Güncelleme Tarihi:
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ergül, Süleyman Pehlivan, Ali Haydar ve Murat Yönder tarafından hazırlanan 968 sayfalık iddianameyle 196 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması, 16 Aralık perşembe günü İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılacak.
Mahkemenin tensip incelemesinde 102 sanık hakkında çıkardığı “yakalama emri” uyarınca Afyonkarahisar'da gözaltına alınan Kurmay Albay Ahmet Şentürk'ün yüzüne karşı kararın okunması amacıyla bir celse yapıldığı için 16 Aralıktaki duruşma, tutanağa 2. celse olarak yansıyacak.
İddianamede, 196 şüpheli arasında Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Tuğamiral Mehmet Fatih Ilgar, Korgeneral Yurdaer Olcan, Tümgeneraller Abdullah Dalay, İhsan Balabanlı, Ali Semih Çetin, eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, emekli Korgeneral Engin Alan ve Albay Dursun Çiçek ile Milli Savunma Bakanlığı tarafından açığa alınan Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu ile İçişleri Bakanlığı tarafından açığa alınan Jandarma Tümgeneral Halil Helvacıoğlu da yer alıyor.
İddianamede, ayrıca Refik Hakan Tufan, Recai Elmaz, Gökhan Murat Üstündağ, Nurettin Işık, Hasan Fehmi Canan, Salim Erkal Bektaş, Mustafa Erdal Hamzaoğulları, Burhan Gögce, Ahmet Tuncer, Sırrı Yılmaz, Doğan Fatih Küçük, Mehmet Alper Şengezer, Mustafa Karasabun, Faruk Doğan, Yaşar Barbaros Büyüksağnak, Gökhan Çiloğlu, Hasan Hoşgit, Bora Serdar, Hasan Gülkaya, Ergün Balaban, Fatih Uluç Yeğin, Osman Çetin, Hakan Yıldırım, Behzat Balta, Orkun Gökalp, Ahmet Necdet Doluel, Mehmet Fikri Karadağ, Fuat Pakdil, Timuçin Erarslan, Ali Demir, Memiş Yüksel Yalçın, Yunus Nadi Erkut, Kahraman Dikmen, Ertuğrul Uçar, Arif Bıyıklı, Yusuf Ziya Toker, Mehmet Yoleri, Metin Yavuz Yalçın, Halil Yıldız, Mehmet Ulutaş, Erhan Kuraner, İsmet Kışla, Fatih Altun, İmdat Solak, Taylan Çakır, Tayfun Duman, Ahmet Yanaral, Embiya Şen, Recep Rıfkı Durusoy, Ali Güngör, Mehmet Ferhat Çolpan, Ercan İrençin, Recep Yavuz, Hanifi Yıldırım, Ertan Karagözlü, Hamdi Poyraz, Kubilay Aktaş, Mustafa Aydın Gürül, Ahmet Küçükşahin, Levent Güldoğuş, Abdurrahman Başbuğ, Ahmet Yavuz, Rifat Gürçam, İhsan Çevik, Bulut Ömer Mimiroğlu, Hakan İsmail Çelikcan, Yüksel Gürcan, Erol Ersan, Hasan Basri Aslan, Halil Kalkanlı, Hakan Sargın, Mustafa Kelleci, Kemal Dinçer, Hüseyin Özçoban, Murat Balkaş, İzzet Ocak, Soydan Görgülü, Ayhan Gedik, Duran Ayhan,
Dursun Tolga Kaplama, Cengiz Köylü, Abdullah Zafer Arısoy, Mehmet Kemal Gönüldaş, Erdinç Atik, Doğan Temel, Ali Deniz Kutluk, Cemal Temizöz, İsmail Karaoğlan, Abdil Akças, Aytekin Candemir, Taner Balkış, Harun Özdemir, Turgay Erdağ, İbrahim Koray Özyurt, Muharrem Nuri Alacalı, Levent Görgeç, Dora Sungunay, Soner Polat, Ali Türkşen, Ahmet Şentürk, Ramazan Cem Gürdeniz, Cem Aziz Çakmak, Namık Koç, Musa Farız, Levent Çehreli, Mücahit Erakyol, Nejat Bek, Ahmet Topdağı, Hüseyin Hoşgit, Selahattin Gözmen, Mustafa Korkut Özarslan, Engin Baykal, Özer Karabulut, Ümit Özcan, Lütfü Sancar, Ali İhsan Çuhadaroğlu, Mehmet Kaya Varol, Murat Özçelik, Mustafa Önsel, Emin Küçükkılıç, Mustafa Çalış, Suat Aytın, Recep Yıldız, Ramazan Bulut, Ali Rıza Sözen, Bülent Tunçay, Mutlu Kılıçlı, Levent Maraş, Uğur Üstek, Yusuf Kelleli, Bahtiyar Ersay, Levent Erkek, Mümtaz Can, Nuri Ali Karababas, Tuncay Çakan, Faruk Oktay Memioğlu, Mustafa Kemal Tutkun, Taner Gül, Hüseyin Bakır, Hakan Öktem, Murat Bektaşoğlu, Ahmet Çetin, Mustafa Aydın, Nihat Altunbulak, Cemalettin Bozdağ, Utku Arslan, Nedim Ulusan, İlkay Nerat, Kıvanç Kırmacı, Nihat Özkan, Hakan Akkoç, Gökhan Gökay, Şafak Duruer, Ahmet Türkmen, İkrami Özturan, Cemal Candan, Hayri Güner, Hüseyin Topuz, Hasan Hakan Dereli, Ali Aydın, Veli Murat Tulga, Behcet Alper Güney, Hasan Nurgören, Mustafa Yuvanç, Barbaros Kasar, Fatih Musa Çınar, Erdal Akyazan, Hüseyin Polatsoy, Kasım Erdem, Mustafa Koç, Ayhan Taşkın, Fikret Coşkun, Zafer Karataş, Hüseyin Durdu, Altan Dikmen, Bekir Memiş, Meftun Hıraca ve Murat Ataç da “şüpheli” olarak sıralanıyor.
Aynı iddianamede, tüm şüphelilerin 15 ile 20 yıl arasında hapis cezası öngören ve “Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs” suçunu düzenleyen eski TCK'nın 147 ve 61. maddeleri gereğince cezalandırılmaları isteniyor.
968 SAYFALIK İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 968 sayfalık iddianamenin “Sonuç, değerlendirme ve talepler” bölümünde, “Balyoz Sıkıyönetim Komutanlığı” isimli yapılanmanın nihai amacının devletin kontrolünü ele geçirmek olduğu belirtiliyor.
Bunun aşamalardan oluştuğu ifade edilen iddianamede, birinci aşamada istihbarat faaliyetlerinin yer aldığı, ikinci aşamanın askeri müdahale için zemin hazırlama süreci olduğu öne sürülüyor.
İddianamede, şu görüşlere yer veriliyor:
“Balyoz yapılanmasının, askeri bir müdahale için öncelikle ülkeyi günden güne kaos ve kargaşa ortamına çekerek ortamı şekillendirmeyi planladığı, bu amaçla 'Oraj', 'Suga', 'Çarşaf' ve 'Sakal' eylem planlarını hazırladığı görülmektedir. Eylem planlarının haricinde hem ortam şekillendirmesine katkı sağlayacak nitelikte, hem de bir sonraki süreçte darbe karşıtı fikirler beyan edeceği tahmin edilen aydın, gazeteci, yazar ve akademisyenleri engellemeye yönelik planların hazırlandığı da görülmüştür. Balyoz yapılanması tarafından belirlenen temaların yoğun bir şekilde kullanılmasıyla kamuoyunun yönlendirilmesi ve halkın askeri bir müdahalenin zaruri olduğunu düşünür hale gelmesini sağlamanın da planların birer parçası olduğu görülmektedir.”
ASKERİ MÜDAHALE ÜÇÜNCÜ AŞAMA
İddianamede, üçüncü aşamanın askeri müdahale olduğu belirtilerek, ikinci aşamada belirtilen ortam şekillendirme faaliyetlerinin askeri bir müdahaleye zemin oluşturacak hale gelmesinin ardından 1. Ordu Komutanlığı komutasındaki yapılanmanın, önce olağanüstü hal ve ardından sıkıyönetim ilan ederek, askeri bir müdahale ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetini iktidardan zorla uzaklaştırmayı planladığı kaydedildi.
Daha sonra öncelikle kilit noktalara belirlenen Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin getirileceği, kamu kurumları, sağlık, gıda, ulaşım ve benzeri her türlü ihtiyaç kaynaklarının kontrol altına alınacağı, önceden belirlenen kişilerin teşkil edilecek birimlerce gözaltına alınacakları ve tutuklanacakları vurgulanan iddianamede, kapatılmak üzere belirlenen basın ve yayın kuruluşları, vakıf, dernek gibi yerlerin faaliyetlerine son verileceği, belirlenen şahısların, kurumların mal varlıklarına ve devlet ekonomisine el koyacaklarının görüldüğü anlatılıyor.
Dördüncü aşamada yürütme görevinin “Milli Mutabakat Hükümeti”ne bırakılacağı, bu hükümetin de “cunta” tarafından belirlenen hükümet programını uygulayacağı dile getirilen iddianamede, beşinci aşamanın ise seçim olduğu kaydediliyor.
İddianamede, 3 Kasım 2002 seçimlerinde mecliste çoğunluğu sağlayan ve hükümeti kuran partinin kimliği, kadroları ve yönetim tarzından rahatsızlık duyan dönemin 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan tarafından “28 Şubat sürecinde elde edilen kazanımlardan istifade edilememesi ve 2002 seçimlerinde AK Partinin tek parti olarak iktidara gelmesi ile beraber ülkede hızlı bir zemin kayması yaşanması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin laiklik karşıtı ve irticai unsurların etkisine girmeye başladığı ve bu nedenle Balyoz Komutanlığının İç Hizmet Kanunu'nun kendisine verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni kollama ve koruma görevinin gereği olarak bu harekat planının hazırlandığı” öne sürülüyor.
Konuya ilişkin l. Ordu sorumluluk sahası içinde bulunan dönemin Harp Akademileri Komutanı İbrahim Fırtına ve Donanma Komutanı Özden Örnek ile temas kurulduğu ve anlaşma sağlandığı, ardından yine aynı saha içerisinde bulunan İstanbul ve Bursa jandarma bölge komutanları ile de temas ve anlaşmanın sağlandığı belirtilen iddianamede, şu ifadelere yer veriliyor:
“Eldeki mevcut delillere göre, dönemin Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının dahil olmadıkları anlaşılan, şüphelilerin ordu bünyesindeki askeri hiyerarşi dışında bu amaçla bir yapılanma oluşturdukları, kurulan bu suç örgütünün darbe yaparak hükümeti yıkmaya yönelik, öncelikle Balyoz Güvenlik Harekat Planı adı altında demokratik yollardan iş başına gelmiş hükümeti antidemokratik yollarla yönetimden uzaklaştırma amacıyla çok kapsamlı ve ayrıntılı bir plan hazırladığı, bu planda hükümet ile işbirliği içerisinde olduğu vurgusu yapılan ve irticai olarak nitelenen grupların da tek ferdi kalmayacak şekilde ortadan kaldırılmasının hedeflendiği görülmektedir.”
“BİR ANDA YAPILMIŞ BİR PLAN DEĞİL”
“Balyoz Güvenlik Harekat Planı”nın bir anda yapılmış bir plan olmadığı belirtilen iddianamede, AK Partinin hükümeti kurmasından sonra çalışmaların yönünün değiştirildiği, önce “Olasılığı en yüksek tehlikeli senaryo” oluşturulduğu, akabinde bu senaryonun yürürlüğe konulması için çalışmalar başlatıldığı öne sürülüyor.
Bu çalışmalara göre, ülkenin yönetiminin ele alınmasının planlandığının anlaşıldığı belirtilen iddianamede, 1. Ordu Komutanlığının bölgesinde yer alan deniz kuvvetlerine bağlı birliğin yaptığı “Suga Planı”, 1. Ordu bölgesinde yer alan hava kuvvetlerine bağlı birliğinin yaptığı “Oraj Planı” ve 1. Ordu bölgesinde yer alan jandarma birliklerinin yaptığı “Sakal” ve “Çarşaf” planlarının bu mahiyette olduğu iddia ediliyor.
İddianamede, 5-7 Mart 2003 tarihlerinde l. Ordu Komutanlığında sadece 162 kişinin katılımı ile jenerik şekilde gerçekleşen seminerin, “Balyoz Harekat Planı”nda öngörülen ve bir nevi darbenin tatbikatı olan seminer olduğu anlatılıyor.
Dava konusu seminerde, şüpheli Çetin Doğan'ın 1980 askeri müdahalesinden de örnekler verdiği belirtilen iddianamede, bu defa çalışmaların daha sıkı tutulup, kurumlara yerleştirilecek askeri personelin seçimi, görevlendirilmesi, atandığı kurumda kalıcı olabilmesi için görevlendirme konusunda detaylı çalışmalar gerektiğini, aksi takdirde işlerin planlandığı şekilde yürümeyeceğini vurguladığına yer veriliyor.
“Balyoz”, “Suga”, “Oraj”, “Sakal” ve “Çarşaf” adlı eylem planlarında sonuç olarak görevlerin belirlendiği kaydedilen iddianamede, somut olaylarda yapılan planların senaryodan ibaret olmadığının anlaşılacağı vurgulanıyor.
Planda “Görevlendirilecek Kategoriler” başlıklı eke bakıldığında da bu kategorilerin hiç birisinin barış zamanında ve olağanüstü hal zamanında TSK'nın görev alanına girmediği vurgulanan iddianamede, bunun planın icrası aşamasına geldiğini, dolayısıyla suçun icra hareketlerine başlandığını gösterdiği öne sürülüyor.
İTİRAZLA İLK TAHLİYELER
“Balyoz Planı”na ilişkin olarak 23 Şubat 2010 ile 2 Mart 2010 tarihleri arasında soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları tarafından sorgulanan muvazzaf ve emekli askerlerden, aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğan ile emekli Koramiral Feyyaz Öğütcü'nün de bulunduğu 36 kişi tutuklandı.
Bu kişilerden aralarında emekli Orgeneral Doğan ve emekli Koramiral Öğütcü'nün de bulunduğu 15'i emekli, 18'i muvazzaf subay toplam 33 kişinin tutukluluğuna yapılan itiraz, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesice değerlendirildi. Mahkeme, 5 Mart 2010 tarihinde talebin reddine karar verdi.
Soruşturması kapsamında tutuklanan Tuğamiral Turgay Erdağ ile Albay Ali Türkşen'in yaptıkları itirazı değerlendiren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise 14 Mart 2010 tarihinde bu kişilerin tahliyesine karar verdi.
Bu arada, emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü ile Tümamiral Semih Çetin'in de aralarında bulunduğu 7 kişi, tutukluluğa ikinci kez itiraz etti. Bu başvuruyu değerlendiren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Mart 2010 tarihinde tutukluluğun devamını kararlaştırdı.
Tümamiral Özer Karabulut'un avukatlarının tutukluluğa yaptıkları itirazı inceleyen İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 19 Mart 2010 tarihinde Karabulut'un tahliyesine hükmetti.
Aynı tarihte İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, soruşturmayı yürüten savcıların Tuğamiral Erdağ ile Albay Türkşen'in tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına yaptıkları itirazı da reddetti.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Mart 2010 tarihinde, soruşturması kapsamında daha önce mahkemece serbest bırakılmasının ardından soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının itirazı üzerine 10 Mart 2010 tarihinde tutuklanmalarına karar verilen Yüzbaşı Erdinç Atik ile astsubaylar Mustafa Kelleci ve Abdil Akça'nın avukatlarının yaptıkları itirazı kabul ederek, 3 kişinin daha tahliyesine karar verdi.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti de tutukluluğa yapılan itirazları inceleyerek 31 Mart 2010 tarihinde eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü, emekli Koramiral Metin Yavuz Yalçın, emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz, Tuğamiral Aziz Çakmak, Kurmay Albay Hüseyin Özçoban, Jandarma Kurmay Yarbay Yusuf Kelleli, albaylar Hasan Basri Aslan ile Taylan Çakır'ın tahliyelerini kararlaştırdı.
1 NİSANDA TAHLİYE, 5 NİSANDA YAKALAMA EMRİ
Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan kişilerin avukatlarının yaptığı tutukluluğun kaldırılması yönündeki talepleri inceleyen İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Oktay Kuban, 1 Nisan 2010 tarihinde, emekli Orgeneral Çetin Doğan, Tümgeneraller Bekir Memiş ve İhsan Balabanlı, Tümamiral Semih Çetin, Albaylar Mustafa Önsel, Abdullah Zafer Arısoy, Recep Yıldız ve Yüksel Gürcan, Yarbaylar Hanifi Yıldırım, Ali Rıza Sözen ve Levent Çehreli, Astsubay Musa Fariz, emekli Tümgeneral İzzet Ocak, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Albaylar Ümit Özcan, Suat Aytın, Kubilay Aktaş ve Bülent Tunçay'ın tahliyesini kararlaştırdı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Oktay Kuban tarafından sorgulandıktan sonra serbest bırakılan Korgeneral Yurdaer Olcan ve Tümgeneral Abdullah Dalay'a ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarınca yapılan itirazı değerlendiren İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 4 Nisan 2010 tarihinde Olcan ve Dalay hakkında yakalama emri çıkardı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 5 Nisan 2010 tarihinde de hakim Kuban'ın kararıyla tahliye edilen 11'i muvazzaf, 8'i emekli asker toplam 19 şüpheli hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti kararında, “Mevcut somut olgularla çelişen ve soyut gerekçeye dayalı kararlar olduğu” görüşüne yer verdi. Bu kararlar üzerine üzerine 21 kişinin aranmasına başlandı.
Süren soruşturmada, 6-7 Nisan 2010 tarihlerinde eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık'ın da aralarında bulunduğu 7 yeni tutuklama olurken, daha önce tutuklananlara ilişkin yapılan itirazlar üzerine yeni tahliyeler yaşandı.
ORGENERAL ÇETİN DOĞAN 2. KEZ CEZAEVİNDE
Süreçte, haklarında yakalama emri çıkartılan kişilerden bazıları teslim olurken, bazıları da güvenlik güçleri tarafından yakalandı.
Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki tedavisini ardından teslim olan Çetin Doğan, 23 Nisan 2010 tarihinde hakkındaki karar yüzüne karşı okunduktan sonra yeniden cezaevine gönderildi.
Korgeneral Yurdaer Olcan'ın da 17 Mayıs 2010 tarihinde tutuklanmasıyla 21 kişinin tümü hakkındaki yakalama emirleri uygulanmış oldu.
Tutuklanan kişilerin yaptıkları tahliye taleplerini değerlendiren İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Yılmaz Alp, 18 Haziran 2010 tarihinde Tümamiral Ali Semih Çetin, Korgeneral Yurdaer Olcan, Tümgeneraller İhsan Balabanlı, Bekir Memiş ve Abdullah Dalay, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Tümgeneral Nuri Ali Karababa, emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, Albaylar Hanifi Yıldırım, Yüksel Gürcan, Mustafa Önsel ve Bülent Tunçay ile Yarbay Ali Rıza Sözen'in tahliyelerine karar verdi.
Hakim Alp tarafından verilen kararın gerekçesinde, “Eylemin aşaması dikkate alındığında şüpheliler lehine suç vasfının değişme olasılığı da mevcuttur. Mevcut deliller doğrultusunda şüphelilerin katıldıkları ya da görevlendirildikleri Balyoz seminer planında, yapılması planlanan eylemlerin icra hareketlerinin gerçekleştirildiğine ilişkin somut olgular bulunmamaktadır” denildi.
Hakim Yılmaz Alp, 22 Haziran 2010 tarihinde de emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık ile Mümtaz Can, Behzat Balta, Tuncay Çakan, Mehmet Kaya Varol, Emin Küçükkılıç, Halil Kalkanlı, İzzet Ocak, Recep Yıldız, Murat Özçelik, Suat Aytın ve Ali İhsan Çuhadaroğlu'nun tahliyelerini kararlaştırdı.
Albay Cengiz Köylü'nün avukatının talebi üzerine tutukluluk halini değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 9 Temmuz 2010 tarihinde oy çokluğuyla Köylü'nün tahliyesine karar vermesiyle soruşturma kapsamında tutuklu kalmadı.
Bu arada, 6 Temmuz 2010 tarihinde tamamlanan soruşturmada 196 sanık hakkında hazırlanan iddianame, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
102 KİŞİ HAKKINDA YAKALAMA EMRİ
İddianame üzerindeki incelemelerini 19 Temmuz 2010 tarihinde tamamlayarak iddianamenin kabulüne karar veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, tensip incelemesi sonucunda 23 Temmuz 2010 tarihinde 102 sanık hakkında yakalama emri çıkarttı.
Mahkemenin davaya ilişkin hazırladığı tensip tutanağında, dosyadaki delil durumu, sanıkların üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması ve suçlamanın CMK'nın 100. maddesinde belirtilen katalog suçlardan olması nedeniyle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı belirtildi.
Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Tuğamiral Mehmet Fatih Ilgar, Korgeneral Yurdaer Olcan, Tümgeneraller Abdullah Dalay, İhsan Balabanlı, Ali Semih Çetin, eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, emekli Korgeneral Engin Alan ve Albay Dursun Çiçek ile Tümgeneraller Halil Helvacıoğlu, Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu'nun da aralarında bulunduğu 102 kişinin aranmasına başlandı.
Bunun üzerine 25 Temmuz 2010 tarihinde hakkındaki yakalama emri nedeniyle Bodrum Havalimanı'nda gözaltına alınan emekli Orgeneral Çetin Doğan, İstanbul'a geldiğinde kalp krizi geçirme riski nedeniyle Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı.
ALBAY ŞENTÜRK'ÜN CEZAEVİNE GİRİŞ-ÇIKIŞI
Aranan kişilerden emekli Kurmay Albay Ahmet Şentürk, 30 Temmuz 2010 tarihinde Afyonkarahisar'da bulunduğu orduevinden para çekmek için dışarı çıktığında polis ekiplerince gözaltına alındı. Şentürk, hakkındaki yakalama emri yüzüne karşı okunduktan sonra cezaevine konuldu.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Ağustos 2010 tarihinde, haklarında yakalama emri çıkartılan sanıkların avukatlarının itirazlarının inceleyerek, 101 sanık açısından yakalama kararlarının kaldırılmasına oy çokluğuyla karar verdi.
Mahkeme, hakkında tutuklama kararı alınan sanık Ahmet Şentürk'e ilişkin yakalama emrinin konusuz kaldığı belirtilerek, yakalama emrine dair karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.
Kurmay Albay Ahmet Şentürk'ün de bu karardan bir süre sonra tutukluluğuna yaptığı itirazın İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 22 Haziran 2010 tarihinde kabul edilmesi üzerine davada tutuklu sanık kalmadı.