varlıklarımızla ilgili dini vakıfları yönetme hakkımız yok. Bu yüzden onların pek çoğu devlet (Türk devleti) tarafından yönetiliyor ve parasal yönden istismar ediliyor. (...) Görülebilir ki Türkiye’deki din özgürlüğü çok sınırlı ve yüzeyseldir’ diyerek aba altından sopa gösteriyor.Ama biz bunu bile hoş görmekten yanayız. Çünkü ‘üslubun ne olduğundan çok böyle bir durumda gerçeğin ne olduğu önemlidir’ diyoruz.Ancak dünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısı bağlamında bakınca, Patrik Bartholomeos’un asıl şu sözleri bize ilginç geliyor:‘Hükümetimiz (Türk hükümeti) bu okulun kapatılması için geçmiş yıllarda kullanılan gerekçenin, Avrupa’daki din özgürlüğü anlayışına uygun ve doğru olmadığını anladı.’Sayın Bartholomeos’un değindiği husus, yani ‘Avrupa’daki din özgürlüğü anlayışıyla uyumlu olmayan’ nokta ne ise onu bizim de öğrenmeye hakkımız var. Konu ‘vakıflarla ilgili yakınmaları’ ile sınırlı olsa, mesele yok.Nitekim vakıfların mal edinme ve onları yönetmeleriyle ilgili haklardaki eşitsizliği kaldırmak için hükümetin çalıştığını, kararlar ve gerektiğinde yasalar çıkarttığını biliyoruz. Dileriz eksikler de tamamlanır.Ama Ruhban Okulu konusunda ‘kabul edilen yanlış’ ne ise bilmeliyiz.Bir de ‘Avrupa’daki din özgürlüğü anlayışıyla uyumlu olmayan’ husus her ne ise onun sadece Rum Ortodoks Patrikhanesi için değil Ermeni, Süryani kiliseleri, Musevi’lerin dini özgürlükler bağlamındaki talepleri... Ve çok daha önemlisi, nüfusunun yüzde 98-99’u Müslüman olan Türkler yönünden neyi amaçladığı şimdiden bilinmeli, konuşulmalıdır.Görülüyor ki Ruhban Okulu sadece kapalı bir okulu açmak olayı değildir. Onun doğuracağı öteki sonuçları da şimdiden görmek, hayati derecede önemlidir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!