Güncelleme Tarihi:
Annesinin ölümünden iki ay sonra ‘‘evlenmek istediğini’’ söyledi babası. Emine tavrını kesin koyup teyzesine taşındı. Sonra da kayıplara karıştı. 2.5 yıldır ortada yok. Babası Ha-yati Sezer, ‘‘Kızım fuhuşa düşmez’’ diyor, korkularını bastırarak.‘‘İnatçıdır kızım. Onunki olsa olsa bana acı çektirme isteği olmalı. Tamam Emine, sen kazandın, dön artık.’’
ALMANYA'nın Frankfurt Kenti'nde taksi şoförlüğü yapıyordu Hayati Sezer. Sene 1981'di. Orada evlenmiş, iki çocuğu da orada doğmuştu. Bir süre sonra eşi Alev Hanım'la, Türkiye'ye dönüş kararı aldılar. 30 günlük oğulları ve 6 yaşındaki kızları Emine'yle birlikte baba ocağı İzmir'e yerleştiler. İyi evlat yetiştirmek, Sezerler'in en büyük emeli oldu. Kızları Emine, Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun olduğunda çok gururlandılar. ‘‘Mutluyduk’’ diye o günleri anlatıyor Hayati Sezer. ‘‘Ama karımın karın ağrılarıyla her şey tersine döndü’’ diyor. Ömrü boyunca bir tek aspirin almamış olan karısına kalınbağırsak kanseri teşhisi koyuldu. Dokuz ay süren kemoterapiye rağmen, 13 Kasım 1997'de hayatını kaybetti Alev Sezer.
Eve bir kadın lazım
Emine 22 yaşındaydı annesi öldüğünde. İzmir Anadolu Dershanesi'ne girmiş, kayıt bölümünde çalışıyordu. Lise son sınıfa giden kardeşi de ablasının çalıştığı dershanenin kursuna devam ediyordu. Doğal süreç biraz çabuk işlemeye başladı. Eş dost çevresi birer ikişer Hayati Bey'in kulaklarını çınlatır oldu, ‘‘Bu eve bir kadın lazım’’ diyerek. Hayati Bey geriye bakınca ‘‘Hata yaptım’’ diyor ve şöyle özetliyor o günleri: ‘‘Eşim öleli henüz iki ay olmuştu. Evlenmem için dul bir kadın önerdiler. Ben de çocuklara açık davranmak istedim ve olayı anlattım. Kıyamet koptu tabii.’’ Emine eşyalarını topladı. Kardeşini yanına alarak, teyzesine taşındı. Babanın ‘‘Dönün’’ çağrısına oğlu uydu, ama Emine geri dönmedi. İki ay sonra aldığı transfer teklifiyle İzmir Çankaya Aşama Dershanesi'nde çalışmaya başlamıştı. Ancak üç gün sonra baldızından gelen telefon Hayati Bey'i yıktı. Emine'nin eve gelmediğini söylüyordu teyzesi. İşe de gitmemişti, arkadaşlarında da yoktu. Tam iki buçuk yıldır yok ortada Emine. Doğum günlerinde babasını arıyor. Kardeşini okuldan buldurup, telefonda hatırını soruyor. Ama kendisi hakkında tek kelime etmiyor, soruları cevaplamıyor.
Yeniden aile olalım
‘‘Kızım fuhuşa düşmüş olamaz’’ diyor Hayati Bey. Bu sözlerin arkasında, Emine'nin, ayakları yere basan, üniversite mezunu bir genç kız olması yatıyor. ‘‘İnatçı bir çocuktur o. Yaptıklarının hepsi, intikam almak, beni üzmek için. Ama erkek kardeşini düşünsün. Hem annesiz, hem de ablasız kaldı. İsyanım ikimiz adına’’ diyor ve şu çağrıyı yapıyor: ‘‘Sen kazandın Emine. Yaptığım hatanın bedelini fazlasıyla ödettin. Artık yapman gereken tek şey, yeniden bir aile olmamıza yardımcı olmak!’’