OluÅŸturulma Tarihi: Mart 11, 2003 00:00
Yunan sinemasının 1960’dan günümüze dek geçirdiği değişimi gözler önüne seren 13
film sinemaseverlerle buluÅŸuyor. Yunanistan’ın 2003 yılının ilk altı aylık dönemini kapsayan Avrupa BirliÄŸi Dönem BaÅŸkanlığı çerçevesinde düzenlenen 1.Yunanistan Sinema Günleri,2 ile 8 Mayıs tarihleri arasında BeyoÄŸlu Emek Sineması'nda gerçekleÅŸecek. Filmler her gün 12:00, 15:00, 18:30 ve 21:30 saatlerinde olmak üzere dört seans halinde gösterilecek.1.Yunanistan Sinema Günleri kapsamında, Jules Dassin'in Pazar Günü Asla, Nikos Koundouros'un Küçük Afroditler, Mikhail Kokoyannis'in Alexis Zorba, Vasilis Georgiyadis'in Toprak Kırmızıya Boyandı , Pantelis Voulgaris 'in TaÅŸ Yıllar, Nikos Papatakis'in FotoÄŸraf, Dimos Aveliodis'in Yaraladığımız AÄŸaç, Tonia Markeeetaki'nin Kristal Geceler , Sotiris Garista'nın Kardan, Constantinos Ginnaris'in Åžehrin Kenarından, Theodoros Angelopulos 'un Sonsuzluk ve Bir Gün, Philippos Koutsaftis'in Gülmeyen TaÅŸÂ ve Penny Panayatopoulou 'nun Zor Ayrılıklar: Babam adlı filmleri gösterilecek.Ä°ÅŸte hafta kapsamında gösterilecek filmler:Pazar Günleri Asla (Yön: Jules Dassin/1960) NeÅŸe dolu klasik bir romantik komedi; Melina Mercouri, Yunanistan’da incelikten yoksun bir fahiÅŸedir. Melina, antik Yunan ile günümüz Yunanistan’ı arasındaki baÄŸları bulmaya çalışan bir Amerikalı turist tarafından kültürlü bir hanımefendiye dönüştürülmeye çalışılır, ve sonunda Melina’yı Yunan tarihi konusunda ‘eÄŸitmeyi’ baÅŸarır. Titos Vandos’un yanı sıra, dünya çapında baÅŸarı kazanmış Manos Hadjidakis’in neÅŸeli müzikleri de bu filmde seyircinin karşısına çıkıyor. Genç Afroditler (Nikos Koundouros/1963)Defne ve Kloe’nin mitolojik efsanesi’nin, iki gencin bir Yunan kabilesinde yaÅŸadıkları seksüel uyanışlarının hikayesi ile anlatımı. M.Ö. 200 yıllarında Yunanistan’da geçen bu Koundouros filmi, bir grup çobanın, bütün erkeklerin balığa gitmek için terk ettikleri, küçük bir köye gitmelerini konu alıyor. Ä°ki çift arasında geliÅŸen aÅŸklar hızlı bir ÅŸekilde filmi etkisi altına alır. YetiÅŸkin bir kadın ve erkek arasında geçmekte olan aÅŸkın merak konusu, kadının eski kocasını bırakarak yeni aşığıyla kaçıp kaçmayacağıdır. Ä°ki genç arasında geçen aÅŸkta ise genç oÄŸlanın hayattaki ilk aÅŸkı ile kalıp kalmamak arasında vereceÄŸi karar esas ilgi noktasını oluÅŸturur. Detaylı bir ÅŸekilde anlatılmış olan her iki aÅŸk hikayesinde de, aşıkların birbirlerine yaptıkları kurlar filmin odak noktasını oluÅŸturur.  YavaÅŸ ilerleyen, fakat bir çoÄŸunun gerçek çobanlardan oluÅŸtuÄŸu şık bir kadroya sahip bir yapıt.Alexis Zorba (Yön: Mihalis Cacoyannis/1964) Basil otuz yaÅŸlarında, Londra’da Budda’nın biyografisini yazmaya calışan bir yazardır. Londra'nın ortamını Buda gibi sakin bir filozof ve din adamı hakkında bir yazı yazmak için fazlasıyla karmaşık bularak Girit adasına gitmeye karar verir. Yolda Alexis Zorba ile tanışır. Zorba’nın dışarıya açık ve güçlü karakter özellikleri Basil’in utangaç ve içine kapanıklığının tam tersidir. Birlikte geçirdikleri zaman sonucunda filmde Basil’in yavaÅŸ yavaÅŸ Zorba’ya benzemeye basladığını görürüz.  TaÅŸYıllar (Yön:Pantelis Voulgaris/1985)1960’lı yıllarda Yunan iç savaşı ve politik çalkantıların arasında yaÅŸanan bir aÅŸk ve baÄŸlılığın gerçek öyküsü. On sekiz yaşındaki Eleni ve yirmi iki yaşındaki Babis 1954 senesinde karşılaşırlar ve birbirlerine aşık olurlar. Kısa bir süre sonra Babis yasa dışı politik aktivitelerinden dolayı yakalanarak yıllarca hapis cezasına çarptırılır. Babis gibi aynı suçtan dolayı aranmakta olan Eleni Atina’ya kaçar ve 1966’ya kadar orada saklanır. Babis 1966 yılında Girit adasındaki hapishaneden Ezine’ye gönderilince Eleni de O’nu görebilmek için gemiye binmeyi baÅŸarır. 1966 yılının sonlarına doÄŸru Babis serbest bırakıldığında ise seneler sonra tekrar özgürlüklerine kavuÅŸan çift, ilk defa olarak aÅŸklarının tadını çıkartabilmek için serbesttirler.FotoÄŸraf (Yön: Nikos Papatakis/1986)Ä°lias Apostolou adındaki genç bir kürkçü 1971 senesinde Yunanistan’daki diktatörlük rejimine dayanamayarak sokakta bulduÄŸu bir fotoÄŸraf ile Paris’e doÄŸru yola çıkar. Paris’te 1950 yılından beri orada yaÅŸayan Gerassimos Tzivas adındaki uzak bir akrabası bulunmaktadır. Bu fotoÄŸraf yüzünden bazı yanlış anlaÅŸmalar meydana gelir. Ä°lias kendini akrabasının yanında çalışırken bulur. Ä°lias bir gün bir kartpostalın üstünde resmini görüp adını Felicity koyduÄŸu güzel bir kıza aşık olur. Ve Onunla evlenmek için Yunanistan’a geri dönmeyi düşünmeye baÅŸlar. Eve dönüş isteÄŸi, gidip gelen sahte mektuplar, gerçeklik ve yanlışlıkların arasındaki oyun, filmin bir çeÅŸit modern Yunan trajedisine dönüşmesini saÄŸlıyor. Felicity için baÅŸlayan arayış cinayet ve felaketlerle sonuçlanıyor. . Filmin gerçekçi karakterleri, saÄŸlam bir senaryosu ve kuvvetli bir yönetim tekniÄŸi var.  Yaraladığımız AÄŸaç (Yön; Dimos Aveliodis/1986) Aveliodis’in bu filmi 1960’larda Xios’da yaz tatili için okulun kapanmasından bir kaç gün önce geçiyor. Ä°ki genç çocuÄŸun arkadaÅŸlıkları talihsiz bir olay yüzünden bozulur. Yazın ortalarına doÄŸru tekrar karşılaÅŸan iki çocuk birlikte unutulmaz bir yaz geçirirler fakat onlar farkına bile varamadan sonbahar gelir. Aveliodis’in bu büyülü filmi , içine kattığı mizah, ÅŸiirsel sekanslar ve baÅŸarılı yönetmenlik ve gerçekçi karakterler sayesinde zenginleÅŸtirilmiÅŸ. Phillippos Koutsaftis’in kamera işçiliÄŸi mükemmel.Kristal Geceler (Yön;Tonia Marketaki /1991)Bu film, adını Nazilerin Viyana’da 1938 yılında baÅŸlattıkları ilk saldırılara verilen ‘Kristal Geceler’ isimli olaydan almıştır. Bu film sembolizm ve realizmin bir araya geldiÄŸi bir aÅŸk öyküsüdür.Yunanlı bir subay ile evli olan Alman bir kadın buz taşımakla görevli genç bir Musevi’ye aşık olur. Hayatının aÅŸkını kazanabilmek uÄŸruna Alman kadın ölür ve tekrar hayata gelir. Kadının iki hayatı arasında, etrafındaki dünya evrim geçirir. Bir kiÅŸinin hikayesi tarihin arasından geçer.Kardan Gelenler (Yön:Sotiris Garitsa/1993)- ‘Thomas ve ben karar verdik. Bu gece Yunanistan’a gitmek için buradan ayrılıyoruz. Nereye mi gidiyoruz? Anavatana.’ -‘Yani felakete.’ Der Thomas ve güler. Ä°ÅŸte böylece üç Yunanlı azınlığına mensup Arnavutluktaki kuzey Epirus’lu mültecinin karların arasından geçerek Atina’daki Omonia Meydanına gidiÅŸ macerası baÅŸlamış olur. Vardıkları yerde; açlık, amaçların yok oluÅŸu, ve Atinalıların gecikmiÅŸ fakat itiraf edilmemiÅŸ ırkçılığı onları beklemektedir. Sondan biraz önce Thomas Akil’e şöyle der: ‘Arnavutlukta bize Yunanlı, Yunanistan’da da bize Arnavut diyorlar…’ Thomas zamansız ve beklenmedik bir ÅŸekilde hayatını kaybedince ise yol arkadaşı geldikleri kara geri dönmeye karar verir. Bir kiÅŸi bile olsa, en azından orada hayallerine sahip çıkabilecektir.Åžehrin Ucundan (Yön: Constantinos Ginnaris/1998)DolaÅŸmak, gece kulüplerinde boy göstermek, genel evleri ve sokakları kolaçan etmek, önemsiz hırsızlıklar yapmak, ve Omonia Meydanında yalvarmak… Bütün bunlar ÅŸu anda Atina’nın fakir bir bölgesi olan Menidi’de yaÅŸayan genç Pontioi (Karadeniz kıyılarından gelen Rus kökenli Yunanlar) grubunu oluÅŸturan öğelerdir. Åžu anda, Kazakistan’dan birkaç sene önce gelmiÅŸ olmalarına ve liderleri Sasha’nin onları Yunan kanı taşıdıklarına dair temin etmesine raÄŸmen kendilerini yeni vatanlarında yalıtılmış hissediyorlar. Maceraya susamış olan gençler, ayaklarının altında cilve yapmakta olan ÅŸehre meydan okuyorlar. Ellerindeki her tür imkanı kullanarak önlerine çıkan hiç bir engeli tanımıyorlar. Aralarında sadece Sasha kendine itiraf ediyor ki, ÅŸu anda olup biten her ÅŸey gelip geçici ve onu hayallerine daha da yaklaÅŸtırmaya yarayan birer araç. Gerçek hayat ve kenarlarından fethetmeye çalıştıkları acımasız ÅŸehir ile karşı karşıya kalmaya devam eden gençlerin hayatları ve onları birbirine baÄŸlayan kan baÄŸları gittikçe dağılmaktadır. Sonsuzluk ve Bir Gün (Yön:Theodoros Angelopulos/1998)YaÄŸmurlu bir selanik sabahı, ölümcül bir hastalığa yakalanmış olan ünlü yazar Alexander, tüm hayatı boyunca yaÅŸamış olduÄŸu deniz kenarındaki evden taşınmak üzeredir. Tam bu sırada uzun zaman önce kaybettiÄŸi karısı Anna’dan bir mektup bulur. Bu mektup otuz yıl öncesinde yaÅŸanmış bir yazı anlatmaktadır. Bunun üzerine Alexander geçmiÅŸ ile ÅŸimdiki zamanın birbirine girdiÄŸi garip bir yolculuÄŸa çıkar. Bu yolculuk sırasında eski ve mutlu günlerini bir asır kadar uzunmuÅŸ gibi görünen bir gün için bile olsa yeniden yaÅŸar…  Gülmeyen TaÅŸ (Yön:Phillippos Koutsaftis/ 2000)Eleusis, Atina’nın yirmi kilometre batısında bulunan küçük bir endüstri kasabasıdır. Tarih öncesi çaÄŸlardan beri toprak, verimlilik ve tarım tanrıçası Demeter ve kızı Persefoni’nin efsanesi ile birlikte anılmıştır. Bu kasabada son 2000 yıldır yapılmakta olan Eleusınian Mysteries isimli törenlerde hayatın dönüşümü konusu iÅŸleniyor, umut ve ölüm ile karşılaÅŸanlara kutsanmışlık bağışlanıyordu. Bu Yunan tanrıçasının ilk tahıl ile ödüllendirmiÅŸ olduÄŸu kasabada kurulmuÅŸ olan endüstrilerin sonuçları doÄŸaya ve tapınaÄŸa felaket sonuçlar getirmiÅŸtir. Biz bu kasabayı son on yıldır seyyahların gözünden filme çekiyoruz. Günlük aktiviteleri, mütevazılarından en ihtiÅŸamlısına kadar, kasabaya antik mirası ile modern hayatının birleÅŸiminin meydana getirdiÄŸi muhteÅŸem sonuçları izlemekteyiz. Eleusis insanın dış dünyaya olduÄŸu kadar kendi iç dünyasına da uzun uzun bakabileceÄŸi bir yer.  Zor Ayrılıklar:Babam (Yön: Penny Panayatapoulou/2002)60’lı yılların sonlarına doÄŸru Atina'da yasamakta olan 10 yaşındaki Elias, babasını kaybeder. Ailenin bütün fertleri bu üzücü durum karsısında kendilerine göre bir teselli yolu bularak hayatlarına devam etmeye uÄŸraşırlar…küçük Elias hariç. Çocuk, olanların gerçekliÄŸini ve acılığını kabullenemez ve babasının öldüğüne inanmayı reddederek sanki hiç bir ÅŸey deÄŸiÅŸmemiÅŸ gibi hayatına devam eder. Babaannesine babasının aÄŸzından yazılmış mektuplar yazar, en sevdiÄŸi oyunları sanki babasıyla oynuyormuÅŸ gibi tek başına oynamaya devam eder, ve en kötüsü de babasının söz vermiÅŸ olduÄŸu gibi Amerikalıların Ay’a iniÅŸlerini birlikte televizyonda seyretmek için geri döneceÄŸine inanmaktadır. Fakat ne yazık ki babası vermiÅŸ olduÄŸu son sözü tutamaz ve Ay’a iniÅŸ gerçekleÅŸtiÄŸi gün geri dönmez. Ä°nsanoÄŸlunun Ay’dan evine donuÅŸ için yola çıktığı sırada küçük Elias da babasından ayrılık yolunu tutmuÅŸtur. Ä°nsanoÄŸlu için yeni bir caÄŸ açılmıştır, ve tabii Elias için de…    Â
button