Güncelleme Tarihi:
Şişmanlar adası
Ne bu canım böyle, insanlar nasıl bu kadar şişman olur anlayabilmiş değilim. Çoluk çocuk, genç yaşlı, yediden yetmişe herkes şişman. Ama şişman dediysem, öyle biraz toplu falan anlamında değil. Rahmetli Necdet Tosun, bunların yanında filinta gibi kalır vallahi.
Ama hata bende. Japon Sumo liginin en şişman güreşçisi Konishiki'nin de Hawaii'li olduğu hiç aklıma gelmedi. Zaten Hawaii'lilerin sumo güreşçisi olabilmek için ekstra kilo almalarına da gerek yok. Öyle kilolular ki, sokakta dolaşan sıradan bir Amerikalı'yı alın götürün Japonya'ya, hemen profesyonel Sumo liginde müsabakalara başlasın.
Ben de ne hayallerle gelmiştim, yaz dönemi çalışmalarının bir kısmını Hawaii'de sürdüreceğim ya, gelmeden ‘‘Çevremizi tanıyalım’’ etkinlikleri adı altında Hawaii ile ilgili bir sürü film seyrettim. İnternet'te ne kadar Hawaii ile ilgili sayfa varsa, en ince ayrıntısına kadar tek tek okudum. Eh bu kadar ön araştırma yaptıktan sonra Hawaii'nin tanıdık geleceğini zannediyordum.
Ama nerdee, kazın ayağı hiç de öyle değilmiş. Muhtemelen biz Hawaii diye başka bir yere geldik. Kesinlikle eminim o filmlerde gördüğüm, manken gibi güzel kızların, yapılı vücutlu erkeklerin boy gösterdiği, cıvıl cıvıl bir Hawaii var.
Amerika'da ne kadar şişman varsa, tatil için Hawaii'ye gelmiş. Amerikalı şişmanlar yetmezmiş gibi, Almanlar'ın da en şişman olanları tatillerini Hawaii'de geçiriyorlar. Adanın en hareketli bölgesi olan Waikiki’de sokaklar yürüyen varillerle dolu.
Yiyeceklerine dikkat ederlermiş gibi tüm dükkânlar diyet yiyeceklerle dolu. Her satılan yiyecek maddesinin üzerinde ne kadar kalori, yağ ve karbonhidrat içerdiğine dair cetveller var. Var ama, kimin umurunda? Yiyorlar yiyorlar, sonra da ellerine birer diyet kola alarak güya rejim yapıyorlar.
Ben de fazla kilolarımı verebilmek için Gym salonlarında kendimi paralıyordum. Hadi ordan, benim nerem kilolu, bunların yanında açlık çeken Afrikalılar gibi kalıyorum.
Japonlara özel hizmet
Haydaa ne bu canım böyle, her yer Japon kaynıyor. Hawaii'nin Japonları'nın çok meşhur olduğunu bilirdim ama, bu kadar olacağını hiç tahmin etmiyordum. Sokakta gezen insanların yüzde ellisi Japon. Aslında Amerikalılar İkinci Dünya Savaşı'nda Hawaii'yi Japonlar'a kaptırmadıkları için boşuna seviniyorlar. Çünkü Hawaii sadece kâğıt üzerinde Amerikan adası. Japonlar tüm Asya Pasifik bölgesinde olduğu gibi, Hawaii'de de askeri güçle kuramadıkları hakimiyeti, paranın gücü ile sağlamış durumdalar.
Adada her şey Japonlara göre ayarlanmış durumda. 24 saat Japonca yayın yapan iki televizyon kanalı ve 3 günlük gazete var. Adada hemen hemen herkes Japonca biliyor. Tüm duyurular İngilizce ve Japonca yapılıyor. İlan levhalarında mutlaka Japonca da yazılıyor.
Japonlar dışında da tüm turistler İngilizce konuşarak anlaşmak zorunda kalırken, sadece Japonlar kendi lisanlarını kullanarak hayatlarını devam ettiriyorlar.
Hawaii'de tüm ticaret Japonlar üzerine kurulmuş. Tüccarların gözü Japonlardan başkasını görmüyor. Gece Waikiki caddelerini dolduran fahişelerin bile tek hedefi Japonlar. Japonlarla fahişeler arasında sürekli bir kovalamaca yaşanıyor. Aman yanlış anlaşılmasın, Japonlar kaçıyor fahişeler kovalıyor. Japonlar, fahişelerin baskısından sokaklarda rahat yürüyemiyor.
Dünyanın tüm ünlü markalarının mağazaları Japonlarla dolu. Amerikalı ve Avrupalı turistler, mağazaların vitrinlerine bakarak ‘‘Üfff ne kadar pahalı’’ demekle yetinirken, Japonlar sanki bedava dağıtılıyormuş gibi ikişer üçer kapışıyorlar. Dönerken çanta derdi olmasın diye yanlarında Japonya'dan boş çanta getirenler bile var.
Adanın en ünlü plajı Waikiki Japon restoranlarla dolu. Her köşe başında bir ramenci veya suşici var. Bütün şarküterilerde, ‘‘o bento’’ denilen hazır Japon yiyecekleri satılıyor.
Japonlar kendi ülkelerinde yaşarcasına Amerika'da tatil yapıyorlar. Kendi dillerini konuşuyorlar, kendi yemeklerini yiyorlar, sonra da bu sene Amerika'da tatil yaptık diyorlar.
JAPON FIKRASI
KEİKO uzatmalı nişanlısı ile deniz kenarında mehtabı seyrediyordu. Bir ara nişanlısı elini Keiko'nun omuzuna koyarak, ‘‘Sana olan sevgime şu ay ve milyonlarca yıldız şahit biliyor musun?’’
Keiko cevabı yapıştırır: ‘‘Şekerim, sevgini ispat etmen için milyonlarca yıldızı şahit göstermen gerekmez. Nihâh memurunun karşısında iki şahit yeter.’’