Güncelleme Tarihi:
SİVEREK’e 37 kilometre uzaklıktaki Böğürtlen köyünün aynı adı taşıyan okulunda öğretmenler odasındayız. 16 öğretmenli ortaokulun üç öğretmeni yeni atanmış. Üçü de kadın. Kayserili İngilizce öğretmeni Süheyla Uzunluoğlu ve Elazığlı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Pınar Oğuz’un da okulda ilk günü. Haritada yeri olmayan köyü, tercihlerine ismi güzel diye yazmışlar. İlk gün tanışma faslıyla geçiyor. Aileleri genelde mevsimlik işçi olan öğrencilerden okula gelenler mevcudun ancak onda biri. Ordu ve Kocaeli’nde çalışan ailelerin birçoğu henüz köye dönüş yapmamış. Öğleden sonra başlaması gereken ilkokulun ise sınıf öğretmenleri henüz gelmediği için eğitimin bir ay sonra başlaması bekleniyor. Betül Aydın ilk gün heyecanını bizimle boş bir sınıfta paylaşırken, duygularını ve planlarını şöyle anlatıyor:
TÜRKÇE BİLMEYEN YOK ŞÜKÜR
“8 sene önce ilk ataması Siverek’in Demirci köyüne yapılan ağabeyimin hayaliydi öğretmenlik ama böyle bir hayal değildi onunki. KPSS’den 92 puan almıştı, çok iyi bir yere atanmasını beklerken tercih dışı Demirci köyü çıktı karşısına. Bilmediğimiz bir yer, ilk iki sene sadece Türkçe öğretmiş çocuklara. Çok yıprandı; anlaşamıyorsunuz çünkü. Bugün o günden farklı. Gelirken en korktuğum çocukların Türkçe bilmemesiydi. ‘5-6. sınıfta bile Türkçe bilmeyen oluyor’ dediler. Bugün bir grup öğrenciyle görüşmemiz oldu. Türkçe bilmeyen yok şükür; beni anlayacaklar ve bana dertlerini anlatabilecekler. Siverek’ten 11 tercih yaptım. Ağabeyimin köyü ilkokul ve taşımalı. Ben branş öğretmeni olduğum için orayı seçemedim. Oraya en yakın burası olduğu için burayı seçtik. Ağabeyimle birlikte karar verdik ve gözümüz kapalı yazdık. İnsan üzülür yani Urfa Siverek sonuçta çok uzak; Denizli’ye 18 saat yol. Üniversiteyi de Aydın’da okuduğum için sıkıldığımda çıkıp çıkıp eve gidiyordum. Buna rağmen Siverek çıkınca hepimiz sevindik açıkçası. Annem ağladı; sevinçten ağladığını düşünüyorum artık! Buraya annemle geldim, o giderken biraz zor olacak. Siverek’e ağabeyim öğretmenlik yaparken bir kez gelmiştim. Annem köye gitmiş; üç gün kalabilmişti. Telefonda konuşuyorlardı ama görmeyince abartıyordur diyorsunuz.
FİLMİ İZLERKEN İNANAMAMIŞTIM
‘İki dil bir bavul’u izlediğimde lise 1’deydim. Ben de inanamamıştım yaşadıklarına. Çünkü biz şehirde apartmanda büyüdük, tek katlı ev görmeye bile alışık değiliz. Su elimizin altında. Ağabeyimin filmde kuyudan su taşıması bile garip gelmişti. Su yok, elektrik yok. İhtiyacınızı karşılayabilecek bir market yok, ekmek bile alamıyorsun. Köylüler getiriyormuş ağabeyime. Yediğimiz cips bile lüksmüş, biz cennette yaşıyormuşuz diyorsunuz.
Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği’ni okul ikincisi olarak bitirdim. Tek isteğim ilk senede atanmaktı. Şükür oldu. 7’nci sınıftan beri sporla uğraşıyorum. Denizli’de iki sene futbol oynadım. Sonra badmintona başladım. Üst üste 4 sene il birincisi oldum, beden eğitimi öğretmenleri idolümdü. Ağabeyimin de teşvikiyle üniversitede tek tercihimdi. Futbola devam etmedim ama üniversitenin badminton takımında da oynadım. Okulumuzu birinci lige çıkardık.
ÖNCE SPOR SEVGİSİ SONRA BADMİNTON
Burada hemen çok iyi bir sporcu çıkartayım diyemem. İlk önce sporu sevdirmek istiyorum. Her sporu tanısınlar, badmintonun böyle bir topu varmış, kapalı alanda oynanırmış gibi belli başlı şeyleri bilsinler, dışarıda gördükleri zaman yadırgamasınlar. Az çok spor bilgileri olsun istiyorum. Oyunlar şeklinde ders yapmak istiyorum ki zevk alsınlar. ‘Of gene mi beden eğitimi’ demesinler.
Sabah gelince ilk baktığım, spor dolabıydı. Açtığımda fileden başka bir şey görmedim. En azından renkli diskler, bir basket, bir futbol topu falan olur. Top dayanmıyormuş çocuklara, öyle dediler. Bir sponsor bulursam belli başlı spor malzemelerini karşılayabiliriz belki. Voleybol, basketbol, futbol topunun bir okulda kesin olması lazım. Bir yeşil saha var, onun içinde de pota kırık.
SİVEREK’TE KİRALAR ÇOK PAHALI
Siverek’te ev tuttuk merkezde, doğalgazlı. Ağabeyim sobalı evde oturuyordu. Annem sobalı olmasın dedi. Kiralar çok pahalı, 600 liraya tuttuk, o da en ucuzu. Başka bir köyde görev yapan İzmirli bir meslektaşımla birlikte kalıyoruz. Okulu da tahmin ettiğimden iyi buldum. Daha görmediğimiz ne okullar var kimbilir?
Çocuklar ağzınızdan çıkacak tek cümleye hayran hayran bakıyorlar. Dersler sabah 6.50’de başlıyor. Bu sabah saat 5’te kalktığımda çok heyecanlıydım. Artık öğrenci değilsin, senden bir şeyler bekleyenler var, sorumluluğun var. Onların gözünde ideal bir öğretmen olabilecek miyim, en önemlisi bu bence.
BU ÇOCUKLARIN DAHA ÇOK İHTİYACI VAR
En büyük sorun anadilde eğitim gibi geliyor bana. Baksanız Türkçe’yi yabancı dil olarak kabul ediyorlar. Bir şey diyemezsin. Biz de olabilirdik. Ters bakış açısıyla gelmedim buraya, önyargım yok. Çünkü Türkiye sınırları içinde yaşadığımız için hepimiz biriz. Bu çocukların da eğitim hakkı var. Ben buraya gelmek zorundayım. Gelmeyen, mesleğe başlamak istemeyen birçok meslektaşım var ama emin olun buradakilerin bazı şeylere daha çok ihtiyacı var.”
O ŞİMDİ TAVAS'TA ÖĞRETMEN
Gösterime girdiği 2009’da Altın Koza ve Altın Portakal’da En İyi Film ve yurtdışında bir festivalde En İyi Ortadoğu Belgeseli ödülleri alan ‘İki dil bir bavul’ filminin kahramanı ve başrol oyuncusu, sınıf öğretmeni Emre Aydın, kızkardeşi Betül Aydın’ın rol modeli. Üç yıl Demirci köyü, üç yıl da SİVEREK’te görev yapan Aydın, Denizli Tavas’ta mesleğine devam ediyor.