Kitap

Güncelleme Tarihi:

Kitap
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2014 00:58

Haberin Devamı

Merhaba Asker
Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle
Metis Yayınları
Öykü

Kadınlar Arasında
Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle
Metis Yayınları
Öykü

Eskinin atlet komple’ tanımlaması Murathan Mungan için kolaylıkla ‘yazar komple’ şeklinde söylenebilir. Şair, romancı, tiyatro yazarı, radyo oyunları yazarı, denemeci, öykücü, eleştirmen, söz yazarı ve editör olarak iyi kitaplarını okuyoruz. Son yıllarda buna
‘edebî küratörlük’ de eklenmiş durumda. Daha önce ‘Murathan Mungan’ın Seçtikleri’ üst başlığıyla yayımlanan hikâye seçkilerine farklı bir boyut kazandırmıştı ‘Bir Dersim Hikâyesi 1938’ adlı öykü derlemesinde. Çünkü önceki kitaplarda, yayımlanmış ve bir temaya uygun olarak derlenmiş öyküler yer alırken bu kez yazarlardan bu kitap için ‘özel’ yeni öyküler yazmasını istemişti Murathan Mungan. Ve her yazar kendi Dersim hikâyesini paylaşmıştı okurlarla... Mungan, benzer bir küratörlüğü eşzamanlı yayımlanan iki ayrı kitapta tekrar ediyor. ‘Merhaba Asker’ ve ‘Kadınlar Arasında’ iki ‘önemli’ tema üzerine yazılmış yeni öyküleri bir araya getiriyor. Yalçın Tosun’dan Seray Şahiner’e, Aslı Tohumcu’dan Hakan Günday’a, Hakkı İnanç’tan Neslihan Önderoğlu’na, Behçet Çelik’ten Mine Söğüt, Fatih Özgüven, Barış Bıçakçı, Sine Ergün, Ayşegül Çelik’e kadar çağdaş Türk öykücülüğünün özgün ve iyi birçok ismini bu derlemelerde bir araya getiriyor.
‘Merhaba Asker’, ‘şüpheli asker ölümleri’ne odaklanıyor. 2012’de yapılan ‘resmi açıklama’ya göre her yıl 100 asker intiharı yaşanıyor. Yani 3,5 günde bir intihar! Bu tuhaf ölümlere bakan öyküler. ‘Kadınlar Arasında’ ise her aşk hikâyesinin arkasında yatan ‘diğer
hikâye’yi anlatıyor. Türk edebiyatında ‘öteki ötekisi’ biçiminde anlatılan kadınlar arasındaki aşka dair öyküler. Çağdaş öykümüzün iyi yazarları bir arada.

Haberin Devamı

İstanbul Darülfünunu’nda Alman Müderrisler
1915-1918/Emre Dölen/İstanbul Bilgi Üniversitesi
Yayınları/Tarih - Araştırma

Türkiye üniversiteleri ve Alman bilim adamları denince, yaygın olarak II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’ye gelen bilim adamlarından söz edilir. ‘Kuruluş’ yılları için çok önemli bu hamle birtakım eksiklikleri de barındırmaktadır. Ama daha üniversiteler ‘üniversite’ olmadan evvel, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında da Alman bilim adamları İstanbul Darülfünunu’nda yeni bir sistemi hayata geçirmek üzere İstanbul’a gelmişlerdi. Türk eğitim sistemini Fransız etkisinden kurtarıp Alman eğitim sistemini yerleştirmekle görevli isim, Maarif Nezâreti Müşaviri Prof.Dr. Franz Schmidt olarak belirlenir. Schmidt, başta darülfünun olmak üzere diğer yüksekokulları da inceleyip sunduğu rapor sonrası projeyi hayata geçirir. Böylelikle daha önce Avrupa’da (en çok Fransa) eğitim görmüş Türk aydınlarının -ek iş gibi- ders verdiği okullarda Alman bilim adamları görev almıştır. Bilim tarihçisi Emre Dölen, Türk eğitim sistemi ve bilim tarihi açısından önemli bu dönemi masaya yatırıp, projenin ne olduğunu, nasıl hayata geçtiğini, doğru ve hatalı yanlarını eksiksiz aktarıyor.

Haberin Devamı

Yunus Ne Hoş Demişsin/Beşir Ayvazoğlu
Kapı Yayınları/Edebiyat - İnceleme

“Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın namaz değil / Yetmiş iki millet dahi / Elin yüzün yumaz değil.” Hepimizin ezbere bildiği bu dizeler Yunus Emre hümanizminin, çağlar ötesi olduğunun ve ondan her zaman ders alabileceğimizin bir ispatı. Daha önce Peyami Safa, Yahya Kemal, Ahmet Haşim gibi adların hayatını, eserlerini inceleyen, romanını yazan Beşir Ayvazoğlu bu kez ‘Türkçenin süt dişleri’ Yunus Emre’ye odaklanıyor. Ayvazoğlu, ozana Cumhuriyet rejiminin, kültür politikalarının, aydınlarının hangi zamanlarda nasıl bir bakış açısıyla yaklaştığını irdeliyor. Fuat Köprülü’den başlattığı çizgide Abdülbâki Gölpınarlı’dan Hasan âli Yücel’e, şairlerin Yunus’u nasıl değerlendirdiğinden Yunus’a yönelik romantik bakışlara, sinema ve tiyatrodan plastik sanatlara kadar Yunus’un yansıdığı
her alanı ve ona yönelik ‘yorumları’ değerlendiriyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!