Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2002 01:56
Radyasyonlu ‘‘hurda’’ yüzünden yıllardır kanser tehdidiyle yaşayan Ilgaz Ailesi'nin 4 ferdinde kısırlık tespit edildi. Doktor raporuyla ‘‘menilerinde normal yoldan gebelik oluşturabilecek kadar sperm bulunmadığı’’ saptanan mağdurlardan ikisi daha önceden baba.
Onları hatırlıyor musunuz? Hani 1999 Ocak ayında bir yandan nişan hazırlıklarını sürdürürken, bir yandan da işlerini yapıp para kazanmaya çalışan, çoluk çocuk 20'den fazla ferdi radyasyona maruz kalan hurdacı Ilgaz Ailesi. 10 milyona aldıkları ve evlerinin önünde parçalamaya çalıştıkları iki konteynerin içinde, Kobalt 60 adlı maddenin olduğundan habersizdiler. İhmal ve denetim eksikliğinden meydana gelen bu olay, onların hayatını değiştirdi. Aylarca tedavi gördüler, kimileri ölümden döndü.
BİLİMSEL KAZA!
Hikáye şöyle gelişmişti: Çulhalar Limited Şirketi, 1992'de ABD'den, tıpta, özellikle onkolojik hastalıklarda kullanılan radyasyon ölçüm cihazları ve bu cihazlar için gerekli Kobalt 60 kaynağı ithal etti. Aktiviteleri biten kaynakların hem ithal eden firma hem de Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından takip edilip denetlenmesi, yani çok sıkı korunması ve çok özel şartlarda saklanması gerekiyordu. Ancak kullanıldıkları hastanelerde aktiviteleri biten kaynaklar, İkitelli Marmara Sanayi Sitesi'nde metruk bir dükkána kondu ve ‘‘unutuldu’’. Üzerlerinde radyasyon saçtıklarına dair herkesin anlayacağı bir ibare olmadan. Cinayeti andıran bu ihmale, ‘‘bilimsel kaza’’ denecekti.
HAYATLARI DEĞİŞTİ
Ölüm saçan konteynerler, her şeyden habersiz hurdacı Ilgaz Ailesi'ne satıldı bir gün. Konteynerleri evlerinin önünde, hem de nişan hazırlıkları nedeniyle kalabalık olduğu bir gün parçalamaya çalışan ailenin kaderi bir anda değişti. 6 aylık bebekten 45 yaşındaki akrabasına kadar 20'den fazla aile ferdi radyasyona maruz kaldı: İlyas, Naki, Murat, Hüseyin, Kenan, Abdullah, Zafer, Gülşah Ilgaz, Aziz Yıldırım, Hasan, Ali, Zeynep, Şenol Şahan, Ercan Doğan, Hüseyin Gözütok, Recep Yılmaz, Nazife, Hülya Şahin ve Datlı Güngördü hastaneye kaldırıldı. Kiminin durumu ağırlaştı, iki ay kadar hastanede tedavi gördü.
KISIRLIK SAPTANDI
Avukatları Ergin Cinmen aracılığıyla İstanbul Cerrahi Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Deniz Ersev'in tetkikinden geçen İlyas, Kenan, Naki ve Murat Ilgaz'ın menilerinde normal yoldan gebelik oluşturabilecek kadar sperm bulunmadığı saptandı. Doç. Ersev mağdurlarla ilgili raporlarında, ‘‘Bu duruma neden olan problemin aydınlatılması için spermogram tekrarı, hormon analizleri ve testis biyopsisinin yapılarak kısırlık olup olmadığı anlaşılabilir’’ dedi. Önceki gün yapılan duruşmada avukat Cinmen bu raporları mahkemeye sundu. Mahkeme de kısırlığın radyasyon etkisinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının anlaşılması için mağdurların Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesine karar verdi.
ADLİ TIP: OLUR
Bu gelişme üzerine görüşlerine başvurduğumuz Adli Tıp Enstitüsü Toksikoloji Bilim Dalı Uzmanı Prof. Salih Cengiz, ‘‘Elbette nedenlerden bir tanesi radyasyon olabilir’’ dedi. Ceylan şöyle devam etti: ‘‘Ancak bu olayın birçok nedeni vardır. Kişinin ailesinin geçmişi incelenir, daha önce enfeksiyon geçirip geçirmediğine bakılır, radyasyona maruz kalmadan önceki fonksiyonları bugünkülerle karşılaştırılır. Bütün bunlar alt alta getirilerek bir sonuca varılabilir. Tabii daha önce çocuk sahibi oldularsa, şüphe artar ama incelemek lazım.’’
Evet, hastane-mahkeme maratonlarına şimdi de Adli Tıp bölümü eklenen Ilgaz Ailesi, adaletin nasıl tecelli edeceğini merak ediyor. İçlerinde taşıdıkları Kobalt 60'ın başlarına daha neler açacağını da...
5 trilyonluk dava
Ilgaz Ailesi'nin Çulhalar adlı şirket ve TAEK aleyhine Küçükçekmece Asliye Hukuk ve İdare Mahkemesi'ne açtığı yaklaşık 5 trilyonluk tazminat davası yıllardır sessiz sedasız sürüyor. Bir de ceza davası görülüyor, ancak bu davada verilebilecek en yüksek ceza 20 ay. Çünkü radyasyon suçlarıyla ilgili özel bir yasa maddesi yok Türkiye'de. Bu arada bir de ‘‘kayıp’’ Kobalt 60 var; nereye gittiği, ne yapıldığı belli değil. Savcı iddianameyi hazırlarken bu kayıp kaynağa dikkat çekmiş ve tüm toplumun radyasyon tehdidi altında olduğunu söylemişti.
Kanser tehlikesi sürüyor
Bilirkişi raporlarına göre radyasyona maruz kalanlar hayati tehlike taşıyor, kanser olma riskleri diğer insanlara göre çok yüksek. Dahası, doğacak çocuklarının da sakat, hasta olma ihtimali fazla. Uzmanlar, Kobalt 60'ın çevreye yaydığı radyoaktivitenin en zararlı kısmının etkisinin 5 yıl 4 ay sürdüğünü söylüyor. Nükleer santrallarda meydana gelen en ufak bir kazadan dolayı yayılan radyoaktivite, olaydan 15-20 yıl sonra kansere yakalananların sayısını kat kat artırıyor.
İlyas'ın 3 Naki'nin 1 çocuğu var
Çocuğunun olmadığını ilk İlyas Ilgaz fark etmiş. Oysa kendisinin 14, 18 ve 20 yaşlarında üç çocuğu var. Kardeşi Naki'ninse bir çocuğu. Olay sırasında 6 aylıkmış. (yanda) Olaydan sonra Naki de çocuk yapamamaktan şikáyet eder duruma gelmiş. Yeğenleri Murat ve Kenan ise olaydan sonra evlenmişler ve çocuk sahibi olamamışlar. Rutin hastane kontrolleri sırasında bu şüphesini dile getirdiğini, ama doktorların ilgilenmediğini belirten İlyas Ilgaz, ‘‘Bugüne kadar ailemizde çocuğu olmamış kimse duymadım. Savaştan dönmeyenlerimiz var, ama başına böyle bir şey gelmiş olan yok’’ diyor.