Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2003 00:00
Time Dergisi bu yıl üç kadını ‘‘yılın insanları’’ seçmiş. Üçü de gördükleri gerçekler karşısında herşeylerini riske atarak konuşmayı, uyarmayı görev bilmişler. Kolaymı bu devirde konuşmak? Bizdeki iki kadına bakın: Bekaret kontrolüne karşı çıkan Selma Acuner, işkenceyi araştıran Sema Pişkinsüt susmadıkları için cezalandırıldılar.TIME Dergisine göre ‘‘yılın insanları’’ üç kadın.Kim bu kadınlar?İkiz Kuleler gibi çöken Enron'un Başkan Yardımcısı Sherron Watkins, FBI avukatlarından Coleen Rowley ve diğer müflis bir şirket Worldcom'un Başkan Yardımcısı Cynthia Cooper.Watkins, Enron Başkanı Kenneth Lay'a mektup yazarak, şirketin muhasebe kayıtlarının uygun olmadığı uyarısında bulunuyor.Collen Rowley, FBI'nın 11 Eylül sanıklarından Zekeriya Musavi'nin soruşturulması gerektiği yolundaki uyarıları hasıraltı ettiğini kanıtlıyor.Cynthia Cooper ise Worldcom Yönetim Kurulu'na, şirketin 3.8 milyar dolarlık kaybını gizlediğini bildiriyor.Her üçü karyerlerini, özel yaşamlarını, ailelerini, sağlıklarını ortaya koyarak doğru bildiklerinden şaşmamışlar. Kolay mı bu devirde, herşeyi riske atarak konuşmak.Her üçü gördükleri şeylerin karşısında susmamayı görevleri olarak görüyor. ‘‘Aldığımız aile eğitimi, kabul ettiğimiz etik değerler bunu gerektiriyordu.’’Yaptıkları ödülsüz kalmadı elbet.Time Dergisi'nin her üçünü birden ‘‘yılın adamları’’ seçmesi az birşey değil.Irak, yeni yıl hengámesi arasında bizde basının pek fazla üzerinde durmadığı bu hikayeye esas dikkatimi çeken Selma Acuner oldu.1995'teki Pekin Kadın Zirvesi sırasında tanıdığım, eski Başbakanlık danışmanı Selma Acuner geçen pazar günü aradı.‘‘Time'daki hikayeyi okudun mu? Doğruyu söyleyenler bak nasıl ödüllendiriliyor. Bizde tam aksi. Konuştun mu cezalandırılırsın.’’Acuner'in canı fena halde yanmış.Zira hatırlarsınız belki, Işılay Saygın'ın kadından sorumlu Devlet Bakanı olduğu dönemde, bekáret kontrolüne karşı çıkmıştı.‘‘Kadın bedeni meta değildir, izinsiz bekaret kontrolü yapılamaz’’ diye beyanat verince bir günde başbakanlık danışmanlığından alınmış, araştırmacı kadrosuna atanmıştı.Yıllarca bürokrasiye hizmet veren, uluslararası toplantılarda Türkiye'yi temsil eden Acuner yaşadıklarını bunca yıl sonra unutmamış.Sonradan kadından sorumlu Devlet Bakanı Hasan Gemici'ye danışmanlık yaptığı halde bugün hálá buruk.İşkence ile ilgili gerçekleri Türkiye'nin gündemi getiren Sema Pişkinsüt de aynı şeyleri yaşamadı mı?Cezaevleri, karakolları tek tek gezerek, tutuklularla konuşarak kapsamlı bir araştırma yapan Pişkinsüt de ödüllendirileceği yerde partisi tarafından cezalandırılmadı mı?Peki susmayanlar sadece kadın mı diye bir soru sorabilirsiniz.Hayır merak etmeyin bu bir 8 Mart yazısı değil.ABD'deki örnekler kadın olunca benim de Türkiye'deki hemcinslerim aklıma geldi sadece.Devlet İstatistik Enstitüsü internetteE-postama düşen bir haberi paylaşmak istiyorum.Devlet İstatistik Enstitüsü'nün gönderdiği mail'e göre son sayım sonuçlarını, eski verileri, kısaca nüfus ve kalkınma ile ilgili bilgileri artık internette bulmak mümkün.DİE'nin Birleşmiş Milletler'in işbirliğiyle oluşturduğu sitenin adresi şöyle: http://nkg.die.gov.trIngrid'den hálá
haber yokSusmayan diğer bir insan da Kolombiyalı kadın senatör İngrid Betancourt.Onun hikayesini tam 11 ay önce yazmışım.Kolombiya'da yolsuzluğa karşı açtığı savaşta şimdilik yenik düştü.Betancourt, geçtiğimiz 23 Şubat günü, uyuşturucu kaçakçılığına bulaşmakla suçladığı, ülkenin önde gelen gerilla grubu Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri tarafından kaçırılmıştı. 11 ay geçti genç kadından hálá bir haber yok. Gerilla grubu en son temmuz ayında onun ve birlikte kaçırılan yardımcısı Clara Rojas'ın video kasetini yayınlamış. Ingrid kasette de susmuyor.Kolombiya devletini güçsüzlükle suçluyor.Noel günü Ingrid'in 41. yaş günüymüş ve 16 yaşındaki kızı o gün gazetede son derece dokunaklı bir mektup yayınlamış. ‘‘Seni ruhumda taşıyorum anne, her an seninleyim, yanındayım’’ diye başlayan mektup İngrid'in eline ulaştı mı bilinmiyor.Kuzguncuk İlköğretim Okulu Marko Paşa Köşkü'ndeÇocukların eğitimi, sağlığı gibi meseleler artık herkesin elini uzatabileceği bir mesafeye yaklaştı şükür.Sürprizlerin en güzeli sizin adınıza eğitim vakıflarına yapılan katkılar. Yılbaşı kartlarından pek çoğu işte böyle katkılardı.Tribecca İletişim'in göndenderdiği kart biraz daha farklı.Kuzguncuk İlköğretim Okulu'na yardıma çağırıyor.Okul, 1865'te Sultan Abdülaziz'in doktoru Marko Paşa'nın köşkünde eğitim veriyor. Tarihsel özelliğini koruyan bu köşkte tam 400 minik öğrenci var. Ne var ki, köşk eski, tamir, bakım istiyor.Yani Milli Eğitim Bakanlığı'nın altından kalkamayacağı bir masraf.İşte bu yüzden Tribecca bu konuda sponsorların yardımını bekliyor. İlgilenenler için Tribecca'nın telefonu: 0 216 310 54 04.
button