Güncelleme Tarihi:
TBMM Töre ve Namus Cinayetleri Komisyonu’na bilgi veren 9 Eylül Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Serpil Salacı, töre cinayetlerini, bilerek ve isteyerek kadın öldürme eylemi olarak değerlendirdi.
Salacı, yeni TCK’da "töre" kelimesinden sonra "namus" kelimesinin yazılmayışının çok büyük bir yanlış olduğunu, kadınları anayasal güvenceleri olmayan bir vatandaş durumuna düşürdüğünü kaydetti.
Salacı, 31 yıllık doktor olduğunu ve 15 binin üzerinde otopsiye katıldığını belirterek, "Bunların içerisinde beni en çok örseleyenler namus ve töre adına öldürülen kadınların otopsileri oldu" dedi. Salacı, komisyon üyelerine yaşadıkları bir olayı da şöyle anlattı:
  Â
"İzmir’in bir varoş semtinde bir aile. Baba ölmüş, anne ve üç çocuk var. En büyük çocuk 17 yaşında bir oğlan ve ondan sonra 13 yaşında orta bire giden bir kız çocuğu. Oğlan bir kahvehanede otururken, çevresindekiler ’Baban öldü sen ailenin namusunu koruyamazsın’ diyor ve kızkardeşinin okuldan erkeklerle çıktığı gibi sözler söylüyor. Oğlan bir iki bira içiyor. Evde kızı buluyor, başlıyor dövmeye komşular elinden alamıyor, polis elinden kurtarıyor. Kızkardeşini öldüreceğini söylüyor. Polisler çözüm olarak, ’alalım doktora götürelim. Bakire mi değil mi baktıralım’ diyorlar. Hep beraber doktora gidiliyor ve doktor kızın bakire olmadığını söylüyor. Oğlan tekrar kızı öldüreceğini söyleyince, bu kez kızı 9 Eylül Üniversitesi Adli Tabipliğine götürüyorlar ve burada kız bu kez bakire çıkıyor. Kız bakire çıktı diye herkes rahatlıyor. Herkes huzur içinde ancak ertesi gün 17 yaşındaki oğlan, eve döndükten sonra yatırıyor ve kız kardeşini kurban keser gibi öldürüyor. Doktorlar bir gün önce kızlık zarı muayenesi yaptıkları kızın, otopsisini yapıyorlar."
  Â
Salacı, böyle binlerce olay yaşandığını, kızlık zarı muayenesinin kişide travmatik ve ağır izler bıraktığını, bu olayda kızın öldürülmesine neden olduğunu ifade etti.
Toplantıda milletvekilleri de, kişinin rızası alınmadan kızlık zarı muayenesi yapılmasının insan haklarına aykırı olduğu, doktorların meslek kurallarına aykırı olarak kızlık zarı muayenesi yapmak zorunda bırakıldıkları vurgulandı. Bu muayenenin uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğu ve uluslararası davalarda delil olarak kabul edilmediği bildirildi.
  Â
Toplantıya Gazi Üniversitesi’nden katılan akademisyenler Prof. Dr. Ufuk Beyazova ve Dilek Gözütok, Türkiye’de ensestin çok fazla olduğunu da ifade etti. Toplantıda, Beyazova ve Gözütok, çocuklara insan hakları eğitiminin ilkokul çağından itibaren verilmesi gerektiğini belirterek, bu konuda hazırladıkları ders kitaplarının 2000 yılında Talim Tersiye Kurulu’ndan olur aldığı halde, okullarda okutulmadığından da şikayet ettiler.
  Â
Toplantıya, Emniyet Genel Müdürlüğü Çocuk Şubesi’nden katılan Başkomiser Murat Güler, şube olarak çocukların menfaatlerini korumak konusunda zorlukları olduğunu, bu zorlukların sistemden ve idareden kaynaklandığını söyledi.
RECM İSLAMİ DEĞİL
Â
Toplantıya Van Yüzüncü Yıl Ãœniversitesi Ä°lahiyat Fakültesinden Prof. Dr. Ä°lhan Yıldız’da katıldı. CHP Ä°zmir Milletvekili Canan Arıtman, Prof. Dr. Yıldız’a, "Kur’an da recm cezası var mıdır?" diye sordu. Â
Yıldız, bu soruya karşılık "Kur’an da recm cezası yoktur" derken, Arıtman, "Neden uygulanıyor?" diye sordu. Yıldız, "İslam ülkelerinde uygulanmıyor, İslamiyetten önce uygulanıyordu. Şimdi de devam ediyor" diye konuştu. Arıtman’ın, "Recm islami değil, Arabi mi?" sorusuna karşılık da, Yıldız, "öyle olduğu" yanıtını verdi.