Güncelleme Tarihi:
Kitapçıların ve fuarlarda stand açan yayıncıların ortak fikri Türkiye'de kadın okurların erkek okurları hızla solladığı.
‘‘Kitapları karıştıran, yeni neler çıkmış diye bakan, kitap listelerine göz atan kızlar ve hadi artık gidelim diyerek onları çekiştiren erkekler.’’ Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Atıl Ant, kitapçılarda çok sık şahit olduğu bir manzarayı yukarıdaki gibi özetliyor. Kitapçıların ve fuarlarda stand açan yayıncıların ortak fikri Türkiye'de kadın okurların erkek okurları hızla solladığı.
Yerli ve yabancı edebiyat eserleri basan Can Yayınları'nın sahibi Erdal Öz, özellikle son üç senede kızların fuara erkeklerden çok daha fazla ilgi gösterdiklerini söylüyor: ‘‘Bu yalnızca bizim standda değil, tüm fuarda gözlemlediğim bir olgu. Nedenlerine gelince, yetişme çağında kızlar erkeklerden daha zeki oluyorlar, erkeklere oranla daha hızlı gelişiyorlar. Sonra hala erkek toplumu olduğumuz için, erkekleri okul dışında oyalayacak çok daha fazla şey var, kızlarınsa ortak mekanları az.’’
Yine Atıl Ant'a göre, erkekler daha çok teorik ve teknik kitaplara yönelirken kızlar her türden kitaba ilgi gösteriyorlar. Ant, sosyal hayatta yer edinmek isteyen kadının kitaba yönelmesini son derece anlamlı buluyor.
Okur sayısı artıyor
Kadın veya erkek, Türkiye'de genel okur sayısında da artış var. Haluk Şahin Radikal Gazetesi'ndeki köşe yazısında şöyle diyor: ‘‘Türkiye 1970'lerde bir kitap patlaması yaşamıştı. Bu dönemde özellikle sol teori kitapları ile bazı edebi yapıtların ilk baskıları 10 binin altına düşmüyordu. Bu konuları bir kültür sosyoloğu gözüyle inceleyen yayıncı Erdal Öz'e göre o tarihlerde kitapların üçte biri İstanbul'da, üçte biri memur ve öğrenci kenti Ankara'da, üçte biri da Anadolu'da satılıyordu. Kitapçı dükkanları küçüktü ve tezgahlar okura kapalıydı.’’ Şahin, kitapçıları ve yayıncıları referans alarak yükselen yeni kitap dalgasından sözediyor. Yine aynı yazıda Erdal Öz'ün bir tespiti var: ‘‘Kitap okurlarındaki patlamanın en büyük kanıtı korsan yayınların çoğalması. Demek ki büyük talep var!’’
Kitaba olan talep kütüphanelere olan ilgiyi de artırmış. Rakamlar geçtiğimiz yıl Türkiye genelinde 22 milyon 523 bin kişinin halka açık kütüphanelerden yararlandığını gösteriyor. Halk kütüphanelerinden verilen bilgiye göre, toplumu etkileyen teknoloji gücünün halk kütüphanesi hizmetlerine yansıtılıyor olması, kütüphanelere satın alınan kitapların güncelleştirilmesi, mesleki eğitim görmüş personel ve yönetici sayısının artırılması son dönemlerde halk kütüphanlerine olan ilginin artmasına neden oluyor. Kütüphaneciler, Türkiye nüfusunun üçte birinin kütüphanelerdeki ödünç alma servisinden yararlanmasının sevindirici olduğunu dile getiriyorlar. Ayrıca, İstanbul Belediyesi'nin işlettiği Koç'un bir bağışı olan Atatürk Kitaplığı verilerine göre de 1996 yılı toplam okuyucu sayısı 52 bin 300. 1997 ocak-eylül arası okuyucu sayısı ise 45 bin 635. Atatürk Kütüphanesi'nde bu yıl, daha eylül ayından geçen senenin rakamlarına ulaşan okuyucu sayısı, yıl sonunda 96 yılı rakamlarını geride bırakacağa benziyor.
Bu sene, özellikle eylül ayından beri kitap satışında bir artış olduğunu söyleyen Adam Kitapevi çalışanları, bunda en çok okulların açılmasının etkili olduğunu ekliyorlar. ‘‘Satılan kitapların sıralaması şöyle; Şiir, roman, felsefe ve güncel kitaplar. 1996-97'den itibaren, yayınevi, açılan kitabevi ve basılan kitap sayısında artış var. Çoğunlukla, Türkiye tarihi ve ülkenin gündemi ile ilgili kitaplar satılıyor. Birçok dergi ve gazete kitap ekleri veriyor. Bunu takip eden okuyucular çoğunlukta ve buraya alacakları kitabı bilerek geliyorlar.’’ Öğrencilerin önerilen kitapları aldıklarını söyleyen Germinal Kitabevi çalışanları ise çoğunlukla orta yaşlıların parapisikoloji ve metafizik kitaplarına ilgi duyduğunu ve bu yüzden Akaşa yayınlarının kitaplarına rağbet olduğunu belirtiyorlar. Kitabevlerinin bir başka gözlemi de son yıllarda Türkiye'de yaygın olarak kullanılan bilgisayar ve türevlerinin bilgisayar kitaplarının satışında artışa neden olduğu. En az ilgiyi ise kültür-sanat kitapları görüyor.
Önce veliler okuyacak
Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansı'nın geçtiği bir haber, kitabın sorunlarının yine de bitmediğini sergiliyor. Yayın sektörünün önde gelen adları, kitap fiyatlarının KDV'den kaynaklanan yüksekliği, çocuklara okuma alışkanlığının küçük yaşta kazandırılmaması ve devletin kendilerini sübvanse etmemesi nedeniyle Türk insanının yeterince kitap okumadığını bildiriyorlar. Kitapçılar Derneği Başkanı Ahmet Polat, toplumda okuma alışkanlığının kazandırılması için işe anaokulu eğitiminden başlanması gerektiğini vurguluyor. Bunun için anaokulu eğitiminin yaygınlaştırılması gerektiğini kaydeden Polat, okuma alışkanlığıyla ilgili programın önce velilere verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Devletin, eğitim hizmeti veren yayıncıya ve kitapçıya ‘‘vergi istisnası’’ tanıyarak teşvik etmesini isteyen Polat, devlet televizyonlarının da kitap alışkanlığı edindirici eğitim programları yapması ve yarışmalar düzenleyerek, hediye olarak kitap vermesi gerektiğini dile getiriyor. Polat, kitap fiyatlarını ekonomik hale getirmek için KDV oranı sıfırlanması ya da sembolik hale getirilmesi gerektiğini düşünüyor.
Atıl Ant'ın kitap okuruna ilişkin bir başka tesbiti de, 8 yıllık kesintisiz eğitim sisteminin okur sayısını arttıracağı yönünde: ‘‘İlkokul 5. sınıfta kolejlere hazırlanan ve testlere gömülen öğrenciler artık lise son sınıfa kadar daha çok kitap okuma imkanına kavuşacaklar.’’
Çocuklara okuma alışkanlığının kazandırılabilmesi için özellikle ilkokullarda mutlaka ciddi kitaplıklar kurulması gerektiğine dikkati çeken Ant, ‘‘Talim Terbiye Kurulu'nun izin vermediği kitaplar okul kitaplıklarına giremiyor. Bu da, sadece belli görüşteki insanların kitaplarının okutulması demektir ki çok sıkıntı yaratıyor’’ diyor. Türkiye'de bir ''Yayıncılık Kanunu'' bulunmadığını belirten Ant, 225 yayınevinin biraraya gelerek Uluslararası Yayıncılar Birliği'nin kendilerine önerdiği bir kanunu Türkiye'ye adapte ettiklerini ve yakında Kültür Bakanlığı'na sunacaklarını söylüyor.
Yaşlara göre tercihler
Afa Yayınları, okuyucuların yaş gruplarına göre yöneldikleri kitapları şöyle sıralıyor:
Çocuk okurlar, macera türü öyküler, mizah kitapları ve Asteriks türü kitapları tercih ediyor.
18-25 yaş arası gençler ve öğrenciler, çağdaş dünya edebiyatı başta olmak üzere Türk Edebiyatı, sinema ve tiyatro, klasik romanlar okuyor.
25-45 yaş arası kadın okurlar, çeviri edebiyat ve Türk edebiyatına meraklılar.
25-45 orta yaşlı erkek okurlar, özellikle Türk ve Osmanlı tarihi, inceleme-araştırma kitapları ve edebi romanlar okuyorlar.
Orta yaş sonrası kuşak ise anı, tarih ve Türk Edebiyatını tercih ediyor.