Güncelleme Tarihi:
Tire’ye bağlı kırsal Derebaşı Mahallesi’nde, kızının evinde yaşayan Fatma Yenigün (55), dün sabah saatlerinde torunu Rüya Çelik’i yanına alıp kimseye bir şey söylemeden dışarı çıktı. Bu sırada evde bulunan ve kahvaltının ardından bir süre uyuyan Gülçin Çelik (17), uyandığında kardeşi Rüya ile anneannesinin evde olmadığını fark edip anne- babasına haber verdi. Derya Manas ile Hakan Çelik ise durumu jandarmaya bildirdi. Aile fertleri, kendi çabalarıyla çevrede arama yaptı; ancak sonuç alamadı. İhbarla köye gelen jandarma ve AFAD ekipleri, bölgede arama çalışması başlattı. Arama- kurtarma köpeklerini de kullanarak, dün gün boyu çalışma yapan ekipler, gece de kayıp anneanne ile torununu aradı.
Komandolar da araziyi didik didik etti
Öte yandan, arama ve kurtarma çalışmalarına komandolar da katıldı. Araziye dağılan deneyimli komandolar, minik Rüya ve anneannesine dair iz aradı. Geç saatlere kadar devam eden aramalarda, uzman köpeklerden de yardım alındı.
Aile fertlerinin verdiği bilgiler doğrultusunda yapılan arama çalışmalarının özel eğitimli köpeklerle bugün de sürdürüleceği belirtildi.
Psikolojik sorunları olduğu belirtilen Fatma Yenigün’ün 1993 yılında kızı Derya Manas’ı İzmir Fuarı’nda bırakıp ortadan kaybolduğu öğrenildi. Yenigün’ün 22 yıl sonra 2015’te İzmir’de otoyol kenarındaki su tahliye kanalında yaşamını sürdürdüğü sırada zor koşullardaki hayat mücadelesinin haberlere konu olmasının ardından yakınları tarafından bulunduğu ortaya çıktı.
Kayıp Rüya’nın annesi Derya Manas, annesinin dağlık alanlarda, metruk evlerde, tarlalarda yaşamayı bildiğini, bu nedenle de ekiplerin bu tür yerlere bakmasını istediğini söyledi. Manas, "Biz yıllar sonra haberden görerek, annemi bulduk; ancak evden çıkıp gitme alışkanlığı olduğu için çocuğumuzla birlikte yalnız bırakmıyorduk. 17 yaşındaki kızımızın uyuduğu sırada torununu alıp gitmiş. Rüya’ya doğumundan sonra o baktığı için çok seviyordu" dedi.
2015’TE EŞİ ÖLÜNCE ORTADA KALDIĞINI ANLATMIŞTI
Su tahliye kanalında kalırken bulunmasının ardından kızıyla yaşamaya başlamadan önce kadın sığınma evine yerleştirilen Fatma Yenigün, 2015 yılında Aydın’ın Söke ilçesinde oturduklarını; ancak 3 ay önce eşinin hayatını kaybetmesiyle yaşamının alt üst olduğunu kendisini görüntüleyen gazetecilere anlatmıştı.
Yenigün, "Eşimin rahatsızlığından dolayı İzmir’e geldik. Burada çeşitli hastanelerde tedavi görmesine rağmen eşim hayatını kaybetti. Bu sırada biraz arazimiz vardı, bunları da tedavi giderleri için satıp, harcadık. Eşimin ölümünden kısa bir süre sonra kardeşi de hayatını kaybetti. Bana Söke’de bakacak kimse kalmadı. Uzaktan yakınlarımız da bakmak istemeyince İzmir’e geldim. Burada eşimin hurdacılık yapan yeğenleri vardı. Onların yanlarında kalıp yardım ettim. Onlar da bana zaman zaman para veriyorlardı; ama bir süre sonra bana kötü davranmaya başladılar. Sürekli alkol aldıkları için bunu yapıyorlardı. Ben de onların yanından ayrıldım ve sokaklarda kalmaya başladım" demişti.