Komada doğum yaptı, bebeğini göremeden öldü
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2008 13:22
Sakarya'da 9 aylık hamile iken, miras yüzünden tartıştığı ablası tarafından balkondan ittirilerek bir kat aşağıdaki merdivenlere düşürüldüğü iddia edilen, 32 yaşındaki Pınar Bal, 83 gün yoğun bakımda sürdürdüğü yaşam mücadelesini, 3 aylık bebeğini kucağına alamadan kaybetti.
15 Mayıs'ta annelerinden kalan arsanın satışı ile ilgili olarak ablasının Geyve ilçesindeki evine görüşmeye giden Pınar Bal (32), evin balkonunda ablası F.B. ile miras nedeniyle tartıştı. 3. kat balkonundaki tartışma sırasında 9 aylık hamile Pınar Bal, henüz belirlenemeyen bir şekilde, kafa üstü, bir kat aşağıdaki merdiven basamaklarına düştü. Koma halinde hastaneye kaldırılan Bal'ın 9 aylık bebeği sezaryenle alındı.
Boyun kırılması nedeniyle felç olan Pınar Bal, değişik hastanelerde 83 gün süren yaşam mücadelesinin ardından 6 Ağustosta hastanede yer sırası beklerken, evinde öldü. Konuşamadığı için Bal'ın olayla ilgili ifadesine de başvurulamadı.
Olay anında ifadesi alınarak serbest bırakılan abla F.B, kardeşi ölünce, ölüme sebebiyet verme iddiasıyla sevk edildiği mahkemece, delilleri karartma olasılığı bulunmadığı için tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Ölen kadının imam nikayıla birlikte yaşadığı Selahattin Civelek (40), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Mayıs 2008'de annelerinden kalan arsanın satışını görüşmek üzere Pınar Bal ile Geyve ilçesindeki ablası F.B'nin evine gittiklerini belirtti.
“HASTANEYE KALDIRILDIĞI GÜN SEZARYENLE DOĞUM YAPTI”
F.B'nin 3 katlı evde tek başına yaşadığını, birlikte yaşadığı Pınar Bal'ın miras yüzünden tartıştığını, olayın gözleri önünde gerçekleştiğini kaydeden Civelek, şunları söyledi:
“Eşim annesinden kalan arsa ile ilgili olarak ablasıyla konuşuyordu. Ben de sokak kapısında bekliyordum. Ablasıyla birden tartışmaya başladılar ve baldızım kız kardeşini göğsünden ittirdi. Eşimi yakalamak istedim ama yakalayamadım. Kafa üstü yere çakıldı. Olay sonrasında Toyotasa Travmatoloji ve İlkyardım Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastaneye kaldırıldığı gün sezaryenle doğum yaptı. Bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Çocuğumun adını Gökdeniz koydum.”
Toyotasa Travmatoloji ve İlkyardım Hastanesi'ndeki 37 günlük tedavinin ardından, Pınar Bal'ın fizik tedavi amacıyla İstanbul'daki Şişli Etfal Hastanesi'ne sevk edildiğini kaydeden Civelek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şişli Etfal'de eşimin yoğun bakımda bulunduğu hastanede enfeksiyon kaptığını ve yaralarının iltihaplandığını söylediler. Şişli Etfal'de üç saat kaldıktan sonra, yatak olmadığı gerekçesiyle Haliç Hospital Hastanesi'ne sevk edildi. Özel hastanede 45 gün kaldıktan sonra tekrar fizik tedavi için Şişli Etfal'e sevk ettiler. Hastaneye gittik, hastanın burada yatmasının uygun olmadığını söylediler, hatta buna ilişkin yazı bile verdiler. Adapazarı'na eve getirmek zorunda kaldım. Bu arada Okmeydanı SSK hastanesi'ne başvurdum. Bir kaç gün sonrasına gün verdiler ameliyat için. Evde pansumanını yap, salı günü getir dediler.”
Pınar Bal'ı 29 Temmuzda Adapazarı'ndaki evine getirdiğini bildiren Civelek, “Eşime annem bakıyordu. Çocuğumun işlemleri ve fakirlik kağıdı çıkarmak için Trabzon'a gitmiştim. 6 Ağustosta annem eşimin fenalaştığını söyledi. Bunun üzerine yola çıktım. Eşime müdahale eden doktorla görüştüğümde kendileri gelmeden 10 dakika önce öldüğünü söylediler.”
“HASTANEYE GELEN BİLE OLMADI”
Olay sonrasında polise ifade verdiğini kaydeden Civelek, konuşamayan eşinin ifadesi alınamadığı için ablasının ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığını söyledi.
Savcılığın Pınar Bal'ın sağlık durumunu sürekli takip ettiğini belirten Civelek, “Eşimin sağlık durumunu bildiriyordum. Konuşacak duruma geldiğinde ifade verecekti ama nasip olmadı. Ablası F, 11 Ağustos'ta Geyve Adliyesi'ne çıkarıldı. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını öğrendim.”
Haliç Hospital hastanesi yetkilileri ise Bal'ın 13 Haziran ve 28 Temmuz tarihleri arasında hastanelerinde, boyun kırığından kaynaklanan felç ve akciğer enfeksiyonu nedeniyle yoğun bakımda kaldığını, daha sonra fizik tedavisi için Şişli Etfal Hastanesi'ne sevk edildiğini bildirdiler.
Boyun kırılması nedeniyle felç olan Pınar Bal, değişik hastanelerde 83 gün süren yaşam mücadelesinin ardından 6 Ağustosta hastanede yer sırası beklerken, evinde öldü. Konuşamadığı için Bal'ın olayla ilgili ifadesine de başvurulamadı.
Olay anında ifadesi alınarak serbest bırakılan abla F.B, kardeşi ölünce, ölüme sebebiyet verme iddiasıyla sevk edildiği mahkemece, delilleri karartma olasılığı bulunmadığı için tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Ölen kadının imam nikayıla birlikte yaşadığı Selahattin Civelek (40), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Mayıs 2008'de annelerinden kalan arsanın satışını görüşmek üzere Pınar Bal ile Geyve ilçesindeki ablası F.B'nin evine gittiklerini belirtti.
“HASTANEYE KALDIRILDIĞI GÜN SEZARYENLE DOĞUM YAPTI”
F.B'nin 3 katlı evde tek başına yaşadığını, birlikte yaşadığı Pınar Bal'ın miras yüzünden tartıştığını, olayın gözleri önünde gerçekleştiğini kaydeden Civelek, şunları söyledi:
“Eşim annesinden kalan arsa ile ilgili olarak ablasıyla konuşuyordu. Ben de sokak kapısında bekliyordum. Ablasıyla birden tartışmaya başladılar ve baldızım kız kardeşini göğsünden ittirdi. Eşimi yakalamak istedim ama yakalayamadım. Kafa üstü yere çakıldı. Olay sonrasında Toyotasa Travmatoloji ve İlkyardım Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastaneye kaldırıldığı gün sezaryenle doğum yaptı. Bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Çocuğumun adını Gökdeniz koydum.”
Toyotasa Travmatoloji ve İlkyardım Hastanesi'ndeki 37 günlük tedavinin ardından, Pınar Bal'ın fizik tedavi amacıyla İstanbul'daki Şişli Etfal Hastanesi'ne sevk edildiğini kaydeden Civelek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şişli Etfal'de eşimin yoğun bakımda bulunduğu hastanede enfeksiyon kaptığını ve yaralarının iltihaplandığını söylediler. Şişli Etfal'de üç saat kaldıktan sonra, yatak olmadığı gerekçesiyle Haliç Hospital Hastanesi'ne sevk edildi. Özel hastanede 45 gün kaldıktan sonra tekrar fizik tedavi için Şişli Etfal'e sevk ettiler. Hastaneye gittik, hastanın burada yatmasının uygun olmadığını söylediler, hatta buna ilişkin yazı bile verdiler. Adapazarı'na eve getirmek zorunda kaldım. Bu arada Okmeydanı SSK hastanesi'ne başvurdum. Bir kaç gün sonrasına gün verdiler ameliyat için. Evde pansumanını yap, salı günü getir dediler.”
Pınar Bal'ı 29 Temmuzda Adapazarı'ndaki evine getirdiğini bildiren Civelek, “Eşime annem bakıyordu. Çocuğumun işlemleri ve fakirlik kağıdı çıkarmak için Trabzon'a gitmiştim. 6 Ağustosta annem eşimin fenalaştığını söyledi. Bunun üzerine yola çıktım. Eşime müdahale eden doktorla görüştüğümde kendileri gelmeden 10 dakika önce öldüğünü söylediler.”
“HASTANEYE GELEN BİLE OLMADI”
Olay sonrasında polise ifade verdiğini kaydeden Civelek, konuşamayan eşinin ifadesi alınamadığı için ablasının ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığını söyledi.
Savcılığın Pınar Bal'ın sağlık durumunu sürekli takip ettiğini belirten Civelek, “Eşimin sağlık durumunu bildiriyordum. Konuşacak duruma geldiğinde ifade verecekti ama nasip olmadı. Ablası F, 11 Ağustos'ta Geyve Adliyesi'ne çıkarıldı. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını öğrendim.”
Haliç Hospital hastanesi yetkilileri ise Bal'ın 13 Haziran ve 28 Temmuz tarihleri arasında hastanelerinde, boyun kırığından kaynaklanan felç ve akciğer enfeksiyonu nedeniyle yoğun bakımda kaldığını, daha sonra fizik tedavisi için Şişli Etfal Hastanesi'ne sevk edildiğini bildirdiler.