Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2005 00:00
‘YAKINDA Türkler de gelecek, Hırvatlar da. Romanya ve Bulgaristan’ı hayda hay hesaba katmalıyız’ diye hayıflanan Brüksel, yıllık tercüme maliyetinin astronomik düzeye ulaşmasını tartışıyor.Avrupa Birliği geçen yıl 1 milyar 428 milyon YTL’yi çeviri için harcamış. Bazıları, her üyenin kendi dilinde konuşma özgürlüğünü ‘lüks’ bulup hemen, Avrupa’nın resmi dilini altı ile sınırlamayı önermiş. Öyle ya, yeni üyelerle birlikte Avrupa’nın tüm faaliyetlerinde tam 20 dil arasında çapraz çeviri yapılıyor. abhaber.com’dan öğrendiğim kadarıyla büyükler dışında diğer üyelerin soğuk baktığı bu öneri için Avrupa Birliği Tercüme Genel Müdürlüğü yetkilisi Ian Andersen, ‘Hukuk toplumunda yaşamak istiyorsanız tercümeden başka çıkar yol yok’ demiş. Andersen’e göre, eğer AB vatandaşları Brüksel’de belirlenen düzenlemeleri yerine getirmek zorundaysalar, onları kendi dillerinde tartışabilmeleri gerekir. İşte bu yüzden, tercüme günümüzde demokrasinin vazgeçilmez bir parçası. Türkçe, Avrupa Birliği’nin henüz resmi dili değil ama, çeviri ihtiyacı her geçen gün artıyor. Çok dil bilmek önemli. Üç dili akıcı biçimde konuşmak artık asgari sınır. Ama, son zamanlarda dikkat ediyorum uluslararası toplantılarda herkes kendi dilinde konuşmayı tercih ediyor. Brüksel’deki son zirvede, dönem başkanı olarak söz alan Hollanda Başbakanı Balkanende, basın toplantısında, gazetecilerin isteği üzerine İngilizce konuşmaya başlarken, ‘Madem istediniz, katlanırsınız’ diye espri yaptı. Onu dinlerken ne kast ettiğini anladım. Ağır bir aksan, izlemeyi zorlaştırıyordu. Kulaklıktan gelecek düzgün bir çeviriyi tercih ederdim doğrusu. * * *BU hafta sonu Uluslararası Konferans Tercümanları Derneği ilk kez Türkiye’de toplandı. 1953’te kurulan ve 89 ülkeden 2 bin 686 üyeye sahip olan dernek, sadece Avrupa Birliği nedeniyle değil ama Türk ekonomisinin dışarı açılma hızının artmasını da dikkate alarak toplanmak için İstanbul’u seçmiş bu yıl. Uluslararası Konferans Tercümanları Derneği, Özel Sektör Koordinasyon Sorumlusu Angela Keil, ‘Türkiye, her geçen gün özel sektör olarak da daha fazla önem kazanıyor. Toplantı ve konferans sayısı artıyor. Bizler, tercüme kabinlerinde Türk meslektaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Önümüzdeki döneme hazırlanırken, birbirimizi daha iyi tanımak zorundayız’ diyor. Toplantının önemli konuları arasında, ‘Türkçe tercüme pazarı’ ve ‘Avrupa Birliği dili olarak Türkçe’ de yer alıyor. * * *KONFERANS tercümanlığı çok zor bir iş. En gizli toplantılara katılan tercümanların, duyduklarını odadan çıkarken unutmaları en önemli meslek kuralı. Tercüme ettiği kişinin, konuşmasındaki tüm incelikleri, esprileri, provokasyonları, üslubu yansıtmak zorunda olmaları da bu işin, sadece iyi bir yabancı dil bilmek değil, derin bir kültür birikimi gerektirdiğini de gösteriyor. Angela Keil, kendi deneyimini aktarırken, ‘Almanya’da bu işin eğitimi çok zordur. Bizim sınıfta bulunan 15 kişiden sadece iki kişi gerekli sınavları verip konferans tercümanlığı belgesi alabildik’ diyor. Dünyada bile sayıları yetersiz olan bu meslek dalı, Türkiye’de 60 tercümanın sırtında. Ne kadar az. Türkiye’deki Birleşik Konferans Tercümanları Derneği Başkanı Yiğit Bener, önümüzdeki dönemde, daha fazla sayıda tercümana gerek olduğunu hatırlatıyor. Avrupa Birliği ile müzakere hazırlığı gündeminin çok önemli bir maddesi de, tercüme meselesi. Unutmayalım ki, doğru anlamak ve anlaşılmak da profesyonellik istiyor.
button