Güncelleme Tarihi:
Ayşen 3 yaşındayken geçirdiği soğuk algınlığı yüzünden SSK Lüleburgaz Hastanesi'ne götürüldü. Yapılan yanlış bir iğne sol kolunu kestirdi. Aradan acı dolu üç yıl geçti. Ayşen artık büyüdü. Şimdi anaokuluna giden minik kız, arkadaşlarıyla gülüp oynuyor ve ‘‘Kolum ve parmaklarım yeniden çıkacak, ben o zaman protez kolumu arkadaşım Çilem'e hediye edeceğim’’ diyor. Ya suçlular? Her zamanki gibi, suçsuz bulundular.
Ayşen'in, Türkiye'nin yüreğine inen hikayesi, 1995 yılında basit bir soğuk algınlığıyla başladı. SSK Lüleburgaz Hastanesi'nde, damarı körlemesine arayan bir iğne, 3 yaşındaki Ayşen'i, 31 Mayıs 1995'te tek kola mahkûm etti. Püskül gibi sarı saçlı, mavi gözlü, küçük kız çocuğu ile Türkiye, gazete sayfalarında ve ekranlarda tanıştığında, sol kolu, dirsek hizasında, sevimsiz bir sargı bezi ve bandajla son buluyordu. Ayşen'in sanki bu eksikliğin farkında değilmiş gibi kamera karşısında oyun oynaması, ekrana gülücükler yollaması, insanın yüreğini, o biçimsiz sargı bezinden daha çok buruyordu.
Başaran Ailesi'ne bir ömür gibi gelen tam üç yıl geçti aradan. Yanlış iğne için SSK'ya davalar açıldı. Ayşen'e, asla, aslının yerini tutmayacak protez kol takıldı. Ayşen büyüdü. Ayşen büyürken, yerinde olmayan sol kolunun yarattığı sorunları da, hem beyninde hem de yüreğinde besleyip büyüttü.
Şimdi okullu
O, bir aydır Lüleburgaz'deki Hürriyet İlkokulu'nun ana sınıfında. Gündüzleri okula gidiyor. Arkadaşlarıyla birlikte şarkılar söylüyor. Oyun oynuyor. Koşuyor. Gülüyor. Zorda kalmadıkça, sağ elini kullanıyor. Sınıfta sağ parmağını havaya kaldırıyor. Düşünürken çenesini sağ eline dayıyor. Sağ eliyle siliyor gözyaşlarını. Sol eliyle hiç sorunu yokmuş gibi davranıyor. Hiç şüphe yok, Orhan Veli gibi düşünüyor: ‘‘Sol elim. Acemi elim. Zavallı elim.’’
Arada hırçınlaşıyor
Filiz Altan, Hürriyet İlköğretim Okulu'nda Ayşen'in öğretmeni. Onun bir aylık gözlemlerine göre Ayşen, yaşından büyük bir olgunluk gösteriyor. Arkadaşlarıyla uyum içinde. Kesinlikle içine kapalı değil, aksine dışa dönük bir çocuk. Arada hırçınlaşıyor. Onu da normal karşılıyorlar. Arkadaşları da Ayşen'i kesinlikle dışlamıyorlar ve koluyla ilgili hiçbir şey sormuyorlar. Ayşen de bu konuyu açmamayı tercih ediyor.
Doktorları sevmiyor
Ayşen'in mutluluk saatlerini besleyen bir umut var yüreğinde. Parmaklarının çıkacağı günü bekliyor. Annesi Şengül Başaran'a, ‘‘Kolum ve parmaklarım yeniden çıkacak, ben o zaman protez kolumu arkadaşım Çilem'e hediye edeceğim’’ diyor.
Ayşen, doktorları ve hemşireleri de hiç sevmiyor. ‘‘Onlar kötü iğne yapıyor ve çocukların kollarını kesiyor’’ diyor. Resim yapmayı da çok seviyor. Küçük Ayşen denizi sarıya boyuyor. Küçücük beyninde sarı deniz onun için temiz deniz anlamına geliyor. Denizlerin temiz olmasını istiyor.
Anne Şengül Başaran, kızının geleceğinden endişe duyuyor:
‘‘Ayşen, şu anda her şeyi kabul etmiş gibi görünüyor. Aklı erdiği zaman aynı olgunluğu gösterebilecek mi? Bana her gün 'Anne ben gelin olacak mıyım?' diye soruyor. Ben de her anne gibi kızımın gelin olmasını mutlu olmasını istiyorum. Suçlular cezalandırılmalı. Çektiğimiz acıların bedelini bize nasıl ödeyecekler. Bize eski yaşantımızı geri versinler.’’
Kolu, SSK kesti gurbetçi taktı
Soğuk algınlığı teşhisiyle 18 Nisan 1995 günü SSK Lüleburgaz Hastanesi'ne götürelen Ayşen'e altı gün sonra özel bir doktor zatürree başlangıcı teşhisi koydu. Başaran çifti, Dr. Taha Çelikkanat'ın yazdığı reçetedeki iğneyi yaptırmak için Ayşen'i yeniden SSK Lüleburgaz Hastanesi'ne götürdüler. Doktorların 45 dakika boyunca uğraşması ve damarı bulamaması, Ayşen'in çığlıkları, dışarıda bekleyen Başaran çiftini kahretti. Odaya girdiklerinde, Ayşen'in sağ koluna serum takılıydı. Sol kolunda ise dirsek hizasının iç yüzeyinde kızarıklık ve iğne izi vardı. 29 Nisan 1995 günün sol koluda morarma ve solma başladı. Ayşen'e Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi'nde 7 kez ameliyat yapıldı. 31 Mayıs 1995 tarihinde ise kömürleşmiş simsiyah kol tamamen kesildi. Haziran 1996 tarihinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yapılan operasyonla Ayşen'e mekanik protez kol takıldı. Kürek kemiğinin hareketiyle çalışan protez kol Ayşen'i mutlu etmedi. Almanya'da yaşayan işadamı İsmail Gündüz, Almanya'da ev ev dolaşarak para topladı. Başaran ailesinin bütün masraflarını karşılayarak Almanya'ya çağırdı. Almanya'nın Duderstadt şehrinde bulunan Otto Bock Enstitüsünde 17 gün kalan Ayşen Başaran'a 1996 Ağustosunda, 15 bin mark değerinde elektronik protez takıldı.
Kol kesenler suçsuzmuş
Gülşen-Hüseyin Başaran çifti, avukat Cengiz Hortoğlu aracılığıyla, kızlarına yanlış iğne yaparak kolunun kesilmesine neden oldukları iddiasıyla Doktor Hatice Adiloğlu, hemşireler Pakize Özkan ve Münevver Danışger hakkında önce Lüleburgaz Asliye Ceza Mahkemesi'ne ceza davası, ardından da Lüleburgaz Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 5 milyar liralık maddi ve manevi tazminat davası açtılar. Lüleburgaz Asliye Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz olarak yargılanan sanıklar, Yüksek Sağlık Şûrası tarafından verilen raporda kusursuz bulundukları için beraat ettiler. Yargıtay, 1 Mayıs 1997 tarihinde verdiği bozma kararında, Yüksek Sağlık Şûrası'nın konu ile ilgili karar verecek son merci olmadığını, Adli Tıp raporuna göre sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesini istedi. Son karar, halen dosyayı inceleyen Adli Tıp’ta. Adli Tıp Raporu'na göre 5 milyar liralık tazminat davasında da bir karara varılacak.
Okul, yaşamını renklendirdi
Küçük resimde 3 yıl önceki hali gözüken Ayşen, şimdi 6 yaşında ve artık evde tek başına oynamıyor. Bir ay önce anaokuluna başladı. Gününün büyük bir bölümünü okulda geçiriyor. Protez kolu onu engellemiyor ve en çok resim yapmayı seviyor. Ayşe'nin düş dünyasını yansıtan resimlerinde, sarı temizliği simgeliyor.
Arkadaşlarıyla iyi anlaşıyor
Yüreğinde fırtınalar estiren kâbus gibi üç yılla, küçücük yaşına rağmen baş edebildi Ayşen. Öğretmenine göre son derece uyumlu bir çocuk o. Arkadaşlarıyla arasında hiçbir problem yok.
15 bin marklık protez
Ayşen'in protezi Almanya'nın Duderstadt şehrindeki Otto Bock Enstitüsü'nde takıldı. Elektronik olan protez 15 bin mark değerinde. Ayşen 18 yaşına geldiğinde protez kolu değişecek.