Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2002 00:05
Altmışlı yılların sonunda meşhur oldu Twiggy. Onun incecik çiroz bedeni, soluk ufak yüzü yetmişlerin sembolü oldu. Ünlü İngiliz manken şimdi 53 yaşında. ‘‘Kızlarda bulimiya, anoreksiya gibi zayıflık hastalıklarını başlatmakla suçlandım hep. Bu haksızlık’’ diyor.
Bundan 30 yıl önce Twiggy'yi tanımayan insan yoktu dünyada. O devrin gençlik ilahıydı. Dönemin modası mini eteklerin iyice belirginleştirdiği sıska bedeni, saz benizli incecik hatlı yüzü, kısacık kesilmiş saçları anne babaları korkutuyordu. Çünkü bütün genç kızlar bu yeni kadınlık idealinin peşinde koşmaya başlamıştı. Böylece Twiggy dünya tarihine geçti. O çiroz bedenini gösteren tipik bir fotoğrafı Londra'daki Ulusal Portre Galerisi'nde, İngiliz tarihinin diğer ünlüleri arasında, 20’nci yüzyıl bölümünde yerini buldu.
Twiggy bugün 53 yaşında, 24 yaşında bir kızı var. Sıskalıkla hiç ilgisi olmayan, canlı, sağlıklı bir kadın. En büyük şikayeti, o gün bugündür dünyayı saran zayıflık saplantısının başlangıç noktası olarak görülmesi. İşte geçen ay İngiltere'de yayımlanan ev kadınlarına yönelik GH Dergisi'ne verdiği röportajda şöyle diyor:
SUTYENİMİN İÇİNE KAĞIT DOLDURURDUM
‘‘İnsanın çocuklarına özgüven aşılaması o kadar önemli ki! Ben, meşhur olduğum zamanlarda bile, taa içimde, son derece güvensiz bir genç kızdım. Mutlu bir çocukluğum olmuştu ama görünüşümden nefret ediyordum. O kadar sıskaydım ki, çıta gibi bacaklarım vardı, dümdüzdüm. Okuldayken sutyenimin içine tuvalet kağıdı doldururdum, çünkü yuvarlak hatlara sahip bir kadın olmak isterdim İşte bu yüzden beni genç kızlar arasında anoreksiyayı teşvik etmekle suçlamaları büyük haksızlık. Bu beni hakikaten yıprattı, çünkü benim suçum olmadığını düşünüyordum. O sıska modelleri seçen dergiler çok sorumsuz. Eğer genç kızlar benim gibi doğuştan zayıf değilse, onlara yapılan baskı çok tehlikeli. Gerçi şişman da, zayıf da, kısa da, uzun da olsalar, o yaştaki kızlar hiçbir zaman görünüşlerinden memnun olmaz. Büyümenin en iyi tarafı, yaşla gelen özgüven duygusu, hayatımızı kontrol edebilme gücü.’’
Afrika'yı unutun Twiggy'i besleyin sloganı atılırken ben pasta yerdimİyi
yemek konusunda bugünlerde saplantılıyım.
Diyet yapmak hiçbir zaman işe yaramıyor. Ama yeme şeklinizi değiştirmeniz çok önemli. Sağlıklı yemek yemeye başladığınızda kendinizi o kadar iyi hissediyorsunuz ki. Üstelik yemeğin tadına da varıyorsunuz. Ben artık organik gıdalarla beslenmeye dikkat ediyorum. Yemek yapmayı da çok seviyorum. Arkadaşlarım sık sık bana ‘‘Niçin, Twiggy Yemek Yiyor diye bir yemek kitabı yazmıyorsun?’’ diye takılıyorlar. Altmışlı yıllarda otomobillere yapıştırılan 'Afrika'yı unutun Twiggy'yi besleyin' yazılı çıkartmaları hatırlıyor musunuz? İşin tuhaf tarafı, ben o çağlarda bol yemek yerdim. Pasta börek çöreğe çok düşkündüm. Bugün artık öyle beslenmiyorum tabii. Kocam Leigh'le arada sırada dışarı yemeğe gittiğimizde
balık patates kızartması yediğimiz oluyor. Ama ertesi gün kendimi çok kötü hissediyorum. Sanki vücudum bu tür besinleri reddediyor.
Ellisinde podyuma çıktıGüzel ve meşhur mankenlerin aslında özgüvenden yoksun, mutsuz gençler olduğunu öğrenmek insanı şaşırtıyor. Ama galiba doğru. Çünkü ‘‘gençken kendimi beğenmiyordum’’ diyen Twiggy tek değil. Aynı dönemin bir başka ünlü mankeni, Fransız Ines de la Fressange da yeni yayımladığı ‘‘Mesleği Mankenlik’’ adlı kitapta aynı itirafta bulunuyor: ‘‘Kendimi rahat hissetmiyordum. Kompleksliydim, çekingendim...’’
Bugün 50 yaşında olan Ines de la Fressange, yetmişli yıllarda Chanel modaevi için çalışan, dönemin en parlak moda tasarımcısı Karl Lagerfeld'in gözde mankeniydi. Karl Lagerfeld ona öyle hayrandı ki, tayyörlerinin düğmelerine İnes'in yüzünün resmini koydurmuştu...
1990'da İnes de la Fressange Luigi d'Orso adında kendisi gibi aristokrat bir adamla evlenince Karl Lagerfeld'le arası bozuldu ve Chanel'den ayrılmak zorunda kaldı. Kendi markasını kurdu, on yıl boyunca çalıştı, sonra hissedarlarla anlaşmazlığa düştü ve işinden ayrıldı. Artık kendi adını da kullanamıyor ama Ines d'Orso adıyla tasarım yapmaya devam ediyor. Örneğin kısıtlı bir Peugeot serisinde arabaların içini dekore etti ve bu seri daha fabrikadan çıkmadan satıldı...
Ines de la Fressange son olarak Hermes, Moschino ve Jean-Paul Gaultier'nin defilelerine katılarak herkesi şaşırttı. Artık eskisi gibi kompleksli değil. ‘‘Elli yaşında manken modasını başlatıyorum!’’ diyerek kendisiyle dalga geçiyor.