Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin ilk kadın vaizi Prof. Dr. Beyza Bilgin, kadınların cenaze, bayram ve cuma namazı kılmalarıyla başlayan tartışmaları henüz, ‘Kuran Müslümanlığı’na yeterince erişilememesine bağladı. Tamamlanması gereken eksiklikler, düzeltilmesi gereken yanlışlar olduğuna ve yanlışların çoğunun kadınlarla ilgili olduğuna dikkat çeken Bilgin, ‘‘Ahlak kitapları, Kuran-ı Kerim'in kadınlara tanıdığı hakları vermeyi engellemek için uydurulmuş hadislerle doludur’’ dedi. Kuran'ın insanlarımıza anlamı ile değil, harfleri ile ezberletilerek okutulduğunu ifade eden Bilgin, Kuran'ın içeriğinin başka kitaplar yoluyla, insanların ona getirdiği yorumlar çerçevesinde öğrenildiğini vurguladı. Toplumun yarısını oluşturan kadınlara verilecek hakların, erkeklerin çıkarlarını tehdit edeceğinin düşünüldüğüne dikkat çeken Bilgin, ‘‘Bu bakımdan Kuran'da kadın hakları ile ilgili ayetleri ve bunların İslam hukukuna tesirini incelerken, hukukçuların erkek oluşunu ve hakları kısıtlanan insanlar olarak ruh hallerini hep gözönüne almak gerekir’’ dedi. Bilgin koşulların değiştiğini, kanaat ve tutumların da değişmesi gerektiğini belirtirken; bunun ancak Kuran'la mümkün olacağını söyledi. Bilgin, Prof. Dr. Hüseyin Atay, Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Prof. Dr. Rami Ayas, Dr. Arif Güneş ve Dr. Hasan Elik ile birlikte yazdıkları ‘İslam Gerçeği’ kitabında da bu görüşleri savunurken, aslında Kuran'da yasak olmadığı halde kadınlara yasakmış gibi sunulan yanlışları da şöyle özetledi:
SEYAHAT
Kuran-ı Kerim, kadınların yalnız seyahat etmelerini yasaklamıyor. Ancak uygulamada, örneğin hacca kadınlar yanlarında bir erkek olmadan gidemiyorlar.
ŞAHİTLİK
İslam hukukunda bir erkeğin şahitliğine iki kadının şahitliği denk tutulmuş. Bu durum Kuran ayetlerinden kaynaklanan kesin bir durum olarak yerleşmiş. Oysa şahitlikle ilgili ayette kadın-erkek ayrımı yapılmamıştır.
ÖRTÜNME
Ayetin ifadesinden göğsün örtülmesinin gerekli olduğu çıkıyor. İçimiz temiz olmadıktan sonra, salt dış örtünme anlamsızdır.
MİRAS
Kuran'da mirastan kadına erkeğin yarısı kadar hisse verilmesi tavsiye edilmiştir. Bununla birlikte kadının mali haklarını, mal ayrılığını kabul etmek ve aile içi harcamaları tamamen erkeğe yüklemek gibi tedbirlerle de takviye etmiştir. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, cinsler arasında mali dengenin adalet ilkesine uygun kurulup kurulmadığıdır.