Güncelleme Tarihi:
Türkiye'de moda tasarımı ve hazır giyim eğitimi veren bir devlet lisesi olduğunu biliyor muydunuz? Evet, hem de Anadolu Lisesi statüsünde. İstanbul'un en eski tarihi binalarından birinde eğitim veren Cağaloğlu Anadolu Moda Tasarımı Meslek Lisesi, daha mezun vermemiş yepyeni bir okul. İlk öğrenciler 1998'de mezun olacak. 1994'te Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak geleceğin moda tasarımcılarını yetiştirmek amacıyla kurulan okulda öğrenciler, ilk yıl sadece ingilizce, sonraki üç yıl boyunca da kültür derslerinin yanında giyim tarihi, tasarım, moda resmi, desen, kalıp, dikim teknikleri, temel sanat eğitimi, aksesuar, işletme organizasyonu, pazarlama gibi dersler alıyorlar.
MALZEME SIKINTISI ÇEKİYORUZ
Her yıl 24 öğrencinin kabul edildiği okulda bugün 148 öğrenci okuyor. Kız öğrenciler çoğunlukta tabii. Sınıfın böcekleri adını taktıkları erkek öğrencilerin sayısı ise sadece 16. Öğrenciler çok şanslı. Çünkü öğretmenleri moda sektörünü tanıyan, konusunda uzman insanlar. Ancak hem öğretmenlerin, hem de öğrencilerin malzeme sorunu var. 40 kişiye bir manken düşüyor, kumaş sorunu yaşanıyor, elektrik tesisatı kurulmadığı için tüm dikiş makineleri kullanılamıyor. ‘‘Moda dergileri çok pahalı. Kütüphaneyi güncelleştiremiyoruz. Bilgisayarımız yok. Kalıp derslerini eski metodlarla anlatıyoruz. Bir sponsorumuz olsa, öğrencilerimiz malzeme sıkıntısı çekmeden yaratıcı güçlerini sonuna kadar kullanabilir’’ diyor Müdür Yardımcısı Ulviye Bayar.
Anadolu Moda Tasarımı Meslek Lisesi, özel moda okullarına ciddi bir rakip ama...
İstanbul'un en güzel tarihi binalarından birinde Türkiye'nin moda tasarımcıları yetişiyor. Cağaloğlu Anadolu Moda Tasarımı Meslek Lisesi, özel moda okullarına ciddi bir rakip... Öğretmenlerin yaş ortalaması 25. Hepsi genç ve idealist insanlar. Ancak her fırsatta tekstil sektörüyle övünen Türkiye'de geleceğin moda tasarımcılarını yetiştiren bu okulun hali teknik donanım açısından içler acısı. İlk mezunlarını verecek lisenin hocaları kumaşsız, dikiş makinasız, daha doğrusu parasız nasıl bir mezuniyet defilesi yapacaklarını düşünüyorlar kara kara...
Asırlık çamların arasında bembeyaz mermerden bir saray adeta. Dışardan baktığınızda bahçe içindeki bu yüksek tavanlı, gösterişli tarih binanın bir okul olabileceği asla aklınıza gelmez. Kapıdaki tabelayı görmeyen meraklı turistler, içeri girdiklerinde bir anda şaşkınlığa uğruyor. Bir müze ya da küçük bir sarayla karşılaşacaklarını zannederken, pembe gömleklerin içinde gri etekli, saçları arkadan örülmüş genç kızları buluyorlar karşılarında.
Cağaloğlu Çatalçeşme sokakta, birinci derecede tarihi eser olarak kabul edilen binada moda tasarımına gönül vermiş liseli gençler eğitim görüyor. Cağaloğlu Anadolu Moda Tasarımı Meslek lisesi 1994-95 Eğitim ve Öğretim yılında ilk öğrencilerini kabul etti. Yaşları 15-18 arasındaki kırk sekiz öğrenciyle eğitime başlayan okul, geçtiğimiz yıl Hazır Giyim Bölümü'nü de açarak sınıflarını genişletti. Bugün Cağaloğlu Anadolu Moda Tasarımı Meslek Lisesi'nde tam 148 öğrenci okuyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında Güzel Sanatlar Akademisi olarak kullanılan bu binada ünlü ressamlarımızdan İbrahim Çallı öğretim üyeliği yapmış. Öğretmenlerin hedefi, devraldıkları bu kültür ve sanat dolu binada çağdaş bir eğitim ortamı yaratmak. Eğitim kadrosunu oluşturan öğretmenlerin yaş ortalaması 25'i geçmiyor. Birçoğu moda tasarımı konusunda eğitimi görmüş, tekstil piyasasını yakından tanıyan kişiler.
Devlet böyle bir meslek lisesi açarak tekstil sektörüne ara eleman yetiştirme konusunda büyük bir adım atmış. Ama her fırsatta tekstil sektörüyle övünen Türkiye'de moda tasarımcılarını yetiştiren bu nadide okulun hali çok da iyi değil. Belki okul parasız eğitim veriyor ama teknik donanım yetersiz olduğu için eğitim istenilen düzeyde yapılamıyor. 40 öğrenciye bir manken düşüyor, desen çalışmaları için gereken suluboya, karton vb. gereçleri öğrenciler temin etmek zorunda kalıyor. Henüz okulun elektrik tesisatı tamamlanamadığı için bütün dikiş makineleri kullanılamıyor. Avrupa'da bilgisayarlarla yapılan kalıp çıkarma işlemleri bu okulda hala kağıt üzerinde yapılıyor. Bütün bu problemlerin üzerine öğrencilerin düşük gelirli ailelerin çocukları olması eklenince işler iyice içinden çıkılamaz hale geliyor.
Eksiğimiz çok
Yirmi yıldan bu yana tekstil sektörü içinde olan, Paris'te moda eğitimi görmüş, üç yıldan bu yana ise Cağaloğlu Anadolu Moda Tasarımı Meslek Lisesi'nde moda tasarımı dersi veren Yurdagül İnceoğlu problemlerini şöyle anlatıyor: ‘‘En büyük sıkıntımız belki de kendimizi sektöre iyi tanıtamamamız. Okulda çok eksiğimiz var. Moda sürekli kendini yeniliyor ve her yıl değişiyor. Bilgilerimizi güncelleştirmek zorundayız. Öğrencileri en son bilgilerle donatmak için, en son teknolojiyi kullanmanız gerekiyor. Ancak biz hala kalıp çıkarma dersini kağıtta öğretiyoruz. Çünkü bilgisayarla model üretme, kalıp çıkarma şansımız yok.’’ Durum böyle olunca hocalar farklı bir çözüm arayışına gitmişler. ‘‘Öğrencilerimizi staj zamanlarında bilgisayarla çalışan firmalara gönderiyoruz.’’ Teoriyle birlikte pratik bilgilerin de önemli olduğunu her defasında öğrencilere anlatan hocalar, yapılması gereken iki aylık stajın yanında, ön hazırlık için çocuklara lise birden ikiye geçerken 1.5 ay daha staj yaptırıyorlar.
SPONSOR ARANIYOR
İlk mezunlarını bu öğretim yılında verecek olan Cağaloğlu Anadolu Moda Tasarımı Meslek Lisesi öğretmenleri kara kara düşünüyor. Öğrenciler projelerini tamamladıktan ve kreasyonlarını hazırladıktan sonra, bir manken üzerinde göstermek zorundalar. Başka türlü okuldan mezun olmak imkansız. Bu şartları koyan Milli Eğitim Bakanlığı ise kreasyonlar için gerekli olan kumaşı, aksesuarı, kullanılacak malzemeyi, mankenleri temin etmiyor. ‘‘İyi bir kumaşın metresi 5-10 milyon lira arasında. Öğrenciler doğal olarak tasarımlarını kaliteli, günün modası olan kumaşlardan gerçekleştirmek istiyorlar. Malzeme pahalı olduğu için bu defilenin altından nasıl çıkacağımızı bilemiyoruz.’’ Yurdagül İnceoğlu kendi çevresinden kumaşlar toparlamaya başlamış.
Diğer öğretmenler tekstil firmalarına kendilerini tanıtmaya yönelik bir gezi yapma hazırlığı içinde. ‘‘Derslerden vakit buldukça firmalara gitmek istiyoruz. Ancak çoğu hocanın haftada 40 saat dersi var. Nasıl zaman bulup, görüşmeye gidelim?’’ Yine de çocukların projelerini gerçekleştirebilmesi için bu görüşmelere bir an önce başlayacaklarını söylüyorlar. ‘‘Bir elbisenin ortaya çıkması için gereken miktar en az beş milyon lira.’’ Ve öğrenciler şu anda kumaşlarını kendileri temin ediyor.
Öğrenciler ikinci sınıftan itibaren giyim ve moda tasarımı derslerinde önce piyasa araştırması yapıyor, sonra kendilerine bir firma buluyorlar. O mağazanın ürünlerinden yola çıkarak ve kendi düşüncelerinden hareket ederek bir tema belirliyor, hikaye panosu hazırlamaya başlıyorlar. Bu hikaye panosundan yararlanarak da tasarımlarını çiziyorlar. İşte birkaç hikaye panosunun başlığı: ‘‘Şeytanın İki Yüzü’’, ‘‘Uzay Çağı ve Erotizm’’, ‘‘İçimizdeki Şeytan’’,‘‘Geçmişten Günümüze’’,‘‘Fırtına Gibi Geliyorlar’’, ‘‘Prensesler Gibi’’...
Öğrenciler hikaye panolarından esinlenerek tasarımlarını çizmeye başlayacaklar. Birkaç ay sonra da o tasarımların kalıbını çıkaracak, dikiş aşamasına geçecekler. Eğer o güne kadar bir sponsor bulunursa hayal ettikleri tasarımlarını gerçekleştirme şansını elde edecekler. Eğer hiçbir destek çıkmazsa o zor koşullarda yoktan var ederek elbiselerini mankenlere giydirecekler. Belki istedikleri kalitede bir giysi ortaya çıkmayacak, hayallerinin küçük bir bölümünü gerçekleştirecekler ama sabırsızlıkla bekledikleri o defileyi mutlaka yapacaklar.
Öğrenciler diyor ki...
Okulda 40 öğrenciye bir manken düşüyor. Kendi başımıza bir manken almaya kalksak 15 milyon ödememiz gerekiyor.
Kumaş bulmak için firmalara gidiyoruz. Sadece çok az bir kısmı bize parasız kumaş veriyor.
Biz geleceğin moda tasarımcılarıyız. Neden diğer normal liseler gibi okulumuzda bize sıkı disiplin kurallarının uygulandığını bir türlü anlayamıyoruz. Eteklerimizin boyuna karışıyorlar. ‘‘Saç lastikleri tek renk, yani siyah olmalı’’ diyorlar. Küpe, yüzük takmamız yasak. Lacivert hırkadan başka renkte kazak ya da hırka giymemiz yasak. Böyle katı disiplin kurallarıyla nasıl üretken olabiliriz?
Moda tasarım derslerinde Türkiye'nin tanınmış moda tasarımcılarıyla tanışmak, onları okulumuza çağırıp, tecrübelerinden yararlanmak istiyoruz.
Bu okul belki parasız eğitim veriyor ama çok masraflı. Tüm malzemeyi kendimiz karşılamak zorundayız. Okul harçlığımız buna yetmiyor. Sınırlı olanaklarla bizden başarılı bir proje çıkarmamızı nasıl isteyebilirler?
Okula sadece meslek lisesi sınavlarını kazanmış öğrenciler alınıyor. Oysa bu okula öncelikle yetenek sınavıyla öğrenci alınmasını istiyoruz. Aramızda moda tasarımını sevmeyen ve tesadüfen bu okula girmiş arkadaşlarımız var.
Kütüphanemizi genişletmek, öğrencilerimizi dia gösterileriyle bilgilendirmek istiyoruz. Tepegözümüz var ama dia makinamız yok.
Firmalar sezonluk dergilerini yıl sonunda çöpe atmak yerine okulumuza getirirlerse çok seviniriz ya da haber verirlerse biz gider alırız.
Okula meslek lisesi sınavlarının yanında yetenek sınavlarıyla öğrenci alınmalı.
Okulun gelir kaynağı koruma derneğinin bağışları ve eğitime katkı payından oluşan bütçeden oluşuyor. Ama bu yeterli değil. Özel sektörle bağlantı kurmak istiyoruz. Sponsor arayışımız sürüyor.
Lisan mektebiydi
Tarihi boyunca eğitime hizmet veren Cağaloğlu'ndaki bu bina 1784 yılında Babıali hariciye katipleri için lisan mektebi olarak yapıldı. Zamanla Hukuk Mektebi, Mülkiye Mektebi, Darülfünun Fizik-Kimya Laboratuvarı, Darül Muallim Mektebi, Sanav-i Nefise Mektebi Ali'si, Cağaloğlu Akşam Kız Sanat Okulu ve Cağaloğlu Kız Meslek Lisesi olarak kullanıldı. Aslına uygun restore edildikten sonra 1994 yılında Cağaloğlu Anadolu Moda Tasarımı Meslek Lisesi ve MODASEM'e (Moda Sanat Eğitim Merkezi) dönüştürüldü.
MODASEM, okulun içinde ayrı bir bölüm. Buraya 18-26 yaş arasındaki gençler kabul ediliyor. Sınıflarda en fazla 15 öğrencinin bulunduğu Sanat Merkezi'ne ortaokul ve lise mezunları özel yetenek sınavıyla girebiliyor. Son sınıfta iki aylık stajını tamamlayanlara sertifika veriliyor. Bugüne kadar mezun olanların hepsinin iş bulduğunu söylüyor hocalar.
Ücretsiz moda tasarımı dersi veren MODASEM'in kayıtları kasım ayına kadar devam edecek.
Öğretmenler diyor ki...