Kömür kirletir, rüzgar bekletir, nükleer şaşırtır bu tartışmanın hamuru daha çok su kaldırır

Güncelleme Tarihi:

Kömür kirletir, rüzgar bekletir, nükleer şaşırtır bu tartışmanın hamuru daha çok su kaldırır
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2006 00:00

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Atom Enerjisi Kurumu’nun hazırladığı nükleer program Türkiye’de bir süredir unutulan atom santralları tartışmasını yeniden başlattı. İki aşamalı programda toplam 5 santral yapılması planlanıyor. AKP hükümeti, kamuoyuna henüz açıklanmayan "Nükleer Enerji Strateji Belgesi" kapsamında üç santral için çalışma başlattı. Özel sektörden teklif istendi, ilk santralın Sinop’a kurulacağı açıklandı.

Aslında, son iki yılda bütün dünyada nükleer santrallar yeniden tartışma gündeminin üst sıralarına yükseldi. Kimi ülkeler 30 yıldır rafta duran nükleer santral inşası programlarını raftan indiriyor, kimileri çalışanları kapatıp "nükleere paydos" diyor. İşte Türkiye’de ve dünyada nükleer enerji yanlılarıyla karşıtlarının başlıca görüşleri.

ENERJİ AÇIĞI VAR MI, NASIL ÇÖZÜLMELİ?

Elimizi çabuk tutalım santralları çeşitlendirelim

Türkiye’nin enerji politikaları, stratejik çıkarları açısından nükleer santral zorunlu. Enerji tüketimi yılda yüzde 6-9 artıyor. Gelecek yıl alarm zilleri çalacak. Önümüzdeki 20 yılda talebin 602.200 ila 767.600 GWh’ye ulaşması bekleniyor. Hükümete göre, 178 milyar dolarlık yatırım gerekiyor. Ağırlık barajlara ve kömüre verilecek ama sistem nükleer santrallarla desteklenmeli, enerji üretimi çeşitlendirilmeli. 55 bin MW’lık öncelikli ihtiyacın 45 bin MW’ının nükleer enerjiyle karşılanması planlanıyor. İlk aşamada, özel sektöre 5 bin MW’lık yatırım imkanı verilecek. Dünyada nükleer santrallara rağbet büyük. Üretici firmalar siparişe yetişemiyor. Bugün sipariş versek 2015’te teslim edilebilir. Elimizi çabuk tutalım.

Önce elimizdeki kaynakları kullanalım

Hani alarm zilleri 2010’da çalacaktı, neden fikir değiştirdiniz? Enerji Piyası Kurulu Başkanı Yusuf Günay’a kulak verin: "Türkiye, şu anda tükettiği elektriğin tümünü sudan elde edebilecek kaynağa sahip, bunu kullanmıyor." Ayrıca Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi’nin verilerine göre, nükleer santrala acil ihtiyaç yok. Mevcut birincil kaynakları kullanarak 2030’da 578.500 GWh’ye ulaşabiliriz. OECD verilerine göre, elektrikte kayıp-kaçak oranımız yüzde 23. OECD ortalaması yüzde 7! Elektriğin verimli kullanımı ve kaçağın engellenmesiyle kaybı yüzde 20 azaltsak, talebi 2025’e kadar birincil kaynaklarla karşılamak mümkün. İngiltere aynı yöntemi tartışıyor.

ÖZEL SEKTÖR İŞLETMECİLİĞİ MÜMKÜN MÜ?

Devletin desteğine gerek yok, özel sektör yapar

Tüm dünyada özel sektör geleceği parlak olan enerji alanına yatırım yapıyor. Türkiye’deki doğalgaz santralı ve elektrik dağıtım ihalelerinde yoğun ilgiyi gördük. Aynı sermaye nükleer santrala da yönelecektir. İşi özel sektöre ihalesiz, elektrik alımında belli limitler içinde güvenceli verdik mi tamamdır. 13 firma konuyla ilgili. Hazine garantisine bile ihtiyaç yok. Yeter ki gereken düzenlemeler yapılsın, yer gösterilsin, imkan sağlansın.

Finansmanı kim sağlayacak krediyi kim verecek?

Avrupa ve Amerika’da bile özel sektör yüksek maliyetlerden ürktü, para devletin cebinden çıktı. ABD’deki yeni nükleer enerji teşvik yasası yatırımcıya kredi garantisi, vergi avantajı, devletin gecikmelerinden kaynaklanan zararı telafi garantisi veriyor. Devlet Bakanı Ali Babacan "Nükleer santral için dış krediye Hazine garantisi mümkün değil, IMF karşı çıkar" dedi. Kredi bir yana, dünyada santralları sigortalayacak şirket bulunamıyor. Riske giren şirket bile ödeyeceği tavanı belirleyip, gerisini devletin üstlenmesini istiyor. Doğalgaz santrallarında devlet elektrik alma garantisi vermişti. Nükleerde henüz bu bile netleşmedi. Üstelik şirketler enerji politikalarının gelecekte değişmesinden korkuyor, güvence istiyor.

KURULUM, İŞLETİM MALİYETLERİ AKILCI MI?

Ucuz ve akılcı

Petrol ve doğalgaz fiyatları hızla artıyor. Doğalgaz santralından üretilen elektriğin kw saat maliyeti 8 sent, nükleer santralınki 1.2 sent. 130 milyon litre petrolün ürettiği enerjiyi 1 kilo uranyumdan elde etmek mümkün. Türkiye 1000 megavatlık bir nükleer santralla yılda 1.6 milyon ton petrol karşılığı enerji üretebilir. Santralın ömrü 40 yıl. İleri teknoloji kullanıldığı için işgücüne daha az gerek duyuluyor. 2.7 milyon dolar yatırımla, Sinop’a 1800 MW’lık santral kuracağız. Petrolle karşılaştırıp, kazancı siz hesaplayın.

Siz öyle sanın

Planlanan santralların Türkiye’ye ilk maliyetinin 8,5 milyar dolar, 40 yıllık işletme maliyetinin ise 160 milyar doları bulması bekleniyor. ABD Enerji Enformasyon Başkanlığı’na göre, yeni kuşak nükleer santralların elektrik üretimi maliyeti, 20 yılda diğer enerji kaynaklarının çok üzerine çıkacak. Nükleer atıkların depolanması çok maliyetli. Santral işletmeciliği sürprizlerle dolu. Radyasyon nedeniyle Bruce ve Pickering reaktörlerinde eksen değiştiren kalandria tüpleri tesis başına 1,5 milyar dolara onarılmıştı. İngiliz uzmanlar, ülkede ömrü dolan santrallardan herbirinin söküm maliyetinin 3 milyar doları bulacağını tahmin ediyor.

DÜNYA NÜKLEER SANTRALLARA NASIL BAKIYOR?

Bütün dünya nükleer santrala yöneldi

Dünya nükleer enerji kullanımında Rönesans yaşıyor. Yüzde 10 arttı. ABD Başkanı Bush, "30 yıldır nükleer santral yapmadık ama 10 yılda çok sayıda nükleer santralımız olacak" dedi. ABD’de 104, Fransa’da 59, Japonya’da 55 olmak üzere dünyada 445 santral faaliyette. ABD elektriğin yüzde 20’sini, Fransa yüzde 78.3’ünü bu yolla karşılıyor. Fransa’nın hedefi yüzde 80. AB ortalaması yüzde 15, bu arada 24 yeni santral inşa ediliyor. İngiltere’nin 31 santralından biri hariç hepsinin ömrü 2023’te dolacak. Başbakan Blair, temiz enerji üretimi için yenilerini yapmaya kararlı. İsviçreliler 20 yıllık anti nükleer politikayı referandumla durdurdu. Finlandiya altıncı, Litvanya, Bulgaristan, Macaristan ilk santral siparişini verdi.

Dünya elektrik üretimindeki payı yüzde 4’e inecek

Dünyada nükleer enerjinin toplam elektrik üretimindeki payı 2000’de yüzde 17’ydi. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, 2030’da yüzde 4’e düşecek. Atık sorunu çözülmez, yeni kuşak teknoloji ekonomik olmazsa bu oran daha da azalır. AB, nükleer enerjiyi destekleyen Euratom Antlaşması’nı 46 yıl sonra gözden geçirmeye karar verdi. İngiltere’de Blair’in danışma komisyonu "Nükleere hayır, enerji kayıplarını azalt" dedi. Nükleer kapasite yüzde yüz artırılsa bile atmosfere karbondioksit salınımının 30 yılda sadece yüzde 8 azalacağını açıkladı. Avusturya, Danimarka, İrlanda, Norveç’te nükleer program donduruldu. Elektriğinin yüzde 30’unu nükleerden karşılayan Almanya’da merkezi hükümet, yerel yönetimlerin direnmesine karşın ömrü doldukça tüm santralları 2023’e kadar kapatacak. Yasalara göre, yeni nükleer santral inşa edilemiyor. İktidardaki koalisyonun sosyal demokrat kanadı, muhafazakar Merkel’in nükleer yanlısı politikalarını uygulatmamaya kararlı. Yerel kurumlardan Energie Baden Wuerttenberg, ömrü dolan nükleer reaktörler yerine sıfır kirlilikli kömür santralı kuracağını açıkladı.

GÜVENLİK, TEMİZLİK AÇISINDAN SORUNLAR ÇÖZÜLDÜ MÜ?

Üzerine uçak düşse bir şey olmaz kömürden daha temiz

Küresel ısınma, ozon yırtığı gibi dünyanın geleceğini tehlikeye sokan gelişmelere karşı, acilen karbon salınımını azaltmanın yollarını bulmalıyız. Kömür, gaz, petrol gibi fosil yakıtlar yerine elektriği karbondioksit üretmeyen nükleer enerjiden sağlamalıyız. Atıkları satabilir, Türkiye’de değerlendirebiliriz. Hatta şimdiden müşterisi var. Dünyadaki sayıları, enerji üretimleri gözönüne alındığında nükleer santralların kaza oranları fazla değil. Günümüzde, nükleer santrala uçak düşse, sadece içindekiler ve yolcular ölür. Atom Enerjisi Ajansı’na göre, Çernobil’de bile doğrudan radyasyondan ölenlerin sayısı 50’den az. Onlar da reaktörü söndürmeye çalışan itfaiyeciler, çimento döken helikopter personeli.

Uçağa gerek yok, su borusu patladı 5 kişi öldü

Şu andaki ileri reaktör teknolojisi bile beklentileri karşılamaktan uzak. Yüksek güvenlikli, az atık üreten, ekonomik reaktörler 2030’larda devreye girecek. Santrala uçak düşse felaket olur; Uluslararası Enerji Ajansı ve İngiliz Nükleer Yakıt Kurumu böyle söylüyor! Çernobil ile Karadeniz’de patlayan kanser vakaları arasındaki bağlantıyı düşünmenizde yarar var. Ayrıca deprem daha büyük risk. Japonya’nın bu yıl faaliyete geçen en büyük ikinci nükleer santralı, 10 gün sonra deprem riski nedeniyle, mahkeme kararıyla kapatıldı. Yüksek teknolojiyle çalışan Japonya’daki santrallarda son iki yılda iki kaza oldu. Birinde su borusu patladı ve 5 kişi öldü. Nükleer santral işletmecilerinin iletişim platformu WANO’nun eski başkanı Hajimu Maeda 2003’te "Endüstrinin güvenilirliği hızla azalıyor, geleceği tehlikede" demişti. Santralların meteorolojik faktör dikkate alınmadan kurulması da ciddi tehlike kaynağı. Sinop’ta seçilen bölgenin henüz Çevre Değerlendirme Raporu bile yok! Nükleer atık sorununu çözmekte bütün dünya zorlanıyor, uzaya göndermeyi bile düşünüyorlar. Siz nasıl şipşak çözdünüz?

ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI ORTADAN KALDIRIR MI?

Gizli uranyum rezervimiz 120 bin ton

Türkiye petrol ve doğalgazda dışa bağımlı. Satıcı ülkelerin fiyat ve miktarla oynama yoluyla siyasi, ekonomik şantajına açık. Oysa uranyum kaynakları zengin. Bilinen rezervimiz 10 bin 500 ton. Toryum rezervi ise 360 bin ton. Dünyada toryum miktarı, uranyumun ortalama üç katıdır. Toryum rezervine bakılarak, keşfini bekleyen uranyum rezervimizin 120 bin ton olduğu tahmin edilebilir. Küçükçekmece Nükleer Atom Enerjisi Merkezi eski müdürü Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre "Hindistan’ın 40 yıl önce kullanmaya başladığı toryum kaynaklı santral teknolojisine yönelirsek, elimizdeki rezerv Türkiye’nin ihtiyacını birkaç yüzyıl boyunca karşılayabilir" diyor.

Yakıtı yine ithal etmeniz gerekecek

Topraktan çıkan uranyum santrala atılmıyor. Öncelikle zenginleştirilmesi gerekir. Bu iş ciddi bir teknoloji ve yatırım gerektirir. İran krizinden sonra gelişmiş ülkeler, uranyum zenginleştirme işini kontrol etmeye karar verdi. ABD Başkanı Bush "Gelişen ülkelere santral yapımında yardım edip, onlara zenginleştirmiş uranyum sağlamalıyız. Böylece nükleer teknolojinin teröristlerin eline geçmesini önleriz" dedi. Yani, yakın gelecekte isteyen uranyumunu zenginleştiremeyecek. Gelişmiş ülkelerin nükleer yakıt bankalarından almaya zorlanacak. Nükleer tesiste, 30 civarında farklı disiplinden uzmanın çalışması gerekiyor. Bu kalifiye işgücünü oluşturmak zaman alabilir. Denetim ve lisans işlemleri için bile yerli kuruluşlar oluşana kadar, tahminen 5 yıl, yurtdışından hizmet almak zorundayız.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!