Güncelleme Tarihi:
“Yivsiz av tüfeğinde mevzuat ve uygulamada bazı konular esnek, yasal boşluklar var. Bu nedenle internetten ve televizyondan satışlardan çoğu sorunlu silahlar. Üreticilerin söylediğine göre özellikle ucuz tüfeklerin neredeyse tamamı üretim özürlü. 2 bin 500 liranın altındaki bir tüfeğin testlerden geçmiş ve nitelikli olmasının çok da imkân dahilinde olmadığı söyleniyor. İnternetten silah satışı hem suç oranını arttırıyor hem de bu sektörün dürüst çalışanlarına zarar veriyor. Pompalı, şarjörlü de olsa ruhsatsız av tüfeğinin cezası en fazla 500 lira. Kolluk kuvveti ele geçirdiği silaha geçici olarak el koyuyor ve tezkeresinin, faturasının getirilmesini istiyor. Vatandaş fatura çıkartıp ruhsatını alırsa ceza ödemeden tüfeğini alıyor. Av tezkeresini getirmezse en fazla - o da OHAL sürecinde olduğumuz için- 500 lira ceza ödüyor ve tüfeğe el konuluyor. OHAL olmazsa cezası 80 liraya kadar düşüyor.
SAHTE MARKALAR
Bir tüfek üretimden çıktığında teste tabi tutuluyor. Sonra TSE’den seri numarası veriliyor. Seri numarası alınmış her tüfek; Sanayi Bakanlığı, Emniyet ve Jandarma temsilcisinin olduğu komisyondan geçiyor. Sevkıyat öncesi son test yapılıp onay veriliyor. Bu seri numaraları POL-NET sistemine kaydediliyor. Öğrendiğimize göre; üreticilerin bazıları, kaçak üretim yapanlar gibi, daha önce POL-NET’e girilmiş seri numarasını başka tüfeklere veriyormuş. Kanunen ve ruhsatlı bir tüfek edinen vatandaşın tüfeği evinde dururken aynı seri numaralı klon silahla suç işlenebiliyor.
İnternetten satışta çoğunlukla ruhsat sorulmuyor. Firmaların çoğu hayali isim kullanıyor ve sahte markalar. Suriyeli veya işsiz, gariban gençler üzerinden şirketler kuruluyor. İnternetten bir hesap açtırıyor, bir telefon numarası yeterli. Bakanlık tespit ettiğinde sadece para cezası var. İstediğiniz kadar ceza kesin, hiçbir şeyi yok ki alınacak.
NAMLU ARTIĞINDAN TÜFEK
Lazer testinden geçmeyen namlular kaçak üretimde kullanılıyor. 300 - 400 liraya satılan silahların genellikle namlusu çatlak veya defolu. İlk birkaç atıştan sonra tüfek çatlayabiliyor ve kullanana zarar verebiliyor. 6 metrelik namludan bir tüfek çıkıyor. Hurdaya ayrılması gereken kalan namluyla bu silahları üretiyorlar. Şu da olabiliyormuş; farklı imalathanelerde çalışanlar çıkardıkları, diyelim 3’er ayrı parçayla 3 tüfek üretiyorlar. Testen geçmeyen, merdiven altında birleştirilen maliyetsiz bir kaçak ürün.”
FİŞEKLER BOMBAYA MI DÖNÜŞÜYOR?
“Türkiye’de 10 -15 firma fişek üretiyor. Bir fişekte ortalama 1.7 gram barut var. Doğu ve Güneydoğu’dan son 3 - 4 yılda ortalamanın çok üstünde fişek siparişi verildiğini öğrendim. Bir ayda tek firma 300 bin fişek almış. 510 kilo barut eder. Bazı barutlarda C-4, bazılarında TNT yapımına uygun bileşenler var. Kimi sanayiciler, yılda 50 - 60 milyon fişek satıldığını söylediler. Avcıların tüketiminin çok üstünde. Son dönemde Irak ve Suriye sınırından çıkarılan fişek miktarının 150 milyona yaklaştığı iddia ediliyor. Bu ,100-150 ton baruta karşılık gelir. 100 kiloya yakın TNT patlayıcı demektir. Bu patlayıcılar tekrar Türkiye’ye mi dönüyor? Bunun denetimi nasıl yapılıyor? Son yıllarda yaşadığımız terör eylemlerinde kullanılmış olabilir mi?”
TÜM SİLAHLAR KAYIT ALTINA ALINMALI
“Bir hekim olarak isterim ki bireysel silahlanma tamamen bitsin. Ancak günümüz gerçekleri buna uygun değil. Mutlak yasaklama kaçak silahı daha arttıracak ve kayıtsız ciddi silah sektörü oluşturacaktır, yerli üreticileri yok edecektir. En doğrusu her silahın ruhsatlı, kayıtlı olması ve taşımanın zorlaştırılmasıdır. Bir defaya mahsus süre vererek tüm silahlar kayıt altına alınmalı. İnternetten satışlar mutlaka yasaklanmalı. Dikkat edilirse ruhsatsız ve kaçak ateşli silahlarla işlenen suçlar artıyor, ama ruhsatlı silahların bunlara karışma oranı düşüyor. Tüm Türkiye’de av tüfeği ve tüfek malzemeleri piyasasının 6-7 milyar dolarlık bir pazar olduğu söyleniyor. Bana fazla geldi, ama kayıt altında olan miktar bile 1.5-2 milyar dolar.”