Güncelleme Tarihi:
Efeler’de yaşayan emekli memur Mehmet Emin Erol (64) ve ev kadını Hatice Erol (58) çiftinin 2 çocuğundan en büyüğü olan ’serebral palsi’ hastası Mustafa Erol ellerini ve ayaklarını kullanamasa bile yaptıklarıyla görenleri şaşırtıyor. Okumayı evde kendi imkanlarıyla öğrendikten sonra 1999 yılında ilkokulu ardından ortaokulu ve liseyi dışarıdan bitirerek mezun oldu. Daha sonra üniversite sınavına girerek Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nde 2 yıllık Halkla İlişkiler Bölümünü 2008 yılında tamamladı.
Aynı okulda yatay geçiş yaparak İşletme Fakültesi’ni 2011 yılında bitirdi. Adnan Menderes Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü’nde ise yüksek lisansını geçen 26 Ağustos’ta tamamladı. Burnuyla yazdığı ’Herkes Beni Engelli Sanıyo!’ isimli kendi hayatını konu alan kitabını 7 yılda tamamlayarak 2016 yılında piyasaya süren Mustafa Erol, şimdi ise başka bir engelli gencin hayatını anlatan bir hikaye kitabı yazmaya başladı. Hedefinde doktora yapmak var.
’O BİZİM GURURUMUZ’
Oğlu ile gurur duyduğuna belirten Hatice Erol, "Mustafa doğuştan engelli olarak dünyaya geldi. Okumayı evde öğrendi. İlk bilgisayar almak istediğimizde, ’Bu haliyle kullanamaz’ dedik. Israrcı olunca, aldık. Klavyeyi elleriyle kullanmayı denedi, başaramadı. Daha sonra burnuyla yazabileceğini kendi tespit etti. İlk zamanlar zor oldu ama daha sonra yazmayı ilerletti. Kitabını ve 125 sayfalık tezini hep burnuyla yazdı. Eğitimini de bu şekilde tamamladı. 7 yılda kendi hayatını anlatan ’Herkes Beni Engelli Sanıyor’ kitabını yazarak piyasaya çıkardı. Şimdi yine başka bir engelli gencin hayatını anlatan ikinci hikaye kitabını yazmaya başladı. Bu kitaptan sonraki hayali roman yazmak. Mustafa ile gurur duyuyoruz. Ailesi olarak her zaman onun yanında olduk. Başarısında bizim de katkımız olabilir ama en çok kendi başarısı. Mustafa’nın bu başarıları elde edeceğini inanamıyorduk. Mustafa çok kitap okuyor. Şu ana kadar 500 civarında değişik türde kitap okudu. O bizim her şeyimiz."
Anne Erol, engelli ailelerinden çocuklarına sahip çıkmalarını, hiçbir zaman mücadeleyi bırakmamalarını istedi.