Güncelleme Tarihi:
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı KOAH Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Hakan Günen, 18 Kasım Dünya KOAH günü dolayısıyla, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'nın (KOAH) ölümcül seyreden, ancak önlenebilir bir hastalık olduğunu söyledi.
KOAH'a karşı Küresel Girişim (GOLD) tarafından tüm dünyada son yedi yıldır Kasım ayının 3. Çarşamba günü “Dünya KOAH Günü” etkinlikleri düzenlendiğini belirten Günen, hastalıktan korunma, tanı ve tedavi hakkında farkındalığın artırılmasının amaçlandığını bildirdi.
Günen, DSÖ'nün verilerine göre KOAH'ın dünyadaki en önemli 4. ölüm nedeni olduğuna dikkat çekerek, “KOAH, koroner kalp hastalığı, serebrovasküler hastalıklar ve alt solunum yolu enfeksiyonlarından sonra, HIV/AIDS'le birlikte dördüncü ölüm nedeni olarak tahmin edilmektedir” dedi.
Türkiye'de 3. ölüm nedeni
“Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın 2004 yılı raporunda KOAH, ülkemizdeki en önemli 3. ölüm nedeni olarak saptanmıştır” diyen Günen, şunları kaydetti:
“Her yıl çok sayıda insan KOAH'a bağlı sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirmektedir. KOAH'ın görülme sıklığının, dünya genelinde 40 yaş üstü nüfusta yüzde 10 civarında olduğu ve tüm dünyada 200-300 milyon KOAH hastası bulunduğu tahmin ediliyor. Dünyada her yıl yaklaşık 3 milyon kişi bu hastalık nedeni ile hayatını kaybederken, ülkemizde bu sayının 25-30 bin civarında olduğu öngörülmektedir.”
“EN ÖNEMLİ NEDENİ SİGARADIR”
Günen, KOAH'ın uzun süre zararlı gaz, toz ve dumanlarla, özellikle sigara dumanı ile karşılaşma sonucu ortaya çıktığına işaret ederek, KOAH'ın ilerleyici bir akciğer hastalığı olduğunu ve özellikle nefes borusunda daralmaya bağlı “nefes darlığına” neden olduğunu söyledi.
KOAH'ın, nefes boruları içinden geçen havanın akışında yavaşlamaya, solunum fonksiyonlarında kötüleşmeye, öksürük, balgam çıkartma ve nefes darlığı gibi şikayetlere yol açtığını anlatan Günen, şöyle devam etti:
“KOAH'ın en önemli nedeni sigaradır. Diğer önemli nedenler arasında iş yerinde ve çevresel olarak toksik gaz ve tozlar solunması ile ısınma veya yemek pişirme amacı ile her türlü organik artığın (odun, kömür, çalı, çırpı, petrol ürünleri, tezek gibi) iyice izole edilmeden yakılması sayılabilir.
DSÖ, biyokütle yakıtlara maruz kalma nedeniyle her yıl 400 bin kişinin KOAH'tan öldüğünü tahmin etmektedir. Dış ortam hava kirliliği de akciğerlere solunumla alınan toplam partikül yükünü artırmakla birlikte, dış hava kirliliğinin KOAH'a yol açmadaki özgül rolü iyi bilinmemektedir.
Erken çocukluk çağında geçirilen solunum sistemi enfeksiyonları da erişkinlik çağında akciğer işlevlerinde azalma ve solunum semptomlarında artışla ilişkilidir.”
Günen, KOAH ile mücadelede en önemli aşamanın sigara içme oranlarının azaltılması olduğunu vurguladı. Sigara içenler başta olmak üzere risk altındaki kişilerde 40 yaşından sonra ortaya çıkan öksürük, balgam çıkartma ve nefes darlığı gibi şikayetleri olanların KOAH yönünden araştırılması gerektiğini ifade eden Günen, KOAH'ın hem erkeklerde hem de kadınlarda görüldüğünü, 2000'de ABD'de KOAH'tan ölen kadın sayısının ilk kez erkekleri geçtiğini söyledi. Günen, “Bu, 1940'tan bu yana ABD'de sigara içen kadın sayısının arttığını yansıtıyor olabilir. Sigara tüketiminin azalmasıyla birlikte, hastalığın görülme sıklığı da azalacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
“ASTIMLA KARIŞTIRMAYIN”
Günen, KOAH'a ilişkin belirtilerin yaşlılığa bağlı gelişebilen olası bir sorun olarak görüldüğü için hekime başvuruda geç kalındığını ifade ederek, bu nedenle genellikle hastalığa orta-ileri evrede tanı konulabildiğini söyledi.
Hem KOAH, hem de astımın kronik obstrüktif hava yolu hastalığı olduğunu, benzer bulguları bulunduğu ve bir kişide nadiren de olsa her ikisinin birden görülebildiğini anlatan Günen, şunları kaydetti:
“Hem astımda hem de KOAH'ta akciğerlerde iltihap olmakla birlikte, altta yatan bu iltihabın özellikleri çok farklıdır ve tedaviye çok farklı yanıtlar verilmesine yol açar. Astımda hava akımı sınırlanması sıklıkla ya kendiliğinden ya da tedaviyle bütünüyle düzelebilir. KOAH'ta ise hiçbir zaman tamamen geçmez ve zararlı maddelere maruz kalma durumunda genellikle ilerler.
Genel olarak “astım” çocukluk çağında gelişirken, KOAH esas olarak 40'lı yaşlardan sonra ortaya çıkar. KOAH'a yol açan zararlı maddelere maruz kalan astımlılarda, astım benzeri iltihap ve KOAH benzeri iltihapların bir karışımı da gelişebilir.”