Güncelleme Tarihi:
Henry Kissinger, Washington Post gazetesinde yayınlanan makalesinde, ABD’nin hangi koşullarından Irak’tan çıkabileceği konusunu işledi. Halen ABD’nin Irak’tan geri çekilmesi sorununun tartışıldığını ancak tartışmaların çekilmenin sonuçlarına odaklanması gerektiğini savunan Kissinger, bu çerçevede Irak’taki seçimlerin ardından Türkiye dahil olmak üzere siyasi bir temas grubunun kurulmasını önerdi.
ABD’nin Irak’tan geride sadece başarısızlık ve kaosu bırakarak ayrılması halinde bunun sonuçlarının bölge ve ABD’nin dünyadaki konumu açısından "felaket" olacağını savunan Kissinger, şunları yazdı:
"Çünkü radikal İslam olgusu, Bali’den Jakarta, Yeni Delhi, Tunus, Riyad, İstanbul, Kasablanka, Madrid ve Londra’ya uzanan terörist eylemlerinin toplamından fazladır. İslam’ın radikal kanatlarının, Müslümanların yaşadıkları bölgelerden laiklik, çoğulcu değerler ve Batılı kurumları süpürmeyi amaçladıkları bir akıntıdır."
Yenilginin ABD’nin dünyadaki kredibilitesine darbe vuracağını belirten Kissinger, Irak’taki çeşitli fraksyonlar arasındaki anlaşmazlıkların süreceği uyarısında bulundu. Kissinger, "Bu açıdan Amerikalılar, askeri varlığının boyutu ve konumu değişse bile ülkelerinin siyasi olarak hiç bir zaman tamamen çekilmeyeceği gerçeğini kabul etmeli" diye yazdı.
Irak’ın güvenliği ve istikrarı açısından ülkelerinin Irak politikasının sonraki aşamasına katılmasının önemine vurgu yapan Kissinger, şunları kaydetti:
"Irak’ın stratejik geleceğini tamımlamak ve aynı zamanda bölgedeki siyasi danışma tabanını genişletme zamanı geldi. Kilit Avrupa mütefikleri, Hindistan (Müslüman nüfusu nedeniyle), Pakistan, Türkiye ve Irak’ın bazı komşularının Irak’taki seçimlerden sonra toplantıya çağrılmalı. Bağdat’taki ABD büyükeçisi ile İranlı yetkililer arasındaki siyasi görüşmelere onay verilmiş durumda."
Zamanla söz konusu temas grubunun, İslami radikalizm dahil olmak üzere, Ortadoğu’daki istikrarı ilgilendiren diğer konuları ele alınması için bir forum haline gelebileceğini de belirten Kissinger, "Bir siyasi çerçeve olmadan askeri başarı daha fazla sürdürülemez" görüşünü savundu.