KKTC'de "Asil Nadir için adalet" eylemi

Lefkoşa'da 10. Yıl Parkı'nda toplanan eylemciler, taşıdıkları pankart ve dövizlerle, Asil Nadir'in İngiliz yargısı tarafından adil biçimde yargılanmasını talep etti.

Eyleme, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, Maliye Bakanı Ersin Tatar, devlet ve hükümet yetkilileri, bazı siyasiler, belediye başkanları ve vatandaşlar katıldı.

Eylemde konuşan, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları ile Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Ali Can Kabakçı, Asil Nadir'in adaletsizce yargılanmasına ve KKTC'nin maruz kaldığı ambargolara tepki gösterdiklerini söyledi.

Naimoğulları, Asil Nadir'in İngiltere'ye adil biçimde yargılanmak için gittiğini ama siyasi oyun ve baskılarla Nadir'in mahkum edildiğini, "bu mahkumiyetin aslında Kıbrıs Türkünü hedef aldığını" savunarak, "Kıbrıs Türkü gerektiği zaman birlik beraberlik içinde olmayı da bilir. Bizim için sağ sol yoktur, vatan, ekmek, demokrasi vardır" dedi.

Kıbrıs Türk halkının Asil Nadir'in yanında olduğunu gösterdiğini ve göstermeye devam edeceğini kaydeden Naimoğluları, İngiliz adaletinden adil yargılama beklediklerini söyledi.

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Ali Can Kabakçı da, "Asil Nadir'e yapılanın küçük bir oyun olduğunu, esas büyük oyunun Kıbrıs Türküne yapılmaya çalışıldığını ama bunun başarılamayacağını" öne sürerek, üreticiler olarak Asil için "bir yumruk olduklarını" belirtti.

Kabakçı, konuşmasının sonunda, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a verilmek üzere hazırlanan mektubu okudu.

Ardından, kalabalık davul zurna eşliğinde Ledra Palace Sınır Kapısı'na yürüdü. Hazırlanan mektup, Ban'a iletilmek üzere, Kabakçı ve Naimoğulları tarafından BM Barış Gücü görevlisine verildi.

Kalabalık buradan, İngiliz Yüksek Komiserliği'nin KKTC'deki binasına yürüdü. BM'ye verilen mektupla benzer içerikteki bir mektup da İngiltere'nin Lefkoşa Yüksek Komiseri Matthew Kidd'e iletilmek üzere komiserlik görevlisine verildi.

"ÇÖKÜNTÜNÜN ARKASINDA RUM LOBİSİ VAR"
Sivil toplum örgütleri tarafından BM Genel Sekreteri Ban'a gönderilen mektupta, Kıbrıs sorununun çözümünü amaçlayan müzakerelerde olumlu bir sonuca ulaşılamamasının Kıbrıs Türkleri açısından üzücü olduğu ifade edilerek, şöyle denildi:

"Bildiğiniz gibi, 2004 referandumunda Anna Planı'na 'evet' diyen Kıbrıslı Türklerdi. Üzülerek görmekteyiz ki, Kıbrıslı Rumlar, çözümsüzlüğün devamından yana bir tavır sergiledikleri gibi, Kıbrıslı Türkleri ekonomik açıdan çökertmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Uygulanan ambargolara karşın 1982-1990 yılları arasında Kıbrıslı Türk işadamı Asil Nadir'in girişimleri sonucunda Kıbrıslı Türkler bazı tarım ürünlerinin ihracatı konusunda olduğu gibi turizm açısından da önemli gelişmeler yaşamıştı.

Daha sonra Poll Peck şirketinin çökertilmesiyle Kuzey Kıbrıs'ın ekonomisi de çökmüş, böylece binlerce insan geçim sıkıntısına düşmüştür.
Sayın Asil Nadir'in 2012 yılı içinde İngiltere Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması sırasında mahkemeye sunulan resmi belgeler, bu çöküntünün arkasında Rum lobisinin olduğunu gösteriyor.

Halen müzakere masasında Kıbrıs Rum toplumu lideri Sayın Dimitris Hristoftas'ın 'özel temsilcisi' olarak görev yapan Sayın Yorgo Yakovu'nun itirafları da bu belgede yer alıyor. Bugün 'çözüm konusunda' umut bağlanan Sayın Yakovu, 1982 yılından itibaren Asil Nadir'i ve O'nun şahsında Poll Peck International'ı çökertmek için siyasi saldırılarda bulunduklarını ve özel bir ofis oluşturarak, saldırıları buradan yönettiklerini itiraf ediyor.

Resmi belgeleri İngiltere mahkemesinden talep ederek okumanız halinde Kıbrıs gerekçelerini daha iyi anlayacağınıza inanıyoruz.
Sayın Eksalansları; Kıbrıs Türk toplumunun üretici örgütleri olarak sizlerden beklentimiz, haksız ambargoların üzerimizden kaldırılmasına yardımcı olmanızdır."

İngiliz Yüksek Komiserliği'ne verilen mektupta da, İngiliz hükümetinden beklentinin, garantör bir ülke sıfatıyla, Kıbrıslı Türklere yönelik haksızlıklara ve siyasi saldırılara itibar edilmemesi, her iki topluma da adil davranılması, Asil Nadir'in yargılanma sürecinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak adil bir şekilde sonuçlanması olduğu belirtildi.