ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2010 00:00
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’a ait ses kaydı, dün Vakit Gazetesi internet sitesinde yayımlandı.
Genelkurmay’dan yapılan açıklamada “Ses kaydının, Sayın Genelkurmay Başkanı’nın yurtdışında askerî personele yapmış olduğu bir konuşmadan yararlanılarak düzenlendiği anlaşılmıştır” denildi. Kaydın ‘ortam dinlemesi mi, bir personelin telefon kaydıyla mı’ yapıldığı araştırılıyor.
TÜRKİYE yargı kriziyle tırmanan gerginliği aşmaya çalışırken, dün öğle saatlerinde Milli Güvenlik Kurulu toplantısı başlamadan önce internet sitelerine yeni bir ses kaydı düştü. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a ait olan ses kaydının yurtdışındaki bir konuşmadan alındığı belirtildi. Gündeme bomba gibi düşen ses kaydında askeri personele seslenen Başbuğ, “Ankara Seferberlik Kurulu Bölge Başkanlığı’ndaki yaşadığımız bir olay. Evet, bunlara biz görev verdik. Ben verdim, hiç kimse de ırgalamasın, ben verdim” diyor.
Ses kaydı dün ilk olarak Vakit Gazetesi’ne ait internet sitesi “habervaktim”de yayınlandı. Video paylaşım sitesi “metacafe”den alındığı ifade edilen ses kaydının, Orgeneral Başbuğ’a ait olduğu akşam saatlerinde Genelkurmay’dan yapılan iki maddelik kısa açıklamayla doğrulandı.
Açıklamayla doğrulandı
Açıklamada “Yapılan ilk incelemede, söz konusu ses kaydının, Sayın Genelkurmay Başkanı’nın yurtdışında askerî personele yapmış olduğu bir konuşmadan yararlanılarak düzenlendiği anlaşılmıştır” denildi. Ortam dinlemesiyle mi yoksa bir subayın telefon kaydıyla mı yapıldığı araştırılan kaydın devamında Orgeneral Başbuğ, kozmik odanın aranmasına ilişkin, “Giremezsiniz desen ne yapacaklar, girebilirler mi oraya? Nah girerler. Yok böyle bir şey, giremezlerdi yani” diyor. Orgeneral Başbuğ, en son yurtdışı gezisini 26-27 Ocak’ta NATO Askeri Komite Toplantısı’na katılmak için Brüksel’e yapmıştı. Konuştuğu kişilere hata yapmamaları uyarısında bulunan Orgeneral Başbuğ, şunları söylüyor:
Onlara biz görev verdik
“Şimdi değerli arkadaşlar, adamlar hataları istismar ediyorlar. Bu önemli. Burda hata var. Hata iyi niyetli oluyor, bilinçli oluyor, cehaletten ileri geliyor. Hatanın çeşitli şeyleri olabilir. Ayrı bir konu ama şunu bilmemiz gerekir ki, bir hata var ve bu hata istismar ediliyor, kullanılıyor. Örnek, bu Ankara Seferberlik Kurulu Bölge Başkanlığı’ndaki yaşadığımız bir olay. Evet, bunlara biz görev verdik. Ben verdim, hiç kimse de ırgalamasın, ben verdim. O görevi arkadaşlar icra ediyorlar. Uzun süredir icra ediyorlar. Yapılan ne, bu adamlar sürekle orada, yapılan na? Nedir yapılan: Daha görev yaptığınız bölgenin karekteristiğini bir kere tam bilmeniz lazım yani. Bölge hassas bir bölge ve bir yığın adam var orada. Benim adamımın bunu görmesi lazım, sizin görmeniz lazım, görmüyor. O zaman bu bir hatadır. Uzun süre o görevi yapıyorsunuz, izleniyorsunuz yani. Kendiniz bunu hissetmeniz lazım. Anlamanız lazım. Anlayamıyorlar. Profesyonel yeteneklerde sıkıntılar var.
Nah girerler
Efendim işte bu Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’na gelecekler, arayacaklar. Yani ne yapacaksınız? Bir; aratmayacaksınız, aratmazsanız ne olacak? Arayabilirler mi? Girdim. ‘Giremezsiniz’ desen ne yapacaklar, girebilirler mi oraya? Nah girerler. Yok böyle bir şey, giremezlerdi yani. İki; oraya böyle giremezsiniz, bilmem ne yapamazsınız, ne olacak o ondan sonra? Silahlı kuvvetlerin üzerinde şey gibi kalacaktı. Ne gereği var. Kuşku doğuracak. Buyur, buyur ara efendim işte yok Özel Kuvvetler’in kozmiğine girildi. Ee tabi bunun psikolojik etkisi de vardır. Gireriz, giremeyiz, girdik bilmem ne tamam doğru.
Herşeyin zamanı var
“Bilgi sızmaları oluyor maalesef, efendim Silahlı Kuvvetler’de hiç bilgi sızması olmaz. Olur. Yani maalesef olur. Niye? Maalesef çürükler yüzünden. Ama işte zarar. O zaman bu şekilde olan arkadaşları, sizin iyi tespit etmeniz lazım. Tabur komutanlığının, sizin sorumluluğunuzda. Diğer önemli bir konu şu anda belki de en önemli konu. Bu da özellikle son bir iki yıldır, gördüğümüz TSK’ya karşı yürütülen faaliyetler. TSK’ya karşı yürütülen psikolojik harekattır. Bunu herkes anlamıyor. Herkes gibi ben de doluyum, ama belki herşeyi biraz daha bilen birisi olarak dimdik olacağız, dimdik duracağız fakat her şeyin bir zamanı var. Artı biz ne yapıyoruz tabi ki asimetrik psikolojik harekat unsurları gerçekten ayrıntılı, kapsamlı olarak biliyoruz, bu basit de değil. Ha burda benim görevim ne, her defasında çıkıp ortaya şikayet etmek, şimdilik ortaya şikayet ediyoruz. Makamlar şikayet makamları değil olayları uzaktan seyrediyoruz anlamına gelmez, tamam mı? Tabiki her şeyin zamanı, yordamı herşeyi herkes bilmez, tamam.”