ANKA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2009 12:54
Koç Üniversitesi İleri Araştırmalar Merkezi, Türkiye için çok önem taşıyan otomotiv endüstrisinin lojistik altyapısının geliştirilmesi, İstanbul üzerinden geçen ağır vasıta trafiğinin Marmaray’a bağlanması, atık pillerin çevreye zararının minimize edilerek endüstriye yeniden kazandırılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının mevcut enerji sistemine sürdürülebilir ve etkin bir şekilde entegrasyonunu öngören bir dizi proje geliştiriyor.
Enerji projelerinde hedef, çevreye en az zarar veren enerji sistemlerinin en düşük maliyetle nasıl üretilebileceği konusunda sürdürülebilir yeni bir model yaratmak. Tedarik Zincirinde İnovasyon İleri Araştırmalar Merkezi adını taşıyan Merkezin Yöneticisi
Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin Türkay bu konuda şunları söyledi:
“Çevreye zarar vermeyelim dediğinizde çok yüksek bir maliyetle enerji üretiyorsunuz. Düşük maliyet yaratalım dediğinizde de çevrenin mahvına yol açıyorsunuz. Şimdi bizim hedefimiz bu iki kaygıyı en doğru şekilde buluşturup gerçekçi bir zeminde geleceğin enerji modelini ortaya çıkarmak. Sonuçta tüm çalışmalarımız akademik bir nitelik taşıyor. Önce kavramları ortaya koyuyor, modelliyor ve mikro ölçekte uygulama yapıyoruz. Enerji gibi çok ciddi bir probleme yenilikçi bir yaklaşım getirmek istiyoruz.”
Türkay, enerjisi projesini yine IBM’in altyapı desteğiyle TÜBİTAK’ın yanı sıra Japon Mitsubishi Corporation ile işbirliği içinde götürdüklerini ve ilk sonuçları 2010 içinde alacaklarını kaydederek “İlk pilot uygulamayı bu Temmuz’da Japonya’da Mitsubishi’de yapacağız” diye konuştu.
ANKA’ya açıklama yapan Doç. Dr. Metin Türkay, IBM ile işbirliğini değerlendirirken, “Dünyanın en büyük teknoloji firması IBM’in sağladığı yazılım ve donanım sayesinde hayal gücümüz içinde yer alan her türlü projeyi artık planlayıp tasarlayabiliyoruz. Matematiksel modelleri ve analizleri içiren tüm projeler uygulanabilir ve gerçekleştirilebilir nitelik taşıyor. Geliştirilen projelerin Türkiye’nin yanı sıra dünyanın çeşitli üniversitelerinde de ders olarak okutulması ilerde gündeme gelebilir. Biz hiçbir ticari kaygı gütmeden bu projeleri geliştiriyoruz ve Türkiye’nin hizmetine sunuyoruz” görüşünü ifade etti.
IBM İÇİNDE PRESTİJİMİZ ARTTI”IBM Türkiye’nin Üniversite İlişkileri Yöneticisi Jale Akyel de Koç Üniversitesi ile gerçekleştirdikleri ileri araştırmalar merkezi modelinin çok başarılı olduğunu ifade ederek “Türkiye’de öyle başarılı projeler geliştiriyoruz ki IBM global da bu gelişmenin farkında. Şimdi onlara ciddi bir proje götürdüğümüzde hiç bakmadan gözü kapalı kabul ediyorlar nerdeyse. Prestijmiz ve bize olan inanç çok fazla” dedi. Projelerin güncelliği ve kalitesi sayesinde Türkiye’deki ileri araştırmalar merkezinin IBM dünyası içinde yaygın bir farkındalık yarattığını kaydeden Jale Akyel “ IBM Türkiye’nin yeni yapılanmasına uygun olarak bu merkezi diğer ülkelerin de faydalanacağı bir merkez haline getirmeyi amaçlıyoruz” diye konuştu.
Doç.Dr. Metin Türkay, geliştirdikleri sistemlerin matematiksel modelleri ve analizleri içerdiğini, deney yapılamadığı için küçük çaplı pilot uygulamalarla modelleri test ettiklerini ve bu nedenle çok gelişmiş simülasyon sistemlerine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi:
"IBM ile Koç Üniversitesi’nin işbirliğini sanayi-üniversite işbirliği anlamında çok başarılı bir örnek oldu. IBM’in lokal gücü yanı sıra uluslar arası olanaklarına da ulaşma şansına sahibiz. IBM ‘in sağladığı yazılım ve donanım desteği olmasaydı modeli kafamızda kurabilirdik, ama simülasyonunu yapamazdık. Bilgisayar kapasitesi o kadar ilginç ki belirli bir limitin altında iseniz sorunu hiçbir şekilde çözemezsiniz. Biz IBM’in sağladığı limitler sayesinde bir anlamda hayal gücümüzü sınırlayan engelleri de ortadan kaldırdık. Bu destek olmasaydı belki bir senede yapılan işi iki senede yapardık değil belki de hiç çözemezdik.”
MARMARAY’A YOLCU YANI SIRA YÜK TAŞITMAKDoç.Dr. Metin Türkay, Marmaray sisteminin lojistik ve yük taşımacılığına yönelik altyapı ve planlama sisteminin tasarlanmasını öngören projeyi TÜBİTAK ile işbirliği içinde gerçekleştirdiklerini belirterek “3 milyar dolarlık yatırımı öngören Marmaray öncelikle yolcu taşımaya odaklı. Bizim projemiz yolculuk talebinin olmadığı durumlarda, yani gece saatlerinde sistemin yük taşımacılığına hizmet verecek şekilde tasarlanmasını öngörüyor. Sistem gece 12.00’den sabah 6’ya kadar atıl durumda kalacak. Sonuçta bu milli bir varlık ve çok daha etkin kullanımı gerekiyor” dedi.
Yürüyen Yol anlamına gelen ROLA sistemi sayesinde Marmaray’ın kamyon ve TIR trafiğini önemli ölçüde azaltacağını ve bu şekilde atıl kalmayacağını , diğer yandan da projenin finansmanı için ek gelir sağlayacağını belirten Türkay “ Bu şekilde İstanbul’da yoğun trafiğin olumsuz etkileri önemli oranda azalacak. Ağır vasıta trafiğinin önemli bir yüzdesi bu sistemin içine çekilecek. Çevreye olumsuz etkiler azalacak. Kaza riski düşecek, gürültü riski azalacak” diye konuştu.
“TRAFİKTE YÜZDE 30 AZALMA OLUR”Türkay, ROLA sistemi ile günde 6 bin ağır vasıtanın köprülerden geçmesi yerine Marmaray üzerinden yük taşımasının gerçekleştirileceğini belirterek, “ İstanbul’da sadece yolcu değil yük ve iş trafiği açısından da ciddi sıkışma yaşanıyor. Trafikte bir TIR’ın bile çok etkisi var. Bir TIR’ı trafikten çektiğinizde onun yerine 15-20 otomobil geçirebilirsiniz. Bu da İstanbul bölgesinde yüzde 30’lık bir
trafik azalması anlamına gelir. Biz kuşkusuz işlerin bütçelendirilmesiyle ilgilenmiyoruz. Tasarım ve modelleme yapıyoruz. Projemiz kapsamında yle Çerkezköy ve Köseköy yükleme boşaltma tesislerinin tasarımını modelledik. Tren planları ve sefer çizelgeleri planlandı. Yolcu trafiğine hiç bir menfi etki olmayacak. Proje ROLA sistemi ve Marmaray’ın topografyası ile yüzde yüz uyumlu” dedi.
ATIK PİL TESİSİAtık pillerin toplanması ve ana metallerine dönüştürülerek yeniden endüstriye kazandırılması projesi hakkında da bilgi veren Türkay şu görüşleri ifade etti:
"Piller artık o kadar yoğun kullanılıyor ki yaşam ömürleri bir haftaya kadar düştü. Bu projenin amacı atılan pillerin çevreye zararlı hale gelmesini engellemek ve endüstriyel kullanımına tekrar kazandırmak. Projeyi Koç Üniversitesi olarak TÜBİTAK MAM, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Çevre ve Orman Bakanlığı ile birlikte yürütüyoruz. IBM de yine yazılım ve donanımları ile altyapı desteği sağlıyor. Pili ana metallerine dönüştüren sistem birkaç ülkede var. Türkiye de bu birkaç ülkeden biri olacak. Pilin içinde yer alan demir, çinko, karbon, magnezyum gibi ana bileşenler yeniden ana metale dönüştürülüp yüksek saflıkta metal olarak endüstriye verilecek. Üç yıl içinde pilot tesis çalışır hale gelecek ve ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin işletmesine verilecek. Bu dönüştürme işlemi sonucunda elde edilen metaller tekrar endüstriye satılabilir hale gelecek. Biz bu projenin patentini de TÜBİTAK ile birlikte almayı planlıyoruz.”
Türkay, mevcut durumda pillerin İstanbul’da sınırlı olarak toplanabildiğini hatırlatarak “ AB standartlarına göre tüketilen pillerin en az yüzde 30’unun geri toplanması gerekiyor. Bizde bu oran çok düşük” dedi.