Kocası dayakçıydı sevgilisi gaspçı

ÅžiÅŸli'de, polisin vurduÄŸu gaspçının cesedini seyrederken yakalanan cezaevi firarisi Hayrettin Çelik'in sevgilisi Emine UludaÄŸ, gasp ve yardım-yataklık suçlamasıyla yargılanacak. Ä°ÅŸte, genç kadının 14'ünde evlilikle baÅŸlayan belalı yaÅŸamının öyküsü.Emine’nin başını da yaktımCezaevinden birlikte firar ettiÄŸi iki arkadaşı vurulunca ölüm korkusuna kapılan Hayrettin Çelik, polisteki ifadesinde, Emine UludaÄŸ'ı da olaylara bulaÅŸtırdığı için piÅŸman olduÄŸunu söyledi. Çelik yakalanıdığı anı şöyle anlattı: ‘‘Polis gelirse direnmemeye karar vermiÅŸtim. Anneannemin evinde uyurken kapılar kırıldı. Polis otomatik silahlarla içeri girdi. Her ÅŸeyi anlatacağımı söyleyerek teslim oldum. Tekrar hapishaneye döneceÄŸim. Benimle birlikte çok sevdiÄŸim Emine'yi de yaktım.’’14'ünde evliliÄŸe zorlanan Emine UludaÄŸ'ın (22) yaÅŸamı, belalı sevgililer, dayak, silahlı çatışmalar, gecelik iliÅŸkiler, esrar, Ecstasy, kokain ve alkolle bir ters bir yüz örülmüş. Emine UludaÄŸ, ifadesinde 4 yıl süren evliliÄŸini, ‘‘Tahammül edilemez günlerdi’’ diye tanımladı. EÅŸinin kendisini dövdüğünü, esrara alıştırdığını, evliliÄŸi sırasında bir de erkek çocuk dünyaya getirdiÄŸini anlattı polise.Erkekler ve lüks oteller18'inde boÅŸandıktan sonra, çocuÄŸunu babasına verdiÄŸini söyleyen Emine UludaÄŸ'a göre, kendisini suça azmettiren hayatın ta kendisiydi: ‘‘Erkeklerle, genellikle lüks otellerde birlikte olmaya baÅŸladım. Ä°yi para kazanıyordum. Ä°kram edilen uyuÅŸturucuları da kabul ediyordum. Üç yıl önce Hayrettin ile tanıştık. Bir süre sonra, birlikte yaÅŸamaya baÅŸladık. MutluluÄŸumuz çok sürmedi. Sevgilim gasptan cezaevine düştü. YaÅŸayabilmek için fuhuÅŸ yaptım.’’Telefon ve kábus13 Kasım'da çalan telefonu, Emine UludaÄŸ'ın hayatını kábusa çevirdi. Telefondaki, sevgilisi Hayrettin Çelik'ti, nefes nefese ‘‘Firar ettim’’ diyordu. Ä°nanmadı, televizyonu açtı, doÄŸruydu. Sevgilisi saatler sonra bir minibüsle kapıya dayandı. Firari arkadaÅŸları Mehmet Çiçekli ve Hüseyin Åžahin de minibüsteydi. Emine UludaÄŸ, ‘‘Çok zordu’’ dediÄŸi o günleri şöyle anlattı: ‘‘Mehmet, 16 Kasım'da Bostancı'da polisle girdikleri çatışmada, gözlerimin önünde öldü. Her tarafımızda kurÅŸunlar vızıldıyordu. Hüseyin ayrı yöne kaçtı. Ben de Hayrettin'le ayrı yöne. Bir taksi gasp ettik. Önce Fulya'daki evime gittik. Sonra Adnan Acar ile Tacettin Çelik'in Okmeydanı'ndaki evlerinde saklandık. Bu arada Hüseyin Åžahin ile diyalog kurup buluÅŸtuk.’’Ve ÅžiÅŸli'deki çatışmaBir süre sonra, ÅžiÅŸli'de Åžahin'in bir arkadaşının ofisinde kalmaya baÅŸladıklarını anlatan UludaÄŸ, 28 Kasım’da ikinci çatışmayı yaÅŸadı: ‘‘Hayrettin, Ä°zmir'deki yakınlarından para istemiÅŸti. Parayı almak için ofisten çıktılar. ÅžiÅŸli'de yürürken polisin takip ettiÄŸini fark edince silah çekmiÅŸler. Silah seslerini duyunca sokaÄŸa fırladım. Hüseyin, bir kan gölünün ortasında yatıyordu. Hayrettin kaçmıştı. Gidip cesede baktım. Daha sonra da yakalandım.’’Â