Güncelleme Tarihi:
Ordu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan balerin Ceren Özdemir’in evinde yas var. Aile fertleri kızlarının fotoğraflarına bakıp gözyaşlarını içine akıtırken anne Gülfer Özdemir, kızı Ceren’in son giydiği elbisesini koklayarak acısını yüreğine bastırıyor.
Anne Gülfer Özdemir, “Psikopat birisi cezaevinden bırakılır mı? O zaman bunu bırakan da suçlu, hepimiz suçluyuz. Ben hiçbir cana kıyamam. Benim evladım da kıyamaz. Bu canileri bir yerde tutsalar da insanlar rahat etse olmaz mı? Bu insanlar ölmek için mi yaşıyorlar? Benim çocuğumun ne hayalleri vardı. Bu memlekette bir yerlere gelip insanlara örnek olacaktı. Gittiği yerde hep sevgi dağıtıyordu benim yavrum. Bir tek benim değil herkesin yavrusuydu. Herkes severdi onu. Sadece canileri istemiyoruz, böyle potansiyeller toplansın. Bu elbise en son giydiği kıyafetlerden birisiydi. Sadece kokusunu bundan alıyorum bir saat giyse çıkarıyordu. Ben ona hayranlıkla bakıyordum ama doyamadım” dedi.
'BÖYLE CANİLER SOKAKTA OLDUKÇA ÇOK CANLAR YANAR'
Yakalanan katil zanlısını tanımadıklarını ve daha önce hiç görmediklerini belirten anne Gülfer Özdemir, “Katil ile hiçbir alakamız yok. Katili hiç tanımıyoruz. Benim çocuğum kediden korksa beni çağırır, koşar giderdim. Şüphelense çağırırdı. Ben koşarak gider onu alırdım. Çekinirdi, sokakları iyi olmadığını biliyorduk. Onun en ufak bir şüphesi olsaydı bize bildirirdi. Beş dakika önce telefon ile görüştük, bana ‘Anne ben eve geliyorum ne yemek var?’ dedi. ‘Bu gece çorba içmek istiyorum’ dedi, arkadaşları çağırmış bir yerde oturmak için gitmemiş, keşke gitseydi. Onlarla gitse belki kurtulurdu ama olmadı böyle caniler sokakta oldukça çok canlar yanar” diye konuştu.
'BENİM TEK BİR İSTEĞİM VAR...'
Anne Gülfer Özdemir, duygularını şöyle ifade etti: ”Benim tek bir isteğim var, benim ciğerim yandı, hiçbir annenin ciğeri yanmasın. Eğitim sistemi düzelsin, sevgi tohumları eksinler. İnsanlara nefretle bakılmasın. Böyle canileri de toplasınlar, böyle potansiyelleri de toplasınlar. Hiçbir anneyi yakmasınlar. Bizim başka yerimiz yok, bu Türkiye’de yaşayacağız. Hep birbirimize sevgi ve saygı ile bakalım. Belki saygı tohumları olsaydı bunlar yaşanmazdı. Benim çocuğum bu şekilde seçilemezdi. Benim çocuğum bir karıncaya dahi dokunamazdı. Evden alıp dışarı atardı. Sevgiyle yaşadı, sevgi ile gitti benim yavrum. Hak etmedi, benim yüreğim yanıyor. O cani de cezasını çeksin. Eğer arkasında onu destekleyen varsa o da çeksin. Hepimiz bir olalım, bulalım benim başka diyecek bir sözüm yok, tek isteğim bu. Benim gibi kimse yanmasın. Bütün Türkiye benim çocuğuma ağlıyor, ben bunun farkındayım. Benim çocuğum her yerde başarılı olmak istediğini söylüyordu. Sanat ruhluydu benim yavrum. Ona kıyamazdım. Her zaman da destekliyordum, her türlü arkasındaydım. Kapıdan yolcu etsem arkasından sevgi ile peşine bakardım. Hiç büyümesin yanımda kalsın diyordum ama kalmadı, caniler yedi çocuğumu, başka kimsenin canı yanmasın. Benim tek dileğim böyle potansiyeli olanları toplasınlar, ben bunu istiyorum. Benim tek isteğim bu. Silah ve bıçak vermesinler ellerine.”
“EVDEKİ ADAMA KELEPÇE TAKILIYOR DA BUNA NEDEN KELEPÇE TAKILMADI”
Baba Yılmaz Özdemir de katil zanlısının cezaevinden firarını anlamakta güçlük çektiğini belirterek, “Şimdi ben çocuğumu 20 yaşına kadar yetiştirmişim, bizim elimizden alıyor. Buna nasıl bir yasa uygulanır. O cinayetten yargılanan, cezaevinde açıkta yatıyorsa da dışarıda insanlar kelepçe ile geziyor. Bunlara neden kelepçe takılmadı, firar edeceği bilinmiyor muydu? Dışarıdaki adama kelepçe takılıyor, evine gidiş-geliş saati takip ediliyor ama içerideki adama izin veriyorsun. Adam firar ediyor. Benim tek düşüncem bu. Bununla hangi kurum ilgileniyorsa, bilemiyorum o konuda duygumu ifade edemiyorum. Ne yapmaları gerekiyorsa yapsınlar” açıklamasında bulundu.