Komünizm gitti, globalizm geldi, gölge ekonomiden yeni mafya doğdu

Güncelleme Tarihi:

Komünizm gitti, globalizm geldi, gölge ekonomiden yeni mafya doğdu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2008 00:00

Komünizmin çöküşü, uluslararası pazarlardaki fiyat serbestisi gibi 20’inci yüzyılın sonunda peş peşe meydana gelen değişimler sadece dünyadaki ticareti değil suçu da globalleştirdi. Kuralsızlık ortamı içinde kendi sistemini yaratan ’mafya’ bir anda gölge ekonomiye entegre oldu. Misha Glenny, McMafia adlı kitabında uyuşturucu, kadın, silah ve havyar ticaretini ele geçirenlerin bölgenin yeni zenginleri olduğunu yazdı.

SOVYETLER Birliği’nin (SSCB) çöküşü, Berlin Duvarı’nın yıkılışı, uluslararası pazarlardaki fiyat serbestisi gibi olayların peş peşe yaşanan gelişmeler sadece dünya ticaretini değil suçu da globalleştirdi. Japon otomotiv endüstrisinin ani yükselişi, komünist Macaristan’ın olası üyelik için Uluslararası Para Fonu (IMF) ile el altından görüşmelere başlaması, dışa açılma taraftarı lider Deng Xiaoping’in Çin’de gerçekleştirdiği reformlar gibi gelişmeler ilk bakışta günlük politik iniş çıkışlar gibi göze çarptılar. Ancak, yavaş yavaş dünya düzeninin değişimine neden oldular.

Gölge ekonomi doğdu

1989 yılında komünizm önce Doğu Avrupa, ardından da Sovyetler Birliği’nde çöktü. Çok kısa süre içinde gerçekleşen bu çöküş bir yandan globalleşmenin önünü açarken, diğer yandan da gölge bir ekonominin doğmasına neden oldu.

Her şeyin devlete ait olduğu, mülkiyet hakkının bulunmadığı bir dönem yerini bireyi ön plana çıkaran bir düzene bıraktı. Ancak bu düzen henüz sistem ve kurallardan yoksundu. Bu yeni düzen içinde ürün ve aktiviteler kural dışı olunca kárı ele geçiren de suçlular oldu.

Mafya entegre oldu

Sistemsizlik içinde kendi sistemini yaratan mafya bir anda ekonomiye entegre oldu. Gücü yüksek olan Batı ülkelerinin yavaş yavaş Doğu’da yatırıma yönelmesi, burada bir alım gücü sorununu ortaya çıkardı. Doğu Bloğu ülkelerindeki düşük maaşlar istenilen hayat tarzının yakalanmasına engel oldu. Rusya’da McDonald’s kuyrukları uzarken, Nike giymek isteyenlerin sayısı arttı. Bu düzensizlik içinde uyuşturucu, kadın, silah ve havyar ticaretini ele geçirenler ise bölgenin yeni zenginleri haline geldi. Bir zamanların çeteleri, bir anda uluslararası suç şebekelerine dönüştü.

Gelişimle beslenen suç

BBC’de muhabirlik yaparken Beyaz Saray ve Avrupa’da birçok hükümetin Balkanlar konusundaki danışmanı haline gelen Misha Glenny, komünizmin çöküşünün ve globalleşmenin tetiklediği yeni ekonomik düzen içinde mafyanın nasıl şekil değiştirdiğini anlatan bir kitap yazdı. McMafia adlı bu kitapta Glenny, Rus mafyası, Kolombiya uyuşturucu karteli ve Çinli işçi kaçakçılarının dünyanın gelişiminden ve ortaya çıkan zenginlikten nasıl beslendiğini ortaya koydu.

Nijerya Merkez bankası başkanıyım deyip, Banco Noroesto’yu dolandırdı

MAFYANIN
en yaratıcı uygulamalarının Nijerya’dan çıktığını ifade eden Glenny, 1994 yılında başlayıp 1997 yılına kadar ortaya çıkmayan bir dolandırıcılık öyküsünü yazdı. 1994 yılında Brezilyalı Banco Noroesto’nun üst düzey yöneticisi Nelson Sakaguchi kendisini Nijerya Merkez Bankası Başkanı olarak tanıtan Ikechukwu Christian Anajemba ve eşiyle tanıştı. Anajemba, Sakaguchi’ye bankanın parasını Nijerya Havaalanı’nın yapımı için yatırması halinde büyük kazanç sağlayacağını söyledi. Teklifi kabul eden Sakaguchi Brezilya’ya döner dönmez Nijerya’dan vergi ve benzeri giderler için para talepleri gelmeye başladı. Bankanın Cayman Adaları’ndaki operasyonları yürüten Sakaguchi kendi payını alacağı düşüncesiyle ve Merkez Bankası başkanı sandığı Anajemba’ya güvenerek Amerikan bankalar aracılığıyla Nijerya’ya para göndermeye başladı. Yolsuzluk 1997 yılında İspanya’nın en büyük bankası Banco Santander’ın Banco Noroesto’yu 500 milyon dolara alana kadar fark edilmedi. İspanyol bankanın muhasebecisi durumu fark edince operasyonların başındaki Sakaguchi ile görüştü. Sakaguchi muhasebeciye paranın Nijerya Havaalanı’nın yapımı için kullanıldığını söyledi. 242 milyon dolar bu şekilde uçup gitti. Dolandırıcı Ikechukwu Christian Anajemba kısa süre sonra bir trafik kazansında hayatını kaybetti. Olayın kaza olup olmadığı konusundaki dedikodular ise hálá son bulmadı.

Kosova bağımsızlığını kazandı Karadağ’a sigara kapısı kapandı

MISCHA
Glenny son kitabında ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın Kosova’nın bağımsızlığına destek veren Karadağ’ın kaçak sigara ticaretine nasıl göz yumduğunu anlattı. Kitaba göre Clinton, Balkanlar’da Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç’e karşı destek olarak gördüğü Karadağ’ın Başkanı Milo Djukanoviç’i AB yetkililerinden şöyle korudu: "Karadağ her yıl Amerika’dan gelen tonlarca sigaranın İtalyan mafya grubu Sacra Corona Unita’ya ulaşmasına aracılık ediyordu. Slovenya ve Kıbrıs üzerinden depolanmak üzere Karadağ’a nakledilen kargo daha sonra sürat tekneleriyle kaçak yoldan İtalya’ya sokuluyordu. Karadağ da her karton sigaradan "transit vergisi" adı altında kazanç sağlıyordu. Amerika’dan Ortadoğu ve Balkanlar’a ulaşan bu sigaralar Karadağ’ın Sırbistan’a karşı ayaklarının üstünde durabilmesinin tek şartı olarak görülüyordu. Londra’da 75 dolar, New York’ta 40 dolar olan bir karton sigara, Balkan ülkelerinde 10 dolara alıcı buluyordu."

Yılda 6 milyar dolar

Balkanlar’ın gizli dağlık bölümünü temsil eden Karadağ’ın Kosova bağımsızlık kampanyası sırasında Amerika’nın en yakın yardımcıları arasında yer aldığını dile getiren Glenny şöyle devam etti: "Karadağ, 650 binlik nüfusuyla birkaç milyar dolarlık suç endüstrisinin en odak noktasıydı. Amerika, Avrupa ve Japonya’daki fabrikalardan alınan sigaraların AB pazarına girmeden önceki son durağı Karadağ oluyordu. AB gümrükten kaçırılan sigaralardan her yıl 6-8 milyar dolar kazanç elde ettiği gerekçesiyle Djukonaviç’e karşı dava açtı. Davanın durdurulmasını sağlayan ise Karadağ’ın desteğine ihtiyaç duyan Clinton oldu. Ancak, Kosova bağımsızlığını kazanır kazanmaz, Djukanoviç’in İtalya’ya sigara götüren botlarına el konuldu."

Lucy eroini mideye indirdi Martha Stewart’la hapis yattı

LUCY Tshabalala Güney Afrika’da, yaşadığı bölgenin dışında üniversite okuyabilen şanslı azınlık arasına girmeyi başardı. Tam evsiz kaldığı sırada uzun boylu ve eğitimli bir adam olan Kingsley Noble ile tanıştı. "Manevi babam" dediği Noble’ın kaldığı otelde yaşamaya başladı. Manevi babasının bir eroin ve kokoin satıcısı olduğunu otele yapılan bir polis baskını sonucunda öğrendi. 2 polis manevi babasını silah ile yaraladığı sırada Lucy otel odasının gardrobuna kilitlenmişti. Polis eli boş dönmüştü ancak Lucy, zor durumdaki Noble’a yardım etmek için eroin paketlerini tek tek yuttu. Sonra da Amerika’ya doğru bir yolculuğa başladı. Yolculuğun sonunda midesindeki eroinin kokusunu alan köpekler yüzünden yakayı ele verdi. Martha Stewart ile aynı hapishanede yatarken bir gardiyanın tecavüzüne uğradı.

Yeni çağın mafyası

Komünizm çöküp, uluslararası pazarlardaki fiyat serbestisi gibi gelişmeler sadece ticareti değil suçu da globalleştirdi.

Kuralsızlık ortamı içinde kendi sistemini yaratan ’mafya’ bir anda gölge ekonomiye entegre oldu.

Uyuşturucu, kadın, silah ve havyar ticaretini ele geçirenler bölgenin yeni zenginleri oldu.

Misha Glenny, McMafia isimli kitabında ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın, Kosova’nın bağımsızlığına destek veren Karadağ’ın kaçak sigara ticaretine göz yumduğunu yazdı.

Brezilyalı Banco Noroesto’nun üst düzey yöneticisi Nelson Sakaguchi’yi kendisini Nijerya Merkez Bankası Başkanı olarak tanıtan Ikechukwu Christian Anajemba, Nijerya Havaalanı’na yatırım yaptığını sanan bankayı 242 milyon dolar dolandırdı.

1998 yılında hızla değer kaybeden para birimi korumak için dolar ihtiyacı doğan Rusya, bunun için elindeki siyah altın havyarı kullandı. Doları elde etmenin en kolay yolu hiçbir para biriminde asla değer kaybetmeyen havyardan geçiyordu. Rus Mafyası CITES’in koyduğu ülke dışına çıkartılabilen havyar sınırını aşmanın yolunu Türkiye’de buldu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!