Esra Damla İPEKÇİ
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2007 00:00
Yıl 1956. Meteor yağmurları dünyayı mahvediyor, sonra bir göktaşı düşüyor ve kıyamet zamanı başlıyor. İstanbul’da hayatta kalanlar Eminönü bölgesinde toplanarak yaşamaya çalışıyor. Ama asıl inanılmaz olay takip eden yıllarda meydana geliyor. 200 yıldır yeraltında bekleyen birtakım yaratıklar, göktaşının açtığı delik sayesinde yeryüzüne çıkacak bir yol buluyor.
İşte Türkiye’nin ilk MMOG’si (Massively Multiplayer Online Game) yani devasa çok oyunculu online oyunu İstanbul Kıyamet Vakti böyle bir macerayla başlıyor. Geçen yıl ağustosta başlayan bu oyunu şimdiye kadar 350 bin kişi indirdi, oyunu oynayanların sayısı 100 bini buldu.
Türk oyun sektöründe 1-2 amatör örnek dışında gerçek anlamda bir MMOG yoktu. Yerli MMOG meraklıları World of Warcraft, Knight Online, Everquest, Ultima Online gibi yabancı oyunları oynuyor. İstanbul Kıyamet Vakti bu boşluğu doldurmak için tasarlandı. Yapımcı Sobee firmasının yöneticisi Mevlüt Dinç, bu süreci şöyle anlatıyor: "2002’de İngiltere’den yeni dönmüştüm. O sıralar Güzel İstanbul diye bir proje vardı gündemimde. Bu projeye destek bulmakta zorlanınca 2004 başında Sobee’de bir devasa çevrimiçi oyun yapmayı tartıştık. Bu oyunun güzel İstanbul’da geçmesinin çok doğru olacağını düşündüm. Böylece İstanbul Kıyamet Vakti’nin tohumları atıldı. Tüm kodlamaları, grafikleri, senaryosu 6-7 kişilik bir grupla 2-3 yıl uğraşarak devasa bir oyun yaptık. Eminönü’nü canlandırmak için yüzlerce fotoğraf, onlarca video çektik, haritalardan yararlandık."
İstanbul Kıyamet Vakti’ni yabancı oyunlardan ayıran özellikleri oyun dilinin Türkçe olması ve Türkiye’de geliştirilmesi. Oyunun geliştirilmesinde Mynet maddi destek sağladı. Oyunu oynamak için de Mynet’e üye olmak gerekiyor. Oyun şimdilik 29 seviye limitine kadar oynanabiliyor. Yalnızca oyun yöneticileri yani moderatörler sonraki seviyeleri tasarlayabilmek için 29 ve sonrasına geçebiliyorlar. Oyuncular ilerledikçe yeni seviyeler eklenecek.
İNSAN-FARE İTTİFAKI
İyi tasarlanmış grafikleri sayesinde oyunun geçtiği yerler İstanbul semtlerinden esinlenilerek yaratılmış. Göktaşı düştükten sonra korkunç yaratıklar bu semtlerde gezmeye başlıyor. Buna karşılık insanlar en iyi yaptıkları şeyi yapıyor: Örgütlenmek.
Eminönü’nde toplananlar sadece İstanbul’un birkaç semtiyle daha iletişim kurabiliyor. Göktaşının düştüğü meteor bölgesi insanlarla yaratıklar arasında bir sınır görevi görüyor. Bu korunaklı bölgeden çıkmak isteyenler kendilerini büyük bir maceraya atıyor.
Bu yaratıklara kas gücüyle ya da silahlarla karşı koyamayacaklarını anladıklarında ise büyüye başvurmaya karar veriyorlar. Kuklacı lakaplı bir büyücü, dönemin zenginlerinden, Beyaz Köşk’te yaşayan Mansur Bey ile işbirliğine girerek seçilmiş bazı insanların büyü konusunda ustalaşmasına yardım ediyor. Ama mücadelenin sadece büyücülerle halledilemeyeceği anlaşılınca insan ve güçlü fare ırkı birleştirilerek ortaya yeni bir tür olan fareadamları çıkarıyorlar.
Hikayede yıllar geçtikçe, insanlar Beyaz Köşk ve onun hiyerarşisine isyan ediyor. Oyunda, Kuklacı ile Mansur Bey, diktatör olmaktan çok, insanlara yardım etmeye çalışan iyi niyetli iki önder gibi çizilmiş. Mansur Bey öldükten sonra Kuklacı, nankör insanları tek başlarına bırakıp şehri terk ediyor. Yalnız kalan insanlar bir sürü klan ve örgüt kuruyor, yaratıklar ve fareadamlar yetmiyormuş gibi bir de birbirleriyle çatışmaya başlıyor.
İSTEDİĞİN KARAKTERİ SEÇ
İşte hikayenin bu noktasında, klasik RPG’lerde de (role playing game) rastlanabilecek birçok unsuru barındıran oyunumuz başlıyor. Oyundaki karakterler üçe ayrılıyor: Savaşçılar, şifacılar ve kahinler. Seçtiğiniz karakteri, kıyafeti, savaş aletlerini ve fiziksel özelliklerini de belirleyip oyuna başlıyorsunuz. Oyunun amacı basit: Hayatta kalmak. Yaratıkları öldürdükçe bu ihtimal artıyor. İsterseniz yaratıkların yanında yer alan insanlara ya da birbirleriyle savaşmayı seçen klanlara da katılabilirsiniz.
Önce küçük fareleri öldürmekle başladığınız oyunda ilerledikçe fareadamlar, goblinler ve kurtadamlar gibi fantastik yaratıklarla karşılaşıyorsunuz. Oyunda diğer oyunculardan yardım alabiliyor ve ufak bir mesajlaşma penceresi sayesinde iletişim kurabiliyorsunuz.
TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ OYUN YAZILIMCILARINDAN BİRİ
Türkiye’nin önemli oyun yazılımcılarından Mevlüt Dinç (50) Sobee yazılım şirketinin kurucusu ve başkanı. Kabus 22’nin, ayrıca Last Ninja 2, The First Samurai, The Second Samurai, Enduro Racer gibi oyunların yapımcısı Mevlüt Dinç’in son çalışması İstanbul Kıyamet Vakti.
MMOG OYNAYANLARIN YÜZDE 82’Sİ ERKEK
Birden fazla oyuncunun aynı anda oynayabildiği oyunlar multiplayer (çok oyunculu) olarak tanımlanıyor. Bu grup da içinde iki ana kategoriye ayrılıyor: 20-30 kişinin birlikte oynayabildiği standart çok oyunculu oyunlar ve İstanbul Kıyamet Vakti gibi binlerce kişinin birlikte oynayabildiği devasa çok oyunculu oyunlar (Massively Multiplayer Online Game-MMOG).
Bu oyunları oynayanların ortalama yaşı 26 ve yüzde 82’si erkek. MMOG’lerin bir farkı da oyunun geçtiği dünyanın sürekliliği. Birkaç kişinin birlikte oynadığı bir savaş oyunu bitip tüm oyuncular ayrıldığında, oyun evreni yok olur. Oysa, MMOG’lerde oyuna tekrar girildiğinde, aradan geçen zamanda oyun evreni gelişip değişmiş olabilir ama oyuncunun karakteri bırakıldığı noktadan devam eder.