Güncelleme Tarihi:
Protesto
Evet kesinlikle protesto ediyorum. Olur mu canım hiç böyle şey. Buna ‘‘alet çıktı mertlik bozuldu’’ denir. Çöpçatanlar dijital hale getirilir mi? Artık bu işin de suyu çıktı. Neymiş efendim, aynı duyguları paylaşan insanlar bu küçük aletler sayesinde birbirlerini bulabiliyorlarmış.
Hadi canım siz de...
Japonya‘da elektronik oyunlar üreten Erflog firması Japon gençliğinin elektronik oyuncak merakını göz önünde tutarak küçük bir elektronik cihaz geliştirmiş. Yumurta büyüklüğünde, acayip renklere boyanmış elektronik cihazlar etraflarına, ‘‘Duygusal ilişki arıyorum. Seks istiyorum ve sadece konuşacak birini arıyorum’’, diye üç değişik frekans yayabiliyorlar.
Diyelim duygusal bir arkadaşlık arıyorsunuz. Hemen cihazınızı, ‘‘duygusal arkadaş arıyorum’’ konumuna getiriyorsunuz. Artık küçük çöpçatanınız elektronik dalgalar yoluyla sizin duygusal bir ilişki aradığınızı dosta düşmana yaymaya başlıyor. Gerçi dijital çöpçatanların yayın alanı şimdilik 5 metre ile sınırlı ama geliştirilmeyecek diye birşey yok. Neyse, eğer 5 metrelik yayın alanı içinden aynı cihaza sahip bir karşı cins geçerse cihazını hemen diğer karşı cinsin cihazı ile iletişim kuruyor. Eh nede olsa ikisi de aynı lisanı konuşuyor. İlk ikazı alan dijital çöpçatanlar başlıyorlar karşılıklı muhabbete.
Dİjital çöpçatanınız laf arasında karşı cinsin çöpçatanının ağzını yokluyor. Eğer o da sizin gibi duygusal bir arkadaşlık arıyorsa bipleyerek size müjdeyi veriyor.
Eh dijital çöpçatanların karşılıklı bipleşmelerinin ardından iş işe kalıyor. Daha ne yapsın artık. Sizin gibi aşk arayan birini buldu ve sizinle tanıştırdı.
Piyasa çıktığı ilk hafta 500 binin üzerinde satış rakamı yakalayan dijital çöpçatanların üreticisi yakaladığı yoğun ilgiden oldukça memnun. Ürettikleri dijital çöpçatanları daha da geliştireceklerini söyleyen yetkililer küçük cihazların hafıza kapasitelerini genişleterek cihaz sahibinin özellikleri ile karşı cinste aradığı özelliklerle ilgili bilgilerin de cihazlara yükleneceğini ve bu yolla cihazların yanılma paylarının da en aza indirileceğini belirtiyorlar. Ayrıca yeni geliştirilecek olan cihazlarda arkadaşlık türlerinin de çeşitlendirileceğini söyleyen üretici firma sadece sinemaya gitmek veya beraber bir akşam yemeği yiyip ardından Karaoke bara gidip bir kaç şarkı çığırmak gibi masum istekleri olanların da bu aletler sayesinde kendilerine partner bulabileceklerini söylüyorlar.
Ben size dedim bu işin de suyu çıktı diye. Bizim zamanımızda bu işin bir seromonisi vardı oturacaksın kızla gözgöze geleceksin. Önce tanışmak için uğraşacaksın, tanıştıktan sonra duygularını öğrenmeye çalışacaksın. Sonra utana sıkıla duygularını açacaksın...
Şimdiki gençlerin işi kolay vallahi, alıyorlar ellerine küçük bir cihaz düşüyorlar yollara.
Dersimiz diş bakımı
Artık karar verdim size soru falan sormayacağım. Zaten hiçbir sorunun cevabını bilemiyorsunuz. İnsan biraz ilgili olur canım. Şimdi size, ‘‘Bir çocuğa diş fırçalama alışkanlığını aşılamak için yapılması gereken en önemli şey nedir?’ diye sorsam yine bir sürü ipe sapa gelmez cevap üreteceksiniz. Ama hiçbirinizin aklına ‘‘gergedan dişi fırçalamak‘‘ demek gelmeyecek. Evet bir küçük çocuğa diş fırçalama alışkanlığını kazandırmanın en pratik yolu tatbiki gergedan dişi fırçalamaktan geçer.
Ben de geçen hafta Japon televizyonlarından öğrendim. Kafalarında sarı okul şapkaları, ellerinde küçük diş fırçaları ceplerinde diş macunları bir grup ilkokul öğrencisi, öğretmenleri eşliğinde Tokyo Hayvanat Bahçesi’ne gittiler. Öğretmenlerin ellerinde ise yaklaşık bir metre uzunluğunda yapılmış iki tane dev diş fırçası vardı. Önce hayvanat bahçesinde küçük bir gezinti yapan öğrenci grubu, gergedanların olduğu bölümün önünde durdu.
Öğretmenler ellerindeki dev diş fırçaları ile gergedanların dişlerini fırçalamaya koyuldular. Minik öğrenciler ise öğretmenlerin gergedan dişi fırçalamalarına seyrederek kendi dişlerini fırçalamaya başladılar.
Diş fırçalamanın inceliklerini gergadan üzerinde tatbiki olarak öğrenen öğrencilerin bunu unutmaları imkansız.
JAPON FIKRASI
Yeni evlenen Keiko evde kocası için yemek yapmaya çalışır. Sabahın erken saatlerinde yemek kitaplarının içine gömülmesine rağmen akşam kocasının iş dönüşü saatine kadar yemeği tamamlayamaz. Akşam saat altıda yemek yemeğe alışmış koca saat dokuzda yemeğini yiyemeyince bezgin bir eda sorar, ‘‘Yemek ne zaman olacak. Daha gecikecekse dışarda da yiyebiliriz.
Keiko biraz mahçup cevap verir, ‘‘Tamam canım, hemen hazır sadece 3 satır kaldı. Şimdi bitiyor.’’
JAPON SÖZÜ
...NITO OU MONO WA ITTO MO EZU
...İki tavşanı birden yakalamak isteyen bir tani bile yakalayamaz