Güncelleme Tarihi:
Meritxel Mateu Pi (Andora) başkanlığında, Tadeusz Iwinski (Polonya), Marietta de Pourbaix-Lundin (İsveç), Robert Neill (İngiltere), Andrej Hunko (Almanya) ile Josette Durrieu’den (Fransa) oluşan heyet, RTÜK’ten medyanın adaylara farklı yaklaşımı konusunda bilgi aldı.
YETKİ YSK’DA
Toplantıya RTÜK Başkanı Davut Dursun’un yanı sıra Başkan Vekili Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu ile Üst Kurul Üyeleri Süleyman Demirkan, Esat Çıplak ve Ali Öztunç da katıldı. Dursun, seçim süreciyle ilgili bilgi verdi. Seçim dönemlerinde yayın kuruluşlarının uyacakları yayın usul ve esaslarının Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlendiğini, Üst Kurulun bu çerçevede yayınları denetlediğini vurgulayan Dursun, yayın ihlalinde bulunan kuruluşlara müeyyide uygulama yetkisinin de YSK’da olduğuna dikkat çekti. YSK’nın cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde aldığı kararlara atıf yapan Dursun, söz konusu kararlarda demokratik kurallar çerçevesinde adaylar arasında fırsat eşitliğine dikkat edilmesi gerektiğinin belirtildiğini açıkladı. Adayların seçim kampanyalarının birbirinden farklılık gösterdiğine, bazı adayların mitinglere ağırlık verirken bazı adayların televizyon programlarına yöneldiğine vurgu yapan Dursun, bu etkinliklerin medyada yer alma sürelerinin de farklı olabileceğini söyledi.
EŞİT OLMALI
Fransız parlamenter Josette Durrieu ise medyada adaylar arasında eşitlik sağlamanın zorluğuna dikkat çekti. Öncelikle adayların imkanlarının farklı oluşunu hatırlatan Durrieu, bu açıdan eşitliğin sağlanmasında bütün dünyada sorun yaşandığını söyledi. Adaylardan birinin aynı zamanda ülkenin Başbakanı olduğunda medyada adaylar arasında eşitliği sağlamanın çok daha zorlaştığını belirten Durrieu, bu durumda Başbakan olarak yaptığı etkinliklerle, Cumhurbaşkanı Adayı olarak yaptığı etkinliklerin birbirine karışacağını ifade etti. Burada RTÜK’ün yaklaşımının çok önemli olduğunu açıklayan Durrieu, kamu yayıncısı olan TRT’nin çeşitli tarihlerdeki yayınlarında adaylara ayırdığı sürelerden örnekler vererek, özellikle kamu kanallarının adaylara eşit davranması gerektiğini bildirdi.
KANALLARA DİĞER ADAYLAR DA ÇIKMALI
Dursun, Durrieu’nun görüşlerini destekleyen örnekler olduğunu, medya açısından Başbakanın, Başbakan sıfatıyla gerçekleştirdiği etkinliklerle, cumhurbaşkanı adayı olarak gerçekleştirdiği etkinlikleri birbirinden ayırmanın zorluğunu vurguladı. Bununla birlikte Üst Kurul olarak fırsat eşitliğini önemsediklerini belirten Dursun, Durrieu’nun sorusuna cevaben, “Adaylardan birine bir kanal hiç yer vermiyorsa bunu fırsat eşitliğine aykırı olarak yorumluyoruz. Veya adaylardan birini bir kanal sürekli programlarına çıkarıyor, diğerlerini hiç görmüyorsa bu da açıkça fırsat eşitliği ihlalidir” dedi. Bir televizyon kanalının Başbakanı konuk ettiğini hatırlatan Dursun, “O televizyon kanalı önümüzdeki günlerde diğer adayları da konuk etmezse bunun yanlı bir yayın olduğunu düşünebiliriz” diye konuştu.
TEORİ VE PRATİK AYRIMI
Alman parlamenter Andrej Hunko’nun, “Teori başarılı ama uygulama adil mi?” sorusu üzerine Dursun, Üst Kurul Uzmanlarının yayın ihlali yapan kanallarla ilgili rapor tanzim ettiklerini, bunların Kurul gündemine alınıp değerlendirildikten sonra karar için Yüksek Seçim Kuruluna gönderildiği belirtti. Dursun, müeyyide uygulanıp uygulanmayacağı konusunda tek yetkili olan YSK’nın bazı raporlarda Üst Kurulun görüşüne katıldığını, bazılarında ise katılmadığını söyledi.
HEYET HAZIRLIKLIYDI
Üst Kurul Üyesi Ali Öztunç ise, Davut Dursun’un gözlemci heyete seçim dönemlerinde ceza vermede yetkili makamın YSK olduğunu belirterek kanunu okuduğunu söyledi Öztunç, “Ancak gözlemci heyet çok hazırlıklı gelmişti. Kanunu değil pratikte ne olduğunu öğrenmek istediler. Kanalların adaylara ayırdıkları sürenin adaletinden bahsettiler” dedi.