Güncelleme Tarihi:
Eşlerinden boşanan M.B (49) ile F.B 1996 yılında hayatlarını birleştirerek, ikinci evliliklerini gerçekleştirdi. Yaklaşık 13 yıl süren evliliğin ardından M.B, “şiddetli geçimsizlik” iddiasıyla Malatya 2. Aile Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme, çiftin boşanmaları yönünde karar verdi.
Mahkeme ayrıca, “kadının evlilik öncesindeki hayatıyla ilgili erkeğe karşı dürüst olmadığına, yalan beyanda bulunduğu kocasını aşırı harcamalarıyla zor durumda bıraktığına” hükmetti.
Kararda, Türk Medeni Kanununun 185. maddesine atıfta bulunarak “...eşler, birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundalar” ifadelerine işaret eden mahkeme, “kadına nafaka verilmemesine, tüm mahkeme masraflarının kendisinden alınmasına ve erkeğe 10 bin TL maddi, 10 bin TL de manevi tazminat ödemesine” hükmetti. F.B'nin temyize gitmemesi nedeniyle karar kesinleşti.
M.B'nin avukatı Mehmet Erensoy, davayı açtıktan sonra müvekkilinin verdiği bilgiler doğrultusunda araştırma yaptıklarını ve F.B'nin beyanlarının doğru olmadığı yönündeki bilgileri mahkemeye sunduklarını söyledi.
Davanın sonucunun önemli olduğunu ifade eden Erensoy, eşlerin evlilik öncesinde birbirlerine dürüst olmamaları halinde, zarara uğrayanın haklarının korunması açısından emsal oluşturabilecek bir dava olduğunu ifade eden Erensoy, “Bu davada görüldü ki, zarara uğrayan ve mağdur olan taraf korunur. Davanın sonucu, evlilikte eşlerin eşit şartlara sahip olduğu gerçeğinin anlaşılması açısından önemli” dedi.