Güncelleme Tarihi:
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Sakarya Valiliği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Sakarya Şubesi ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi ziyaretleri sonrasında üniversitede düzenlenen ‘27 Mayıs Darbesi ve Kıbrıs Barış Harekatından Alınacak Dersler’ konulu konferansa katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda, mini konser ile Kıbrıs harekatına ve Türkiye’de ki darbeleri hatırlatan sinevizyon gösterimleri yapıldı. Daha sonrasında kürsüye çıkan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50’nci yıl dönümü vesilesiyle Sakarya’ya geldiğini aktararak gazilere hitaben Kıbrıs Türklerinin kendilerini hiçbir zaman unutmayacaklarını söyledi.
“TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİ OLUMSUZ ETKİLENECEKTİ”
‘27 Mayıs Darbesi ve Kıbrıs Barış Harekatından Alınacak Dersler’ konulu konferansta konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Mavi vatanda hakkımızın, hukukumuzun korunması ve onun üstündeki göklerde gök vatan dediğimiz hava sahasındaki milli metvatlerimizin ve güvenlik meselelerin korunması da elbette hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkı hem de Türkiye Cumhuriyeti için fevkalade önemli kazanımlardır. Çünkü eğer orada Rum Münahikilisi tamamıyla Kıbrıs'ı ele geçirmiş olsa o zaman Türkiye'nin güvenliği de bundan fevkalade olumsuz etkilenecekti. Onun için işte değişen jeopolitik, jeostratejik bir takım gelişmelere bağlı olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin statüsünün ve değerinin giderek arttığını görüyoruz. Bütün bunlar, milli siyasetin yerleşmesinde bizlere elbette hep yön vermiştir, ışık tutturmuştur. Neticede 50 yıldır görüşülmekte olan federasyon temelli bir anlaşmanın hiçbir zaman başarıyla sonuçlanmayacağını çünkü Kıbrıslı Rumların Avrupa Birliği desteğiyle Kıbrıs Türkleriyle eşitlik temelinde bir anlaşmaya asla rıza göstermeyeceklerini ve dolayısıyla şu anda benim cumhurbaşkanı seçilmemden sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin tam desteğiyle Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa bu çok önemlidir. Bu iki devletli bir anlaşmanın olması gerektiğini var gücümüzle bütün dünya anlatmaya çalışıyoruz. İki devletli çünkü kuzeydeki devlet bağımsız egemen bir Türk devleti olarak mutlak surette her zaman nerede olsak olalım her hal ve şartla Türkiye Cumhuriyeti'yle uyum içerisinde ve Türkiye'nin garantörlüğünün devamı ve Türk askerinin mutlak surette Kuzey Kıbrıs'ta varlığının devamı ile ancak Kıbrıs'ta barış, huzur ve istikrarın devam edebilecek. Bunu çok iyi kavradığımız ve bu siyasetin daha da kökleşmesi için şu anda elimizden ne gelirse var gücümüzde bütün dünya devletleriyle bunları paylaşmaya ve haykırmaya çalışıyoruz” dedi.
“KIBRIS'TA ÇOK ZOR DÖNEMLER GEÇİRDİK”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Dolayısıyla Kıbrıs'ta çok zor dönemler geçirdik, çok şehitler verdik, çok bedeller ödedik. Kıbrıs Türk'ü çok sayıda göç yaşamıştır ama her zaman toprağına, demokrasisine, kendi varlığına ve geleceğine sahip çıkmış. Kendi gençlerine güvenmiş ve şu anda bağımsız bir Türk devleti olarak oradaki varlığını sürdürürken, anavatan Türkiye Cumhuriyeti'nin gayretleri, Türk Devletler Teşkilatı'na gözlemci olarak kabul edilmemiz, İslam İşbirliği Teşkilatı içerisindeki oradaki üyelimiz Kıbrıs'ta realite iki ayrı devlet, iki ayrı halk ve iki ayrı demokrasi oldu. Dolayısıyla Kıbrıs'ta eğer bir anlaşma olacaksa mutlak surette hem Kıbrıs Türk halkının onayı için bu şartlarda bir anlaşma ve garantörlük hakkı ile Türkiye'nin de söz sahibi olduğu bir Kıbrıs'ta elbette Türkiye'nin kendi hakkı, hukuku ve o bölgedeki milli çıkar söz konusudur. Bu sözlerim çok önemlidir. Çünkü aksi takdirde federal çerçevede bir anlaşmayla Türkiye'nin Doğu Akdeniz'den çıkartılması, Türkiye'nin garantörlüğün sona erdirilmesi, Türk askerinin adadan çekilmesiyle Kıbrıslı Türklerin sonunun başlangıcı ve o federal yapı içerisinde Avrupa Birliği kurallarında Türkiye'nin de dışarıdan bakması ve bu kadar ödenen bedeller, bu kadar şehitler, bu kadar fedakarlıkları bir bakıma sıfırdan çarpılması” diye konuştu.
“KIBRIS TÜRK'ÜNÜN ARKASINDA 85 MİLYON VARDIR”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Türkiye büyük bir devlet. Bugün seksen beş milyon, yarın yüz milyon. Belki Avrupa Birliği'nde ve diğer ülkelerde yaşayan Türkiyeli kardeşlerimize bugün bile doksan beş milyona aşan bir nüfus ve bütün Türk dünyasına baktığımızda üç yüz milyon toplamda bir nüfusla ben hep karşı taraftan gelenlere ve gidenlere siz zannetmeyiniz ki Kıbrıs Türkleri yalnızdır. Kıbrıs Türk'ünün arkasında 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti, onun arkasında 300 milyon bir Türk devleti vardır. Dolayısıyla bizi yalnız zannetmeyin diyorum. Çünkü onlar Kıbrıs Türk halkını orada bir toplum karşımızda Güney Kıbrıs'taki Rumlar ve arkalarındaki Yunanistan ve Avrupa Birliği devletleriyle bizleri yalnız zannettikleri için sürekli olarak yaptıkları baskılarla ve hala üzerimizde oynanan oyunlarla, ambargolarla, izolasyonlarla, bir takım kısıtlamalarla bizleri dayatma bir çözüme zorlayanlara karşı bizlerin direnişi ve bizlerin direnişini destekleyen sizler çok kıymetlisiniz” şeklinde konuştu.