A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2008 17:45
Uşak'ın Eşme ilçesinde altın üretimi 3 ay önce yargı kararıyla durdurulan Kışladağ Altın Madeninin çalışanları ile altın madenin açılmasını isteyen köylüler, Uşak Tiritoğlu Parkı'nda eylem yaptı.
Aileleriyle parka gelen eylemciler, pankart ve döviz taşıdılar; slogan atarak madenin açılmasını istediler.
Türkiye Maden İşçileri Sendikası TÜPRAG Maden İşçi Temsilcisi Polat Cin, kararlarına saygılı olduklarını ancak, “altının çıkarılmasını istemeyen bazı çevrelerin”, çevrecilik adı altında madenin çalışmasını engellediğini iddia etti.
17 Ağustos 2007 tarihinde mahkemenin yürütmeyi durdurma kararıyla faaliyetleri durdurulan Kışladağ Altın Madeninde bu güne kadar hiçbir çevre sorunu yaşanmadığını, madenin çağdaş bir tesis olduğunu öne süren Cin, şunları söyledi:
“Bugün sesimizi duyurmak ve haklılığımızı tüm Türkiye'ye anlatmak için geldik. Maden yörede istihdama büyük katkı sağlamaktadır. Hepimiz bu madenden ekmek yiyoruz. Madenin kapalı kaldığı sürede hiçbir işçi işten çıkarılmadı. Ancak biliyoruz ki maden zor durumda. İşimize sahip çıkıyoruz; kimse bizim ekmeğimizle oynamasın. Bizi yoksulluğa açlığa mahkum etmeye kimsenin hakkı yok. Maden milli değerlerimizden olan altın rezervlerinin gün yüzüne çıkaran ve ekonomiye ciddi katkılar sağlayan bir işletme. Yargı kararlarına sonuna kadar saygılıyız. Ancak madenin çalışmasını istemeyen dış güçler, çevrecileri kullanarak madenin çalışmasını durduruyor.
Çevreyi kirletmeyen bir tesisin kapatılmasına anlam veremiyoruz Kışladağ Altın Madeninde insan sağlığını, çevreyi korumak, iş güvenliği konusunda titiz davranmak temel ilkelerdir.”
Cin, Kışladağ Altın Madeninin, “Türkiye'de kullanılan toplam siyanürün yüzde 1'inden daha azını kullandığını” ifade ederek, 'Sanayileşmiş ve gelişmiş ülkelerin geçmişine ve bugününe baktığımızda, madenciliğin en temel sektör olduğunu görmekteyiz. Madencilik, modern ve çağdaş yaşamın oluşmasını ve devam etmesini sağlar” dedi.
“KOLİ BASİLİNİ SİYANÜR YAPTILAR”
Bölgede meydana gelen her türlü hastalığın siyanüre bağlanmasının, bilime karşı gelmek olduğunu öne süren Cin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hurafe ve iftiralarla madeni lekelemeye çalışıyorlar. Koli basili zehirlenmesini, siyanür zehirlenmesi diye kamuoyuna yansıtmak istiyorlar. İddia ediyoruz; madende bugüne kadar bir risk oluşmadı ve oluşmayacak. Gelecekte, çocuklarımızın birer maden mühendisi, jeoloji mühendisi, kimya mühendisi, makine mühendisi ve çevre mühendisi olmalarını istiyoruz. Onların, bu ülkenin daha çağdaş ve gelişmiş bir ülke olması için, laf değil, iş üreten, aydınlık kafalı, bilimsel ve evrensel düşünen bireyler olmasını istiyoruz. İşte bu nedenlerle ekmeğimizle oynanmasına müsaade etmeyeceğiz. On senedir emek verdiğimiz Kışladağ Altın Madenine sonuna kadar sahip çıkacağız.”
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Hisarcık Şube Başkanı Ahmet Çimen de Türkiye'de bazı çevrelerin, ülkeyi yer altı servetlerine sadece bekçilik yapan bir konumuna sokmak istediklerini savundu. Yer altı kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasının engellendiğini öne süren Çimen, şunları söyledi:
“Yani ülkenin altında servet yatacak onu çıkarmayacaksın. Bunu yaparken insanlara iş ekmek sağlamayacaksın. Adeta diyorlar ki 'oradaki işçiler işsiz kalsın, aç kalsın.' Buna izin vermeyeceğiz. Yüzlerce insana iş sağlayan Kışladağ Altın Madeninin açılması için elimizden geleni yapacağız. Gelişmiş ülke olmak istiyorsak, bu yer altı kaynaklarımızı kullanmalıyız.”
Konuşmaların ardından gruptakiler dağıldı.