Güncelleme Tarihi:
Seferis sokağının adının değiştirilmesini kültür adamı Özdemir İnce değerlendirdi
Urla Belediye Meclisi'nin, ANAP'lı üyelerinin oylarıyla aldığı kararla ‘‘Yorgo Seferis Sokağı’’ tabelasını yerinden indirmesinin yarattığı bunalım sona erdi.
Kamuoyundan gelen tepkiyle harekete geçen ANAP Genel Merkezi olaya el koydu ve belediye meclisi aldığı kararı iptal etti.
Ancak, bence olay kapanmadı: Belediye meclisi kararını değiştirdi, ama o kararı alan zihinsel yapı değişmedi, her an başka bir olay yaratabilir.
Sokak tabelasının indirilmesi için önerge veren belediye meclisi üyesine göre Urla halkı, ‘‘Yorgo Seferis Sokağı’’ adına karşı imiş. Olabilir, karşı olanlar vardır. Böyle bir durumda politikacının işi halkı aydınlatmak ve yanlışı büyütmemektir.
19 Haziran tarihli Hürriyet gazetesinden öğrendiğimize göre, oylamanın ardından söz alan önerge sahibi ANAP'lı Özcan Uzun, ‘‘Biz Yunan'ı denize döktük. Yunan düşmanıyız. Atatürkçüyüz’’ demiş. Yunan'ı denize döken ordunun başkomutanı Yunan halkının düşmanı değildi, İzmir'i ve Ege'yi işgal eden emperyalizmin düşmanıydı. Bu nedenle hiçbir Atatürkçü ne Yunan halkının, ne de bir başka halkın düşmanıdır.
Tabela değişikliğine yol açan önergenin gerisindeki gerçek tepki akla daha yakın: Önerge sahibi ve arkadaşları, PKK'yı desteklediği ve Apo'ya arka çıktığı için Yunanistan'ı cezalandırmak istemişler. Ceza kesmenin en kolay yolu ise, asılması başta Urla halkı olmak üzere ülkemize onur kazandıran bir tabelayı yerinden indirmek.
TENEZZÜL EDİLMEZ
Bu, kızdığı komşunun tavuğunu öldürmek gibi çocukça bir şey. Aklı başında bir halk temsilcisi, uyanık bir seçilmiş böyle bir şeye ‘‘tenezzül etmez.’’
Son otuz yılda Yunanistan'a en az otuz kez gittim. Herkül Millas ve İoanna Kaçuradi ile birlikte Kavafis ve Seferis'in bütün şiirlerini, Ritsos'un şiirlerinin önemli bir bölümünü çevirdim. Türk-Yunan yakınlaşması için elimden geleni yaptım. Sonunda, böyle bir yakınlaşmanın gerçekleşmesini engelleyen önyargıların mayın tarlasını fark ettim:
Yunan tarafı beş yüz yıl süren Osmanlı yönetimini unutmamış, unutmaya niyetli değil. Bizim taraf ise Yunan işgalini unutamıyor; son otuz yılın Türkiye karşıtı Yunan politikasından tedirgin. İki tarafta da bir duygusal travma, bir zihinsel kötürümleşme sözkonusu. Ama çelişkiyi ‘‘düşmanlık’’ olarak tanımlamak çok yanlış. Bu, olsa olsa bir ‘‘güceniklik’’ duygusu.
Nitekim, Sicilya'da karşılaştığım yakın dostum, Yunan şair Titos Patrikios neden son zamanlarda Yunanistan'a gelmediğimi sorunca, Yunanistan'a karşı bir tür güceniklik hissettiğimi söyledim.
OSMANLI VATANDAŞI
İnsanlar yabancılara gücenmezler. Akrabalarına, çok yakın arkadaşlarına, komşularına gücenirler. Güceniklik, herhangi bir haksızlığa karşı duyulan tepkidir. Duygusaldır. Değer verdiğimiz için güceniriz.
Son gelişmeler, Yunan tarafının bizim taraftaki derin güceniklik duygusunu kavramaya başladığını gösteriyor.
Yorgo Seferis Urlalıların hemşerisidir, 1900 doğumlu bir Osmanlı vatandaşıdır, Nobel Ödülü almış ilk Anadoluludur.
Bu nedenle Urla'da onun adını bir sokağa vermek bizim en doğal hakkımızdır.
Bize yaraşan da bu türden haklarımızı yaranın iyileşmesi için kullanmak.
Urla Belediye Meclisi'nin ANAP'lı üyelerinin oylarıyla aldığı kararla değiştirilen Yorgo Seferis Sokağı tabelası, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın müdahalesiyle tekrar yerine asıldı. Özdemir İnce, bu olay nedeniyle Türkiye ve Yunanistan arasında ki çelişkiyi değerlendiriyor. İnce, çelişkiyi düşmanlık olarak tanımlamanın yanlış olduğunu, söz konusu olanın bir güceniklik duygusu olduğunu belirtiyor. Urlalıların hemşerisi olan Seferis'in adının bir sokağa verilmesinin en doğal hakkımız olduğunu ve bu türden hakların yaranın iyileştirilmesi için kullanılması gerektiğini hatırlatıyor.
Yorgo Seferis
13 Mart 1900 İzmir doğumlu, Yunanlı şair, deneme yazarı ve diplomat Yorgo Seferis, Yunan edebiyatında simgeciliğin öncüsü olan ‘‘1930 kuşağı’’nın önde gelen adı.
Paris'te hukuk okuduktan sonra diplomat oldu, bir yandan da şiirle uğraştı.
Şiirlerinde Yunan halkının, genel olarak da çağdaş insanın trajik durumunu yansıttı.
Seferis 1947'de Atina Akademisi tarafından ödüllendirildi ve 1963 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı.
1971'de Atina'da ölen şairin başlıca kitapları: Dönüm Noktası, Sarnıç, Seyir Defteri, Alıştırma Defteri, Ardıç Kuşu ve Denemeler.