Kızı gibi HIV taşıyan anne, ensest kurbanı
Güncelleme Tarihi:
Nesrin COŞKUN/İZMİR (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2007 00:00
İzmir’de AIDS’e neden olan HIV virüsü taşıdıkları, bir ihbarla ortaya çıkan 11 yaşındaki ilköğretim öğrencisi S.Ş. ile annesi P.Ş’nin hayatı, acı üstüne acıyla kurulmuş bir yaşama savaşı hikayesi. Hayatındaki en büyük acıyı kızı S.Ş’nin kendisinden alınmasıyla tattığını söyleyen anne P.Ş. hikayesini Hürriyet’e anlattı.
AIDS’ten ölen eşi İ.Y’nin kızı S.Ş’ye ve kendisine miras bıraktığı HIV ile büyük dram yaşayan 32 yaşındaki P.Ş’nin tüm hayatı, ağır darbelerle dolu. Babası İ.Ş. ile annesi D.Ş.’nin kendisi henüz 6 aylıkken boşandıklarını ve kendini daha 1 yaşına basmadan gurbette üvey anne yanında bulduğunu anlatan P.Ş. korkunç iddialar dile getirdi. Babasının, kendisini 2 yaş büyük ağabeyiyle birlikte Konya’daki annelerinin yanından alıp işçi olarak çalıştığı Almanya’ya götürdüğünü belirten P.Ş. o günleri şöyle anlattı:
AMCASININ OĞLU
"Babam alkolikti, baba dayağıyla büyüdüm. Üvey annemiz vardı. Babamın ondan da bir oğlu oldu. Ben 8 yaşımdayken Konya’dan amcamın büyük oğlu R.Ş. işçi olmak için Almanya’ya yanımıza geldi. O evimizde kaldığı yaklaşık 2 yıl boyunca bana defalarca tecavüz etti. Bunu 12 yaşıma kadar sakladım. Babama söyleme cesareti bulduğumda ise yalancılıkla suçlandım. Babam beni Alman çocuklarla ilişki kurmakla suçladı. Ağabeyim 15’inde evi terk etti, okudu mühendis oldu. Ben ise 13’ümde babamın tecavüzüne uğradım. Hamile kaldım. Babamın çocuğunu doğurmayacaktım ve ne yapıp edip kurtuldum. Bunca kötü bir ortamda meslek lisesinde okudum, diş hekimi asistanı oldum. 1991 yılında Türkiye’ye kaçtım. Bir süre sekreter olarak çalıştım. 1995 yılında yeni bir hayat kurmak için Alanya’ya gittim, meğer beni başka dramlar bekliyormuş."
KIZIM DUVAĞIMI TUTTU
Alanya’da evli iki çocuk babası İ.Y. ile tanıştığını belirten P.Ş. en mutlu günlerinin o günler olduğunu söyledi. Ayrı yaşadığı eşinden ayrılan İ.Y. ile 2001 yılında evlendiklerini anlatan P.Ş. "Nikahımda kızım duvağımı tutmuştu. Ama mutluluğumuz uzun sürmedi. Önce eşimin hastalığı ve ölümü geldi, ardından kader daha büyük darbesini vurdu. Hem kızımda, hem bende virüs saptandı. Taşıyıcı olduğumuz söylendi ve kaderimizle başbaşa kaldık" dedi.
Kızı S.Ş’den ayrılmasının bugüne kadar uğradığı şiddet, taciz ve tecavüzlerden daha ağır bir darbe olduğunu söyleyen P.Ş. devletin kızına şimdi sahip çıkmasına tepki gösterdi. Anne P.Ş. duygularını, isteklerini şöyle sıraladı:
"Öyle aç açık günlerimiz oldu ki kızımı komşulara gönderip yemek istettim. Devlet şimdi çocuğuma sahip çıkıyor. Bu devlet bugüne kadar neredeydi? Eğer devlet 18 yaşına kadar kızıma el koyuyorsa, göremeyeceksem, yaşamanın ne anlamı var? Bana annem diye seslenişi kulaklarımda. Çok özledim, burnumda tütüyor."
Günlüğünde yer alan dört erkek
P.Ş. "Fuhuş yapmadım" derken, ortaya çıkan günlüğü ise kafaları karıştırdı. Günlüğünde "Çok sayıda erkek tanıdım, iyi insana ratlamadım. Fuhuş yapmayı bırakmak istiyorum, ancak o zaman da kızımla aç kalırız" yazdığı öğrenilen P.Ş, günlüğünde yer alan 4 erkekten üçüyle birlikte olduğunu ve bunu saklamadığını söyledi. Bu kişilerin HIV virüsü taşıdığını bildiklerini ileri süren P.Ş., "Bunu da saklamadım. Fuhuş iddiaları yalan. Günlüğümde arkadaşlarımın isimleri var. Bazılarıyla birlikte de oldum. Ama bu fuhuş değil. Kızımın başı üzerine yemin ederim" dedi. Bulunan günlük nedeniyle polis, ’fuhuş’ soruşturması başlatırken, P.Ş.’nin HIV virüsü taşıdığını bilmesine rağmen cinsel ilişkiye girip girmediğini de araştıracak.
Gözyaşları içinde anlattı
Fuhuş yaptığı iddiasıyla ve kendisi gibi HIV taşıyıcısı olan kızı S.Ş. elinden alınan anne P.Ş, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne gidip yetkililerle görüştü. P.Ş. başından geçenleri arkadaşımız Nesrin Coşkun’a (solda) gözyaşları içinde anlattı.
| ANNE EVİNDEN ATILDI |
İzmir'de HIV taşıyıcısı olduğu ileri sürülen anne P.Ş.'nin Buca'da 20 metre karelik dükkandan bozma evinden atıldığı, sokak ortasına atılan eşyaların hurdacılar tarafından götürüldüğü öğrenildi. P.Ş'nin yaşantısını anlatan Yeşilbağlar Mahallesi'ndeki komşuları, şunları kaydettiler: “Mahallemizde 2 ay kadar kaldı. Kızını da yanına alarak uzun süre gelmiyordu. Kimse ile konuşmazdı. Zaman zaman yemek götürürdük. Bize, kötü bir hastalığa yakalandığını söylerdi. Hangi hastalık diye sorduğumuzda cevap vermiyordu. Kızı çok sık olmasa da bazen bizim çocuklarımızla oynuyordu. Bu nedenle biz de çocuklarımıza test yaptırmayı düşünüyoruz.” |
AMCASININ OĞLU
"Babam alkolikti, baba dayağıyla büyüdüm. Üvey annemiz vardı. Babamın ondan da bir oğlu oldu. Ben 8 yaşımdayken Konya’dan amcamın büyük oğlu R.Ş. işçi olmak için Almanya’ya yanımıza geldi. O evimizde kaldığı yaklaşık 2 yıl boyunca bana defalarca tecavüz etti. Bunu 12 yaşıma kadar sakladım. Babama söyleme cesareti bulduğumda ise yalancılıkla suçlandım. Babam beni Alman çocuklarla ilişki kurmakla suçladı. Ağabeyim 15’inde evi terk etti, okudu mühendis oldu. Ben ise 13’ümde babamın tecavüzüne uğradım. Hamile kaldım. Babamın çocuğunu doğurmayacaktım ve ne yapıp edip kurtuldum. Bunca kötü bir ortamda meslek lisesinde okudum, diş hekimi asistanı oldum. 1991 yılında Türkiye’ye kaçtım. Bir süre sekreter olarak çalıştım. 1995 yılında yeni bir hayat kurmak için Alanya’ya gittim, meğer beni başka dramlar bekliyormuş."
KIZIM DUVAĞIMI TUTTU
Alanya’da evli iki çocuk babası İ.Y. ile tanıştığını belirten P.Ş. en mutlu günlerinin o günler olduğunu söyledi. Ayrı yaşadığı eşinden ayrılan İ.Y. ile 2001 yılında evlendiklerini anlatan P.Ş. "Nikahımda kızım duvağımı tutmuştu. Ama mutluluğumuz uzun sürmedi. Önce eşimin hastalığı ve ölümü geldi, ardından kader daha büyük darbesini vurdu. Hem kızımda, hem bende virüs saptandı. Taşıyıcı olduğumuz söylendi ve kaderimizle başbaşa kaldık" dedi.
Kızı S.Ş’den ayrılmasının bugüne kadar uğradığı şiddet, taciz ve tecavüzlerden daha ağır bir darbe olduğunu söyleyen P.Ş. devletin kızına şimdi sahip çıkmasına tepki gösterdi. Anne P.Ş. duygularını, isteklerini şöyle sıraladı:
"Öyle aç açık günlerimiz oldu ki kızımı komşulara gönderip yemek istettim. Devlet şimdi çocuğuma sahip çıkıyor. Bu devlet bugüne kadar neredeydi? Eğer devlet 18 yaşına kadar kızıma el koyuyorsa, göremeyeceksem, yaşamanın ne anlamı var? Bana annem diye seslenişi kulaklarımda. Çok özledim, burnumda tütüyor."
Günlüğünde yer alan dört erkek
P.Ş. "Fuhuş yapmadım" derken, ortaya çıkan günlüğü ise kafaları karıştırdı. Günlüğünde "Çok sayıda erkek tanıdım, iyi insana ratlamadım. Fuhuş yapmayı bırakmak istiyorum, ancak o zaman da kızımla aç kalırız" yazdığı öğrenilen P.Ş, günlüğünde yer alan 4 erkekten üçüyle birlikte olduğunu ve bunu saklamadığını söyledi. Bu kişilerin HIV virüsü taşıdığını bildiklerini ileri süren P.Ş., "Bunu da saklamadım. Fuhuş iddiaları yalan. Günlüğümde arkadaşlarımın isimleri var. Bazılarıyla birlikte de oldum. Ama bu fuhuş değil. Kızımın başı üzerine yemin ederim" dedi. Bulunan günlük nedeniyle polis, ’fuhuş’ soruşturması başlatırken, P.Ş.’nin HIV virüsü taşıdığını bilmesine rağmen cinsel ilişkiye girip girmediğini de araştıracak.
Gözyaşları içinde anlattı
Fuhuş yaptığı iddiasıyla ve kendisi gibi HIV taşıyıcısı olan kızı S.Ş. elinden alınan anne P.Ş, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne gidip yetkililerle görüştü. P.Ş. başından geçenleri arkadaşımız Nesrin Coşkun’a (solda) gözyaşları içinde anlattı.