Kömürlü su, Tuna’nın ciğerine nasıl doldu

Güncelleme Tarihi:

Kömürlü su, Tuna’nın ciğerine nasıl doldu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2006 00:00

İlaç içtiğinden şüphelenilen 16 aylık Tuna, ailesince hemen hastaneye götürüldü. Minik Tuna’nın durumunun izlenmesi için, aralıklarla midesine sulandırılmış kömür verilmesi gerekiyordu. Bunun için deneyimli bir uzman yerine bir tıp fakültesi öğrencisi, sondayı Tuna’nın burnundan içeri soktu. Ama sonda, mide yerine Tuna’nın akciğerlerini kömürlü su doldurdu.

ANNE Sebile Aytepe, henüz 16 aylık oğlu Tuna’nın yere döktüğü ilaçlarla oynadığını görünce, minik yavrusunu kaptığı gibi Ankara Fatih Üniversitesi Hastanesi’ne götürdü. Hastanede ilaç içtiğinden şüphelenilen bebeğin midesi yıkandı ve aktif kömür maddesi verilerek ilk müdahale yapıldı. Bu işlemin ardından minik Tuna, daha geniş olanaklara sahip Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi Acil Bölümü’ne götürüldü.

Ailenin iddiasına göre burada Tuna’nın durumunun izlenmesi ve aralıklarla midesine aktif kömür, yani sulandırılmış kömür verilmesi kararlaştırıldı. Sulandırılmış kömür önce ağız yoluyla verildi, ancak 16 aylık Tuna bebek içmeyince, bu kez burundan hortumla girilerek mideye verilmesine çalışıldı. Minik Tuna için geri sayım da işte bu işlemden sonra başladı.

SONDAYI ÖĞRENCİ TAKTI

Çünkü hortum (sonda) uzman doktor yerine, nöbetçi altıncı sınıf tıp öğrencisi ve bir hemşire tarafından mideye indirilmeye çalışıldı. Ancak hortumun mideye inip inmediğinin kontrolü yapılmadan sulandırılmış kömür verildi. Ancak ailenin iddiasına göre verilen kömür mide yerine akciğere gitti. Böylece Aytepe ailesinin tek çocuğu olan Tuna’nın minik akciğerleri bir anda kömürlü su ile doldu. Komaya giren bebek, solunum makinesine bağlandı. Bebeğin akciğerleri sürekli biçimde yıkandı. Ancak, sonuç alınamadı.

Hastane yetkilileri 5 Ekim günü aileye yoğun bakımdaki yavrularını kaybettiklerini bildirdi. Tekstilci baba Cenk Aytepe’nin başvurusu üzerine Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatarak otopsi istedi. İlk tahlillerde 16 aylık Tuna’nın kanı temiz çıkınca aile bir kez daha yıkıldı. Çünkü kanın temiz çıkması, Tuna bebeğin ilaç içmediği anlamına geliyordu. Rapor bunca yanlış tıbbi müdahalenin boşu boşuna yapıldığını ve bebeğin yok yere yaşamını yitirdiğini ortaya koyuyordu. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. M. Tezer Kutluk’un imzasını taşıyan adli vaka raporunda ise 16 aylık Tuna’nın hastaneye geldiğinde fizik muayenesinin normal olduğu ve hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtiliyordu.

BABANIN ADALET İSTEĞİ

Acılı baba Cenk Aytepe ise hukuki mücadelede kararlı olduklarını söyledi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Koray Boduroğlu ise, olayın şu an adli vaka haline gelmesi nedeniyle bu aşamada açıklama yapmalarının doğru olmadığını söyledi. Tuna Aytepe’nin ölümünün gerçek nedeni Adli Tıp Kurumu’nun raporuyla anlatılacak.

Cahİl cesaretİyle saĞlIk hİzmetİ

Perişan olan anne, cenazeye bile gidemediği için, baba Cenk Aytepe minik Tuna’sını kendi elleriyle toprağa verdi. Kendisi de sağlık personeli olan anne Sebile Aytepe, yaşadıklarını gözyaşları içinde Uğur Dündar’a anlattı:

"Yavruma Hacettepe Üniversitesi’nde son sınıf öğrencisi (intern) doktorlar müdahale etti. Kendilerine güvendiler ve bu doğru yerdir deyip direkt ilaç verdiler. Oysa kontrol etmeliydiler. Oysa Fatih Üniversitesi’nde uzman doktor, mide olduğuna kesin kanaat getirmekle yetinmemiş, serum fizyolojikle burundan kontrol ettikten sonra ilacı vermişti. Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi’nde böyle bir kontrole gerek görülmedi. İşlem sırasında hemşire ’Bebek aspire ediyor, yani akciğere kaçıyor. Ben bu ilacı veremeyeceğim’ diyordu. Çocuğumu ben tuttuğum için çok net duyuyordum. Benim sistemdeki hata dediğim şey bu işte. O kadar kendilerine güveniyorlar ki... Oysa bizim mesleğimiz cahil cesaretini kaldırmaz, hatanın geri dönüşü yoktur çünkü. Ben oğlumu bugün mezara koydum, var mı geri dönüşü?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!