Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2003 00:00
Üçüncü Selim, 1789'da Osmanlı tahtına geçtiği sırada devlet perişan bir haldeydi. Halk, yenilgilerle sonuçlanan savaşlar ve krizler yüzünden canından bezmişti, yeni padişaha büyük umutlar bağlanmıştı ve genç padişahtan bir erkek evlát bekleniyordu. Ama Üçüncü Selim kısırdı ve halkın beklentisini boşa çıkarmamak için günün birinde Ahmed adını verdiği bir şehzadesinin dünyaya geldiğini duyurdu. Halk son derece sevinçliydi fakat yalanının ortaya çıkmasından çekinen padişah, birkaç gün sonra Şehzade Ahmed'in öldüğünü ilán etti.OSMANLI padişahlarından İkinci Osman, İkinci Süleyman ve Birinci Mahmud, çocuk sahibi olamamışlardı. Üçüncü Selim de çocuksuzdu ama onun durumu diğer padişahlardan tamamen farklıydı.Üçüncü Selim, büyük ümitler bağlanmış bir padişahtı. 1789'da tahta geçtiği sırada devlet büyük bir kargaşa içerisindeydi ve başta İstanbul halkı olmak üzere, hemen herkes, yeni padişahın bu kargaşaya son vereceği ümidini taşıyor ve padişahtan bir de erkek çocuk bekliyorlardı.Ama, padişah maalesef kısırdı ve günün birinde halkı umutlandırmak için sadrazamı Koca Yusuf Paşa'nın da teşviki ile bir hatt-ı hümayun, yani kendi el yazısı ile bir belge yazarak erkek evlát sahibi olduğunu ilán etti. Padişah, şehzadenin doğumunun kutlanmasını istiyordu.Üçüncü Selim'in şehzadeliği, tarihteki diğer şehzadelere kıyasla çok rahat ve farklı geçmişti. Amcası Birinci Abdülhamid, yeğeni Selim'i fazla sıkmamış, hapsetmemiş ve belli ölçüde serbest bırakmıştı. Selim, bu sayede tahta geçtiği zaman yapacaklarını çok önceden tasarlama imkánını bulmuştu. Ama Sadrazam Halil Hamid Paşa'nın, Birinci Abdülhamid'i tahttan indirip Selim'i padişah yapmaya çalışması üzerine durum değişti. Darbe teşebbüsünü
haber alınca sadrazamını derhal öldürten Birinci Abdülhamid, Selim'i artık eskisi gibi serbest bırakmadı ama dünyayla irtibatını da tam olarak kesmedi. Åžehzade Selim artık sıkı bir kontrol altında bulunmasına raÄŸmen, bu dönemde Fransa Kralı Onaltıncı Louis ile mektuplaÅŸma imkánını bile buldu.GeniÅŸ görüşlü ÅŸehzade 1789'da tahta çıktığı sırada, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu berbat bir haldeydi. 1768'den itibaren Ruslar'a karşı arka arkaya alınan maÄŸlubiyetlerle baÅŸta Kırım olmak üzere önemli topraklar kaybedilmiÅŸti. Rusya'nın yanısıra Avusturya ile de savaşılıyor ve herÅŸey aleyhimize cereyan ediyordu. Üçüncü Selim, iÅŸte bu yüzden bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldırıp, eski haÅŸmetli günleri geri getirecek bir hükümdar olarak görüldü ve halk padiÅŸahtan derhal bir ÅŸehzade beklentisi içine girdi.Ama, kendisine büyük ümitler baÄŸlanan Üçüncü Selim, kısırdı. Senelerden beri bunalmış vaziyette olan halk, bir ÅŸehzadenin doÄŸması halinde uÄŸranan maÄŸlubiyetlerin acısını az da olsa unutacak ve güzel bir gelecek için umutlanacaktı.Üçüncü Selim sadrazamı, yani baÅŸbakanı olan Koca Yusuf PaÅŸa'nın verdiÄŸi akılla halkı umutlandırmak için bir oÄŸlunun dünyaya geldiÄŸine dair bir hatt-ı hümayun yazdı. Bu, devlet görevlilerine ve halka 'OÄŸlum oldu, her yerde kutlamalar yapın' demekti. PadiÅŸah, oÄŸluna 'Ahmed' adını verdiÄŸini söylüyor ve kutlamaların derhal yapılmasını emrediyordu. Åžehzadenin doÄŸumu ÅŸerefine bir hafta boyunca günde üç defa top atışları da yapılacaktı.Ä°stanbullular çok sevinçliydiler ama birkaç gün sonra duyulan bir baÅŸka haber, halkı son derece üzdü: Yeni doÄŸan Åžehzade Ahmed, birdenbire ölüvermiÅŸti. Hayali ÅŸehzade konusunun zaman geçtikçe dallanıp budaklanacağını farkeden Üçüncü Selim, zaten varolmayan çocuÄŸunun birdenbire ölüverdiÄŸini duyurmuÅŸ ve halka umut dağıtma iÅŸine son vermiÅŸti.Mustafa DedeTÃœRK hattının en büyük isimlerinden Hamdullah'ın oÄŸluydu. Ä°lk hat dersini ve icazetini babasından aldı. Babası öldüğü zaman henüz üstün bir dereceye ulaÅŸmadığını görerek Amasyalı Abdullah'tan ders almaya devam etti. HAc için Mekke'ye giderken Mısır'dan geçti, Kahire'ye uÄŸradı ve babasının senelerce önce orada bıraktığı yazıları inceleyerek sanatını mükemmelleÅŸtirdi. Hac dönüşü Ãœsküdar'a yerleÅŸti. 1538 yılında, öğrencilerine ders verdiÄŸi sırada, cariyelerinden birinin getirdiÄŸi dozu fazla kaçmış bir macunu yedikten az sonra öldü. Karacaahmed'e, babasının yanına gömüldü.Halep dolmasıPatlıcanlar tepeleri kesip soyulur, oyulur ve tuzlu suya atılır. YaÄŸlı koyun kıymasına, patlıcanların çıkartılan içlerinin bir kısmı, çiÄŸ pirinç, soÄŸan, tuz, biber, nane ve safran yoÄŸrularak iláve edilir. Patlıcanlar bu ÅŸekilde doldurulduktan sonra kesilen tepeleri üzerlerine kapatılır. Alt tarafına kemik dizilmiÅŸ olan tencereye yerleÅŸtirilir ve üzerine koruk suyu iláve edilir. Kor üzerinde suyunu çekene kadar piÅŸirilir. Patlıcanların siyah kabuÄŸa kadar iyice oyulması gerekir ('Melceü't-Tabbáhin'den).Â
button